Bitki çayları, çoğumuzun sağlığımızı korumak ve bazı rahatsızlıklarımızı tedavi etmek için doğal diye tercih ettiği ürünlerden. Bitki çaylarının faydaları yadsınamaz fakat bilinmeyen yan etkilerini de göz ardı etmemek önemli. Bu yan etkiler, hangi bitki çayının ne kadar kullanılacağı ve kimlerin kullanabileceğiyle doğru orantılı. Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, bitki çaylarıyla ilgili dikkat etmemiz gereken önemli uyarı ve önerilerini 8 başlık altında şöyle özetleyip şu bilgileri veriyor: Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, “Özellikle kış aylarında bağışıklığı desteklemek, vücut direncini artırmak veya metabolik hızı yükseltmek için insanlar aktarlara giderek bitki çayları veya poşet bitki çayları alıyorlar. Ancak ‘bitki çayları ‘çok masum’ gibi düşünülerek, insanlar kendilerinde var olan bazı hastalıklara bakmadan tüketebiliyorlar ya da bu hastalıkların farkında bile olmadıklarından, şifa zannederek bol bol içebiliyorlar." "Oysa ekinezyadan zencefile, yeşil çaydan adaçayına dek birçok bitki çayı; bazı durumlarda tehlikeli olabiliyor da. Bu yüzden sağlığa fayda yerine zarar vermemek için bitki çayı kullanımına dikkat edilmelidir” diyor. Uzman Bilgili'nin, dikkat edilmesini önerdiği bitkiler ve sebepleri: SİNAMEKİ: 'En tehlikeli örnek' sinemaki yaprağı çayı! Zayıflama çaylarında sıkça karışımıza çıkan sinemaki, özellikle kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Ancak 3 haftadan fazla tüketilmesi durumunda bağırsakta kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden olabilir. Ayrıca sinemaki, bağırsaklarda kronik bir tembellik de ortaya çıkarabiliyor. YEŞİL ÇAY: En sık tüketilen bitki çaylarından yeşil çayı, hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler dikkatli tüketmeli. Yeşil çay içeriğindeki epigallokateşin galat sayesinde metabolik hızı artırıyor ancak aşırı tüketiminde, içerisindeki kafeinden kaynaklı hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişileri rahatsız edebilir. Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler yeşil çayı bir-iki fincandan fazla tüketmemeli. KEKİK: Kekik çayı; idrar enfeksiyonlarından sindirim problemlerine, üst solunum yolu enfeksiyonlarından mide rahatsızlıklarına kadar pek çok fayda sağlasa da, tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı yüksek tansiyon hastalarında ilacın etkinliğini arttırdığından sanılanın aksine olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle 'yüksek tansiyon' hastalarının eğer kekik çayı içeceklerse bir uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra tüketmeleri uygun olabilir. EKİNEZYA: Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle ekinezya soğuk algınlığında çok sık kullanılan bir bitki çayı. Soğuk algınlığı kalıntılarının önlenmesi ve tedavisinde yardımcı. Mevsim değişimlerinin etkilerini hafifletmek, hastalıklara karşı vücut direncini artırmak için ekinezya çayı bir ay düzenli kullanılabilir.Ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Doğum kontrol, alerji ve kolesterol ilaçları ile etkileşimi olduğundan, bu ilaçları kullananlar bir uzman tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanmamalı. ZENCEFİL: Zencefilin, soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile diyabet üzerine olumlu etkileri biliniyor. Ancak bu şifalı bitki, safra salgısını artırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı olanların uzman kontrolünde tüketmesi şart. Ayrıca hamilelikte; bulantı ve kusmayı önlediği için de zencefil kullanılıyor. Ancak 1 gr üzerinde zencefil alınması adet söktürücü etkisiyle 'düşük' riskini meydana getirebileceği için, uzmana danışarak güvenli doz aralığında kullanılmalı. ADAÇAYI: Soğuk algınlığı tedavisinde adaçayı ve gargarası çok etkili. Sinüsleri ve akciğerleri temizliyor. Adaçayının içinde bulunan cineol isimli bileşen sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı oluyor. Fakat adaçayı, uykuya eğilimi artırdığı için sakinleştirici ilaç alanlarda ve gebelikte kullanılmamalı. Ayrıca kasılmalara da neden olduğundan hamilelerin adaçayı tüketmemesi gerekiyor. ZERDEÇAL: Zerdeçalın içerisinde bulunan kurkumin vücudumuzda hasara, kanser ve iltihaba yol açan maddelerin oluşumunu önlüyor. Yapılan çalışmalar kemoterapi ve radyoterapi uygulanan kanser hastalarında tedavinin daha etkili olmasını sağladığını gösteriyor. Ancak zerdeçalı 'safra kesesinde taş olanlar' kullanmamalı. Çünkü safra akışını artırıcı etkisi var. KUŞBURNU: Kuşburnu, içerisindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar ile romatizma gibi iltihabi hastalıkların doğal tedavisi için de son derece etkili ve kullanışlıdır. Ancak gün içerisinde yaklaşık üç fincandan fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol açabilir.