Bu cemaat yazısı camiayı salladı
Abone olMuhafazakar kesimin "akil" adamlarından Karaman Hoca, ilk kez kavgayı yazdı ve "cemaate ince bir ayar" çekti. Bu yazı muhafazakarların dilinde.
GAZETECİLER.COM - Muhafazakarların
akil adamlarından İslam Hukuku Profesörü Hayrettin
Karaman'ın kaleme aldığı yazı büyük yankı buldu.
İktidar-Cemaat-Liberal ayrışmasını kaleme alan
Karaman hoca, cemaat ile sivil toplum örgütleri ve medyaya
ince bir ayar çekti... Bu yazının bir diğer
özelliği de Karaman Hoca'nın Cemaate
yönelik ilk kez açık bir eleştiride bulunuyor
olması...
"Lütfen herkes haddini bilsin!" diyen
Karaman Hoca, "iktidarın kimsenin tapulu malı
olmadığını, AK Parti'nin halkın oyuyla yönetime
geldiğini" hatırlatıyor.
ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULDU
İşte muhafazakar çevrelerde dilden dile dolaşan o yazı;
"Askerî darbeler kimi zaman sağa, kimi zaman sola, bazen de her
ikisne yöneldi, zarar verdi. Darbelerden fayda umanlar vardı, onlar
şakşakçılık yaptılar, hala da yapıyorlar. Zarar gören ve mağdur
olanlar ise –her biri kendine mahsus iddia ve hedeflerinden ya
vazgeçerek veya onları erteleyerek- bir an önce demokrasiye
geçebilmek için işbirliği yaptılar, dayanışma örnekleri verdiler.
Çünkü demokrasi her birinin serbest at oynatmasına, amacına ulaşmak
için örgütlenmesine, hızlı veya yavaş yoluna devam etmesine en
uygun siyasi sistem idi.
Bahsedilen işbirliği ve dayanışma çerçevesi içinde sağcılar, solcular, liberaller, islamcılar, her birinin klikleri... vardı.
İyi kötü demokrasi geldi, vesayetler önemli ölçüde azaldı.
Böylece ortak tehlike ortadan kalkınca –öküz öldü ortaklık
bozuldu- kabilinden her bir gurup kendi işine (davasına,
yoluna, yöntemine, menfaatine...) döndü. Bu durumda az veya çok
yol, yöntem, amaç, menfaat çatışması kaçınılmazdı.
İKTİDAR SİZİN ROBOTUNUZ DEĞİL
Şimdi grupların her birinin karşısında diğeri olmakla beraber, hemen tamamının da karşısında ve hedefte iktidar var. Çünkü her biri yolunda yürümek, amacına ulaşmak, özel programını uygulamak ve menfaatini kotarmak... için iktidarı "kullanmak" istiyor. Sanki iktidarın hiçbir bilgisi, programı, amacı, görüşü, ilkesi ve ahlakı yok; sanki robot, birileri kuracak, programlayacak, sonra düğmeye basacak ve oynatacak!
İktidar robot olmadığını ortaya koyunca
göstermelik dostluklar bozuluyor, nezaketler bir
yana bırakılıyor, hakaretler, hatta komplolar başlıyor.
İKTİDARIN GÜCÜ HALKTA, CEMAATTEN
DEĞİL
Benim gördüğüm kadarıyla bugünkü iktidar gücünü ve halk nezdindeki kredisini hiçbir sivil guruba (örgüte, sermaye ve medya patronlarına) borçlu değil. Ülkemizde sivil toplum örgütlerinin –ayrı ayrı- güçleri bellidir. Bu güç ne bir partiyi iktidara getirebilir, ne de iktidardan düşürebilir.
Gruplar belli sebeplerle iktidarı
(partiyi) desteklemiş olabilirler; bazıları da karşı propagandalar
yaptılar, partinin iktidara gelmemesi için ellerinden geleni
arkalarına koymadılar; sonunda ne oldu? Malum (boylarının öşlçüsünü
aldılar). Bu noktada önemli olan halkın (oy tabanının) nabzını iyi
tutmak, iyi ölçmektir, iktidar da bunu yapabiliyor.
BEĞENMİYORLARSA BAŞKA PARTİYİ
DESTEKLESİNLER
Sivil toplum, sermaye ve medya iktidarı
ele geçirme, kendi irade ve menfaatleri doğrultusunda yürütme
sevdasından vazgeçmeli; tenkit, uyarı, nasihat
hakkını/vazifesini insaflı kullanmalı, dedikleri olmadı diye
iktidarı düşman yerine koymamalı, beğenmiyorlarsa başka bir partiyi
desteklediklerini açıkça ortaya koymalıdırlar.
HERŞEYİ ONLAR MI İYİ BİLİYOR?
Hiçbir kimse Allah'tan vahiy almıyor ve doğru/iyi/uygun olanı bulmak ve bilmek hiçbir kimsenin tekelinde değil. Bunca milletvekili, bakan, müsteşar, bilinen ve bilinmeyen danışman cahil, gafil, aymaz da yalnızca bazı köşe yazarları ve sivil toplum sözcüleri mi her şeyin doğrusunu biliyor?
Lütfen herkes haddini bilsin, daha mütevazı olalım, üst perdeden konuşmayalım, hele hele asla hakaret etmeyelim; yapabiliyorsak doğru bulduğumuzu münasip bir lisan ile ifade edelim.
İktdar da hiçbir kimseye tapulu değil, yanlış yapana halk
zamanı gelince dersini verir.
YENİ KÜRT PLANI'NIN ÜSTÜNÜ HASAN CEMAL BİR KALEMDE
ÇİZDİ...
CEMAAT YORUMU İSE ŞAŞIRTTI. DİĞER
SAYFADA...
[PAGE]
HASAN CEMAL PLANIN ÜSTÜNÜ ÇİZDİ
GAZETECİLER.COM - Habertürk
ekranından Ece Üner'in sorularını yanıtlayan Milliyet yazarı Hasan
Cemal, hükümetin Kürt sorunu üzerine yeni yol haritası olarak
basına sızdırdığı planı yorumladı.
Hasan Cemal'in asıl dikkat çeken yorumu ise cemaat-AKP
arasındaki kavgaya dair geliştirdiği senaryoydu. İddiasına göre
Cemaat, AK Parti'yi aklıyor.
Cemal, planın 90'lı yıllardaki stratejilerden bir farkı olmadığını,
başarılı olma şansı bulunmadığını ve her hangi bir yenilik
içermediğini söyledi.
BU PLAN YENİ FALAN DEĞİL! YENİ OLAN
MÜZAKERE STRATEJİSİYDİ
Hükümetin sızan planda yeni bir şey demediğini kaydeden Cemal
'yeni olan hükümetin diyaloğu hedefleyen önceki
stratejiydi. Yeni denen bu strateji 2011 seçimlerinden önce
uygulanmaya başlandı ve devam ediyor.' dedi.
"Eski stareteji yeniydi çünkü Başbakan Erdoğan büyük bir cesaretle
davranarak kendi özel temsilcisini Kandil'den gelen temsilcilerin
karşısına oturttu . Yeni olan buydu. Çünkü silahların yerine
siyaset ve insanlar konuşmaya başlamıştı. Sonra vites değiştirildi
ve tersi yola girildi. KCK operasyonlarıyla seçilmiş Kürt
siyasetçileri kitleler halinde tutuklandılar. Diğer yandan Büşra
Ersanlı ve Ragıp Zarakolu gibi aydınlar da tutuklanmaya başlandı,
tutuklu vekiller için hiç bir şey yapılmadı. Bütün bunlar aslında
yeni şeyler de değildi. Eskiden de hep böyle olurdu zaten. 90'lı
yıllarda insanlar öldürüldürdü şimdi tutuklanıyor, eskiden Vekiller
faili meçhullere gittiğini görüyorduk bugün ise Ahmet Türk gibi
barışcıl biri isim bile polis tarafından yumruklanıyor...
CEMAATİN ŞAHİN TAVRIYLA AKP'NİN
HATALARINI AKLAMAK İSTİYORLAR
Çatışmalarla geçen Nevruz kutlamaları sırasında Batman'da polis
tarafından yumruklanan Ahmet Türk'ü hatırlatan Ece Üner "Bu
yumruk Ankara'nın iradesini yansıtıyor mu yoksa hükümete rağmen mi
yapılmış bir şeydi?" diye sordu.
Cemal, Üner'in sorusunu cemaat ve AKP çatışması
üzerinden yorumlarken çarpıcı bir noktaya da değindi:
"Polis ve yargıdaki bu gücün varlığı üzerinden Başbakan ve
AKP'nin kürt meselesindeki yanlış tavırları aklanıyor".
Cemal, Ahmet Türk'e atılan yumruğun ise Erdoğan'ın
oyun planına bakarak yorumlanması gerektiğini belirtti ve
Başbakan'ın 90'lara döndüğünü kaydetti.
Ece Üner: Bu yumruk Ankara'nın iradesini
yansıtıyor mu yoksa hükümete rağmen mi yapılmış bir şeydi?
Hasan Cemal: Bu çok ilginç bir tartışma.
Tartışmanın bir taradında cemaat ya da camia var deniyor. Bunlar
müzakereci çizgiyi saptırıp çatışmacı tek tönlü bir sürece sokmak
istiyor deniliyor. Bu değerlendirmede bir gerçek payı var. Ama
tehlikeli bir yanı da var. Polis ve yargıdaki bu gücün varlığı
üzerinden Başbakan ve AKP'nin kürt meselesindeki yanlış tavırları
aklanıyor. Başbakan ile polis ve savcı bloku arasında KCK
operasyonları üzerinde bir anlaşmazlık yoktu. Hatta benim gibi
isimler operasyonları eleştirince Başbakan bize cevap verdi,
'tavırlarını gözden geçirsinler' diye... Ahmet Türk'e atılan yumruk
bir tuzaktır diyenler varsa bilemem. Önemli olan Erdoğan'ın oyun
planıdır. Bu konuda da yeni bir şey yok Erdoğan 90'lı yıllara
kaymaya başlamıştır...
KOF KABADAYI BERAAT ETTİ... BAŞBAKAN'IN
AÇTIĞI DAVADA KARAR
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
KOF KABADAYI BERAAT ETTİ
GAZETECİLER.COM -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taraf
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet
Altan’a açtığı hakaret davasında suç unsurlarının
oluşmaması nedeniyle beraatına karar verildi.
Ahmet Altan hakkındaki iddianamede Altan’ın, ”Yazılı bir ileti
yoluyla kamu görevlisine görevinden dolayı basın ve yayın yoluyla
saldırdığı” iddiasıyla 1 yıldan az olmamak üzere 2 yıl 8
aya kadar hapis cezası isteniyordu.
MEŞHUR KOF KABADAYI
YAZISI
Mahkemenin beraat kararı aldığı yazı büyük tartışma yaratmış ve muhafazakar yazarları adeta çileden çıkarmıştı. Altan, mahkemelik olan yazısında şunları yazmıştı:
“...Sen lafa, ‘örf ve adetlerimizden, manevi
değerlerimizden’ gireceksin sonra ilk sıkıştığın yerde kavgaya
‘baba’yı, ‘aile’yi karıştıracaksın.
Bu mu senin manevi değerlerin?
Bırak bizim örfümüzü, geleneğimizi, manevi değerlerimizi, mafyada
bile yoktur kavgaya aileyi karıştırmak.
Başbakan gibi kavga etmek istiyorsan başbakana yakışır bir
olgunlukla, delikanlı gibi kavga etmek istiyorsan delikanlıya
yakışan bir raconla kavga edeceksin."
CANLI YAYINDA İKTİDAR MEDYASINI BOMBALADI... 28
ŞUBAT'TA BİLE
BU KADARI YAPILMADI...
[PAGE]
İKTİDAR MEDYASINI
BOMBALADI
GAZETECİLER.COM -
Habertürk ekranında Balçiçek
İlter'in sorularını yanıtlayan gazeteci-yazarı
Ahmet Tulgar hükümeti destekleyen medyayı topa
tuttu.
Muhafazakar ve hükümet destekleyen gazetelerin itibarsızlaştırma ve
karalama kampanyaları düzenlediğini vurgulayan Tulgar "28
Şubat'ta bu kadar bayağısı yapıldı mı?" diye sordu.
İBRETLE İZLİYORUM TANSU ÇİLLER 28 ŞUBAT MAĞDURU
YAPILIYOR
"İbretle izliyorum 28 Şubat tartışmalarını. Şaşkınlıkla izliyorum.
'Türedi demokrat' diyorum ben bunlara... Tanımasak bu insanları, o
dönem ne yaptıklarını bilmesek inanacağız. Türkiye'de sahiden
demokratik anti militer bir süreç var diyeceğiz. Yok ama iki
yüzlülük var... Kiminin makyajı akar kimini riyası... Medyada da
siyasette de bunun çok bariz örnekleri var. Tansu Çiller ve islami
kesimden bazı insanlar 28 Şubat mağduru yapılıyor... Ama bu
insanlar o dönemde öyle ya da böyle sessiz kalmışlar..."
MEDYA 28 ŞUBAT'TAKİ UYGULAMALARI BUGÜN KÜRTLERE
YAPIYOR
"Bugün yapılanların 28 Şubat'ta yapılanlardan ne farkı var? Bugün
de Kürtlere aydınlara yönelik her türlü manüplasyon ve karalama
yapılıyor. Bir profesör (Büşra Ersanlı) resmi bir partinin
milletvekilleri olan bir partinin siyaset akademizinde ders
verdiği için tutuklanıyor ve gazeteler 30 yıl önce yaşananları
manşete çekip, bir akrabasını 'Musevi' diyerek açıkça hedef
gösterdiler. Çok yaygın bir itibarsızlaştırma kampanyası yaptılar.
28 Şubat'ta bu kadar bayağısı yapıldı mı? "
TWİTTER'DA HERKES BU YARIŞMACIYI KONUŞUYOR.
SİYASET BİLİMİ ÖĞRENCİSİ
VERDİĞİ CEVAPLA ALAY KONUSU OLDU. DİĞER
SAYFADA
[PAGE]SOSYAL MEDYANIN DİLİNE DÜŞTÜ
GAZETECİLER.COM (ÖZEL)
Kenan Işık'ın sunduğu Kim Milyoner Olmak İster?
yarışmasına katılan Siyaset Bilimi öğrencisi
'TBMM başka hangi adla anılır' sorusuna
Yüce Divan cevabı verdi, sosyal medyanın diline
düştü.
Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümü öğrencisi Gözde Umay
Dalkalı, yarışmada "bu soruya yanlış cevap verirsem hocalarım
beni..." dedi ama yanlış yanıt vermeyi başardı.
Yanlış yanı veren yarışmacıları son dönemde azarlaması ya da
mühtehzi gülüşleri ile iğnelemesi yüzünden defalarca haberini
yaptığımız Kenan Işık ise, Siyaset Bilimi okuyan
ve Parlamento yanıtını veremeyen yarışmacıya "sizi teselli
etmek için söylemiyorum, bu sadece şansızlık" diyerek
farklı bir tavır sergiledi.
İŞTE O TWİTTER MESAJLARI
İşte yarışma daha yayınlanırken twitterda dönmeye başlayan sohbetlerden bazıları:
- TBMM'nin diger adina yüce divan demek ayip degil, sadece biraz starbucks'dan çikip hayata dönmek lazim sevgili 7tepe ögrencileri.
- Neymiş efendim siyaset bilim öğrencisi nasıl olur da yüce divan cevabı verirmiş yıllardır boşuna demiyoruz Sakallı Celal'e kulak verin diye.
- TBMM başka hangi adla anılır sorusuna Yüce Divan cevabı veren Yeditepe siyaset bilimi ogrencsinin dersine skype ile Emre Uslu mu baglaniyor?
- kim milyoner olmak ister'de siyaset bilimi öğrencisi tbmm'nin diğer adına "yüce divan" dedi. eğitim sistemini 40+40+40 yapsan ne yazar..
- Siyaset bilimi okuyan biri "millet meclisinin diğer adı yüce divan" diyebiliyorsa bu durum eğitim sorunu değil zeka sorunudur!
- Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi'nden önce Yüce Divan geldi.Şimdi de aynı bölümden Survivor'a katılan biri bakalım ne diyecek ?
- Yüce Divan sarışın olmakla doğru orantılı gibi bişey mi ?
- Okulumuzu rezil eden Gozde Umay Dalkali'ya tebrikler.Seneye okula ögrenci alımları kapanmıştır
- sadece yüce divan'ın ne olduğunu bilmiyor değil daha beteri parlemento'nun da ne olduğunu bilmiyor
KENDİSİ DE YANIT VERDİ
Twitter'da günün en çok konuşulan isimlerinden biri
olmayı başaran yarışmacı Gözde Umay Dalkalı, kendisi hakkındaki tüm
mesajları retweet ettikten sonra bazılarına da yanıt verdi... İşte
o yarışmacının mesajları:
-tamm artık basın açıklamamı yapabılrmym hepnız sustugunuza
gore =) 1.si sıkıcı hayatınıza buldunuz malzemeyi bu sizi artık 40
yıl idare eder
-2.si hayatımda güldüğüm en komik geceydi ne isterseniz yazın hatta
arkadaslarımla en yaratıcı olanları rt yapıoruuuuuzzz :)
-3.su o bok attıgınız okula girmeye gucunuz bilginiz ve
paranız yetmeyince kuyruk acısı çekip böle komplekslere giriyosunuz
yapmayın yazık..
-4.su bi insann bilgisi bi yarışmdaki bi soruyla ölculmz bana aptal
sarısn dıyen kızlarn ne gotu yer o yarışmaya gırmeye ne de o
suratları :)
- evet haklısnz şehitlrmze kelle demedm meclisi gördüktn
sonra bu şeklde tt olduysm cidden helal olsun bikere daha bana
hatta az bile sölemşm!
CANLI YAYINA, MEDYAYA SIZAN KÜRT PLANI DAMGA
VURDU...
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
CANLI YAYINDA YENİ KÜRT PLANI TARTIŞILDI
GAZETECİLER.COM - Gündeme bomba gibi
düşen Kürt sorununda yeni çözüm planı iddiası CNN
Türk ekranlarında mercek altına alındı. Cüneyt
Özdemir'in sorularını yanıtlayan CNN Türk
Ankara Temsilcisi Hande Fırat Ankara kulislerinden
edindiği notları aktarırken akademisyen Vahap
Coşkun ise hükümetin sızdırdığı planı yorumladı...
PKK'YA BARZANİ DEĞİL LİDERİ SİLAH
BIRAKTIRABİLİR
Hande Fırat, BDP lideri Selahattin
Demirtaş ile görüştüğünü ve basına sızan planı sorduğunu
söylerken aldığı yanıtları canlı yayında paylaştı. Fırat,
Demirtaş'ın planda yeni bir şey olmadığını, Kürt sorununa çözüm
getirecek bir aklı ifade etmediğini söylediğini belirtti.
"Bunun nesi yeni" diye soran Demirtaş planın
başarılı olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Fırat, Demirtaş'ın
plandaki Barzani ayağı için de "PKK'ya Barzani değil sadece
lideri silah bıraktırabilir" dediğini de aktardı.
BDP PKK İLE ARASINA MESAFE KOYMADAN MUHATTAP
OLAMAZ
Hükümet cephesinden de nabız yoklayan Hande Fırat,
AKP'nin bu planla esasen Abdullah
Öcalan ve Kandil ile diyaloğu gündemden kaldırdığını
söyledi. Fırat, BDP'nin muhattap alınmasının ise PKK ile arasına
mesafe koyma şartıyla olabileceğini belirtti. Fırat, hükümetin
"BDP terörle arasına mesafe koyup dilini değiştirirse belki
o zaman onlarla ya da içlerinden farklı bir grupla
görüşebiliriz" dediğini aktarırken "e nasıl
çözeceksiniz?" sorusuna ise "muhattap Kürtlerdir,
onların talepleridir." cevabını aldığını söyledi.
Fırat, hükümetin bölgede aldığı oya
güvendiğini ve Kürtlerin esas temsilcisinin AKP olduğu yönündeki
argümanı işlediğini de notlarına eklerken, operasyonların ve
tutuklamaların devam edeceğini vurguladı.
AKP: ÖCALAN BİZİ ALDATMAK İSTEDİ! BDP: ONLAR ÖCALAN'I KANDIRMAK
İSTEDİ
Fırat'ın aktardığı çarpıcı notlardan biri de İmralı'daki müzakere
süreci üzerine oldu. Hükümetten bir kaynağının iddiasını aktaran
Fırat, kaynağının "Öcalan devleti kandırmak
istedi" dediğini aktardı. Fırat, Demirtaş'ın ise bu
iddianın aksini söylediğini aktarırken BDP liderinin
"İmralı'daki diyalog sürecinde esas devle Öcalan'ı
kandırmak istedi ancak Öcalan çetin ceviz çıkınca masa
devrildi" dediğini söyledi.
HÜKÜMET NEDEN PLANI ÜÇ GAZETECİ ÜZERİNDEN SIZDIRDI?
Cüneyt Özdemir, hükümetin bu planı neden üç gazeteci
üzerinden sızdırdığını sorarak esas amacın ne olduğunu sordu. Fırat
ise hükümetin bu planı üç gazeteci üzerinden sızdırarak
kamuoyundaki tepkileri yoklamak istediğini, sonuçları görmek
istediğini söyledi.
BU PLAN HÜKÜMETİN YAPTIĞI BİR MEDYA
ÇALIŞMASIDIR
Programa Diyarbakır'dan katılan Dicle
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Vahap
Coşkun ise basına sızan projede yeni bir şey
olmadığını söylerken "bu plan esasen
bir medya çalışmasıdır ve başarılı olma şansı
yoktur" dedi:
"Bu hükümetin yaptığı bir medya çalışmasıdır. Zamanlama olarak da
başarılı bir medya çalışmadır. Çünkü hükümetin 2011 Temmuz'undan bu
yana uyguladığı politikaların iflas ettiği bu Newroz'da belgelendi.
Hükümet de bu resmin basında ve ekranlarda kendisine dönük sert
eleştirilere dönüşmesinden sonra bu medya çalışmasını devreye
soktu. Böylece güvenlikçi politikalara gelen eleştirileri böyle bir
ihtimali hatırlatarak sınırlamayı amaçlıyor. "Bu kapıyı da
açabilirim" diyor."
BU PLAN BAŞARISIZ OLACAK İÇİNDE YENİ BİR ŞEY
YOK
"Ben bu planın içinde yeni bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Neden
içinde yeni bir şey yok onu da belirteyim. Fikret Bila'nın
sıraladığı 10 maddeyi kapsayan uygulamalar zaten yürürlükte. Hatta
uzun zamandır uygulanıyor. Siyasi olarak BDP'yi muhattap alınması
noktası ise mümkün değil. Başbakan'ın daha dün yaptığı açıklamalar
var BDP'yle ilgili. Ben bu stratejiden bir sonuç alınmayacağını
düşünüyorum. Ben iflah olmaz bir iyimserim normalde karamsar olmam
ama durum bu sonuçta. AKP ile BDP arasında doğal bir diyalog
gelişmesi çok zor gözüküyor. Aynı zamanda dışarda da dingin bir
havaya ihtiyacımız, ama baharla birlikte çatışmaların arttığını
görüyoruz. Karşılıklı insanlar öldüğü zaman kitlelerin karşı
karşıya geleceğini de biliyoruz. Çok umutlu
değilim..."