HT MASA ekibi bu hafta, 2.5 yılın ardından özgürlüğüne kavuşan Deniz Seki’yi, gazeteci Bilal Meşe’ye saldıran Arda Turan’ı, Ahmet Kural-Sıla aşkını, Aslı Enver ve Murat Boz’un barışmasını, Berk Oktay’ın sette olay çıkarmasını ve Tuba Büyüküstün-Onur Saylak çiftinin boşanmasını masaya yatırdı. "ÇOK ACAYİP TEKLİFLER ALIYOR DİKKATLİ OLMALI" 2.5 yıldır ceza evinde olan Deniz Seki nihayet özgürlüğüne kavuştu. Henüz cezaevindeyken birçok teklif alan Deniz Seki, bundan sonra kariyerini nasıl şekillendirmeli? OBEN BUDAK: Deniz Seki her şeyden uzak kaldığı dönemde bugünlerinin planını yapmış olmalı. Bir süre dinlenip etliye sütlüye dokunmadan her fırsatta şarkı söylemesi onun için iyi olur sanırım. REŞAT BALCIOĞLU : Pişmanlık fayda eder mi? Eder! Deniz Seki cezaevine düşünce suçundan ya da kitap yazmaktan girmedi. Evrensel bir suç olan uyuşturucu kullanmak ve temin etmekten yargılandı ve cezasını çekti. Deniz Hanım sırf hapis yattı diye albümlerinin patlama yapacağını ya da kariyerinin ivme kazanacağını düşünmüyorum. Deniz Hanım’ın konser programının birkaç ay yoğun olacağını, bu popülerliğini nakde çevireceğini düşünüyorum. ESİN ÖVET: Deniz sahneyi, sevenlerini, hareketli yaşamı özledi. O yüzden yanlış kararlar alabilir ama onu iyi yönlendiren ve koruyan bir ekiple birlikte. O yüzden bu süreci iyi atlatacağını düşünüyorum. Aslında çok hızlı ama bir o kadar da sakin ilerlemeli. Çünkü şu an çok acayip teklifler var kendisine. Bu teklifler iki sene sonra gelmeyebilir. O yüzden biraz akıllı adım atmak ve karar almak gerekiyor. KADİR KAYMAKÇI: Çok acayip bir şey yapmasına gerek yok, güzel şarkılar söylesin yeter! BÜLENT İPEK: Deniz Seki’nin cezaevinden çıkışı ve sonrasındaki medya ilgisi ‘sanki milli kahraman’ yakıştırmalarıyla bence yanlış bir noktadan eleştirildi. Magazinin geçici ilgisinden başka bir şey değildi bu. Deniz bundan sonra iyi şarkı ve kliplerle gündemde olur, öyle olmaya odaklanmalı. "BU İLİŞKİ HERKESİ TERS KÖŞEYE YATIRDI" Ahmet Kural ve Sıla aşkı nihayet belgelendi. İkilinin samimi fotoğrafları sosyal medyada ortaya çıkarken, Kural’ın partneri Murat Cemcir, ikilinin aşkı için “Çok yakışmışlar, Allah nazardan saklasın” dedi. Bu aşk sizi şaşırttı mı? Sizce bu ilişki uzun ömürlü olur mu? O.B.: Sıla’yı sevgililerine göre değerlendirmek ayıp kaçar tabii ama ne bileyim Özgür Mumcu sonrası Ahmet Kural’ı yadırgadım açıkçası. Birbirlerine iyi gelirler umarım. İ.D.: Sıla’nın dışarıdan donuk görünmesine aldanmayın, dünyanın en neşeli, en kafa dengi ve aşk dolu kadınıdır. Eğer biriyle fotoğraf veriyorsa basına, belli ki işler yolundadır. Ahmet Kural uzun zamandır ortalarda ‘aşk arıyorum’ kıvamında dolaşıyordu. İkisine de mutluluklar dilerim. R.B.: Bu aşk skandalla biter. Bu aşka çok ama çok şaşırdım ama gönül bu, nereye konacağı belli olmaz. Ahmet Kural’ın yaşam tarzı sık sık magazin sayfalarında yer alıyor. Hızlı gece hayatı, kaçamakları onun aşk kariyerini ortaya koyuyor. Sıla ise daha ağır, daha bir oturaklı ve şarkıları gibi insanı derinden etkileyen biri. Bu ilişkinin uzun süreceğini sanmıyorum, umarım yanılırım. E.Ö.: Sıla hayranları büyük yıkıma uğradı. Tuhaf olan şu ki Ahmet Kural bu kadar seviliyor görünüyorken aslında hiç mi sevilmiyor ne? Çünkü Hadise ile adı çıkınca da Hadise hayranları benzer bir tavır sergilemişti. Anlamış değilim. Ahmet Kural’ı hiçbir kadına yakıştırmıyor insanlar, dikkatinizi çekerim. K.K.: Sıla bence aşkta ‘detone’ olmuş:) Şaka bir yana gönül bu ne diyeyim yani... İki genç sevmiş birbirini bize kerevete çıkmak düşer ama bu ilişkinin herkesi ters köşeye yatırdığı kesin. Cevap Sıla, Ahmet Kural ve aşk kelimelerinin geçtiği bir soru kadar saçma oldu farkındayım. Kelimelerim bitti! B.İ.: Sürpriz bir ikili, bence yakışmışlar. Ahmet Kural adına ayrıca sevindim. Kontrolsüz gece hayatından göz önünde bir ilişkiye geçişi kariyeri için de iyi olacak. "ŞÖHRETİ, KARİYERİ VE PARAYI BİR ARADA YÖNETEMEDİ" Milli Takım uçağında gazeteci Bilal Meşe’ye hakaret edip saldıran Arda Turan, bu haftanın en çok konuşulan ismiydi. Turan, sizce bundan sonra kariyerini magazin figürü olarak mı sürdürecek? Magazin muhabirleri endişelenmeli mi? O.B.: Bence endişelenmeli. Eminim çevresinde bu hareketini ‘adam gibi bir hareket’ olarak pohpohlayan bir sürü arkadaşı var. O gazla magazincilere de dalabilir. İ.D.: Bırak babası yaşındaki savunmasız adamı, herhangi birine küfür edip, saldırıp, sonra bunu ‘adamlık’ sanan zihniyete, gelişmemişliğe yazıklar olsun! Bir dönem Türkiye’den kitap sipariş ediyor, bunları da sosyal medyada paylaşıyordu Arda. İşte onlardan biri olan ‘Şahane Hatalar’ kitabının kapağında, “Kendi maceranı kendin yarat. Tek başlangıç, sayısız farklı son” yazar. Arda kendi macerasını kendisi yarattı ama sonra hiç de şahane olmayan hatalar yaptı ve kendisi için en kötü sonu seçti ne yazık ki... R.B.: Spor sayfalarından magazin manşetlerine transfer olan Arda Turan, Barcelona’ya gittikten sonra özel hayatıyla, ilişkilerindeki iniş çıkışlarla, kaçamaklarıyla ve İspanya’da kurduğu küçük Bayrampaşa çetesi ile gündeme geldi. Şöhreti, parayı ve kariyeri bir arada yönetemedi. Sonuçta babası yaşındaki Bilal Meşe’ye attığı yumrukla Avrupa Birliği’nden çıkıp Bayrampaşa’ya dönüverdi. Magazin sayfalarımıza hoş geldin Arda. E.Ö.: Olabilir. Hiç belli olmaz şu durumda Arda Turan’ın ne yapacağı. K.K.: Kariyerini nasıl sürdüreceğine Arda’nın kendisi karar verecek. ‘Star Wars’taki Anakin Skywalker gibi ‘Güç’ün iyi tarafını seçip bir Jedi mı olacak yoksa ‘karanlık’ tarafa geçip ‘Sith’ lordu mu olacak tamamen onun elinde. Magazin muhabirlerinin endişelenmesini gerektirecek bir durum yok tabii şimdilik! B.İ.: Açık bir şiddet olayı gazetecinin yaşına, konumuna, sebeplerine bakılmadan eleştirilmeliydi. Pek öyle olmadı. Arda aynı zamanda magazin figürü zaten. Magazin gazetecileriyle ilişkileri spor basınına göre daha az sorunlu. "MURAT VE ASLI BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR" Murat Boz ve Aslı Enver barıştı. Ünlü popçunun evde kalan eşyalarını almaya gittiğinde gördüğü Enver’e “Birbirimiz için değerliyiz. Görüşmememiz için bir neden yok” dediği ve gönlünü aldığı ortaya çıktı. Enver, barışma sonrası çiftin ilişkisinin başladığı ‘Kardeşim Benim’ filminin ikincisinde de oynamayı kabul etti. Bu gelişmelere ne diyeceksiniz? O.B.: Murat Boz öyle bir düşüşe geçti ki ortalığı temizlemekten başka çaresi yok şu an. Tabii ki fabrika ayarlarına dönmeye çalışıyor ama artık onun için çok geç. Aslı Enver şu an algı operasyonunun dibine düştü, keşke kendini kullandırmasa. İ.D.: Biz dışarıdan bakarak onların ne yaşadığını bilemeyiz. Aslı’nın Murat’a olan sevgisi, saygısı bitmemiş ki ilişkileri bir şekilde devam ediyor. İkilinin buluşmasının filmin reklamı olduğunu iddia edenlerin de son derece karışık aşk meşk işlerinden hiç anlamadıklarını düşünüyorum. R.B.: Bu ilişki tamamen duygusal. Aradan geçen zamanda neler oldu bilmiyorum, film projeleri, sahne teklifleri etkili olabilir ancak ihaneti kabullenip yeniden bir araya geliyorsan mutlaka bir çıkar gözetilmiştir. Bunun adı ister film projesi olsun, isterse başka bir şey, bu aşk değil duygusal bir çıkar ilişkisidir. E.Ö.: Aslı Enver oynadığı rolden çok etkilenmişe benziyor. Böyle janjanlı laflara inanması falan. Türk filmi tadında. Bir de devam filminde oynamayı kabul etmesi bana çok komik geldi. K.K.: Benim bildiğim böyle bir barışma yok! B.İ.: İkisi de açık ve net değil. Fanlarını yanıltma, yönlendirme peşindeler. İkisinin açıklamaları birbiriyle çelişiyor. Biri bir hafta, diğeri üç hafta önce ayrılmıştık diyor. Benim için ayrılmalarının ya da barışmalarının bir önemi yok. Yarın hangi yalanı söyleyeceklerini merak ediyorum. "AYRILIĞI ELERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRMADILAR" Bir dönem şov dünyasının en sağlam evlilikleri arasında gösterilen Tuba Büyüküstün-Onur Saylak çiftinin evliliği de bitti. 6 yıl süren evliliklerinden ikiz kızları olan çift tek celsede anlaşmalı boşandı. Bu kıskanılan evliliği bitiren neydi sizce? İ.D.: Çok uzun zamandır aralarının iyi olmadığını biliyorduk. Haliyle bir Mustafa Ceceli gibi hayret uyandırmadı ayrılıkları. K.K.: Bazıları gibi ayrılığı ellerine yüzlerine bulaştırmadan evliliklerini bitirdiler. Bu bile büyük başarı! Sevgi bitebilir, önemli olan saygıyı yitirmemek. Anlaşılıyor ki Tuba ile Onur saygıyı kaybetmemiş ki bu çok önemli... Ayrılığın altında bir şeyler aramak saçma, dediğim gibi bazen sadece biter bir nedene gerek yoktur! O.B.: Onur Saylak’ın çok başarılı bir oyuncu olması, Tuba Büyüküstün’ün de oyunculuk konusunda ilerleme gösteremeyişi evde gerilim yaratmış olabilir mi acaba? Tuba’nın ‘Cesur ve Güzel’in setinde yarattığı gerilimler biliniyor, evde de aynı düzen sürmüş olabilir. B.İ.: Bu evliliği uzun dizi saatleri bitirdi. Kurtarmak için çok uğraştılar. Onur Saylak uzun süre ikizleri için dizi tekliflerini kabul etmedi. İkisi de çok iyi teklifler aldı ama ayrı setlerde 6 gün gece gündüz çalışmaya kaç evlilik dayanabilir? R.B.: Benim duyduğum bu evliliğin bitmesinde Tuba Büyüküstün’ün kararları etkili olmuş. Uzun zamandır eşiyle arası açıkmış ve sık sık yurtdışına gidiyormuş. Özellikle Londra’nın sıkı bir müdavimi olmuş Tuba Hanım. Kısacası bu evliliğin iki çocuğa rağmen bitmesinde Tuba Büyüküstün başrolde. "ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN DAVRANIŞI KABUL EDİLEMEZ" Berk Oktay, bu hafta rol aldığı dizinin çekimleri sırasında set ekibine hakaret ettiği haberleriyle gündeme geldi. Yaşanan olay sonrası set ekibi ünlü oyuncuyu boykot etme kararı aldı. Sizce Berk Oktay mı suçlu, projedeki insanlık dışı çalışma şartlarını düzeltemeyen yapımcılar mı? O.B.: Burada yönetmenle ilgili de sıkıntılar olduğu söyleniyor, Berk’in üzerine kalmamalı ihale. Ama tabii ki asıl problem bu kadar uzun süre çalışan herkeste gerginliğe rastlanması. Birbirlerine patlıyorlar sonuçta. İ.D.: Ben de şu ‘insanlık dışı çalışma şartları’ kısmına takığım. İnsanlık dışı dediğiniz şey sette olmaz. Yediği önünde yemediği arkasında bir ortamda çalışır oyuncular. Uykusuz kalabilir, sabahlara kadar çalışabilirler ama günün sonunda ‘gerçekten insanlık dışı şartlarda’ çalışanların 2 yılda kazanamayacakları parayı bir haftada alırlar. Bu sette 3 ekip 3 yönetmen çalışıyormuş. Berk Oktay’ın bu kadar çıldırmasının tek bir sebebi olabilir, o da rejinin koordinasyonsuzluğu. Doğru planlamayı yapamayıp aynı gün üç ekibe de Berk Oktay sahnesi veriyorlarsa ve oyuncuyu bir setten diğerine koşturuyorlarsa oyuncu da buna haklı olarak tepki gösterebilir. Ancak bu tepki küfür olamaz, olmamalı... R.B.: Dizi setlerinde zaman zaman böyle gerginlikler olduğunu duyuyoruz. Başrol oyuncuları setlerde çok şımartılıyor, kendilerini dizinin ya da projenin sahibi gibi görmeye başlıyorlar. Herkes haddini bilmeli. Setlerde çalışan ışıkçılar, çaycılar, makyözler seslerini çıkarınca kimseler duymuyor. E.Ö.: Yanlış hatırlamıyorsan daha önce Berk Oktay’ın set maceraları birkaç kez daha konuşulmuştu. Hatta kavgalar yaşanmıştı. Tüm ekipte sorun olamaz sanırım. Bence Berk adının huysuza çıkmasını istemiyorsa kurallarını ona göre koymalı. Çünkü bu bir kere yayılınca üzerine yapışıyor. K.K.: Berk Oktay oyuncu olmuş da set ekibini mi beğenmiyormuş! Berk Bey insanlık dışı şartlarda çalışıyor da setteki arkadaşlar yan gelip yatıyor mu? Bıraksın bu işleri! Kıt yetenekleriyle ‘başrol’ diye ekrana sürülünce buldumcuk oluyor bazı oyuncular. 10 yıl sonra o set ekibi yine bu sektörde olacak, Berk Oktay’ın nerede olacağına o zaman bakarız! B.İ.: Setin çalışma şartlarını bilmiyorum. Şartlar ne olursa olsun set ekibine küfür etme hakkı mı var başrol oyuncularının? Şiddet ve gerginlik her yeri teslim alıyor. Yapımcı hakarete uğrayanı değil edeni cezalandırmalı.