Bu anayasa ile ABye girmek hayal
Abone olDevlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği için Anayasa değişikliğinin şart olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Bu Anayasa ile
AB'ye girmek hayal. El ele verip Türkiye'ye yakışan bir Anayasa'ya
kavuşmamız gerekiyor'' dedi.
Bağış, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasında (KÜTSO) iş adamları ve
sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen
toplantıda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik
sürecinin, Cumhuriyet tarihinin en önemli demokratik açılımı
olduğunu söyledi.
Demokratik açılımı, ''Türkiye'de yaşayanların kendi içinde
bir helalleşme ve barışma süreci'' olarak nitelendiren
Bağış, ülkede insanların birbirini değiştiremeyeceğini kabullenmesi
ve ortak paydalarda birleşebilmeyi öğrenmesi gerektiğini ifade
etti.
Bağış, Türkiye'de yeni bir Anayasa'ya ihtiyaç duyulduğunu
belirterek, şunları kaydetti:
''Bu Anayasa ile AB'ye girmek hayal. El ele verip
Türkiye'ye yakışan bir Anayasa'ya kavuşmamız gerekiyor.
Aylardır muhalefet partilerine çağrılarda bulunuyoruz. Bütün
partiler birer Anayasa taslağı hazırlasın. Sonra o taslaklardaki en
iyi yerleri Anayasa Komisyonumuz, TBMM ele alsın ve Türkiye'ye
yakışır güzel bir Anayasa metni ortaya çıksın. Bu ülkedeki bütün
vatandaşlarımızın 'Benim' diyebileceği bir Anayasa'ya kavuşmamızın
vakti geldi. Bugünkü Anayasa'mız, askeri bir darbeden sonra
yazılmış askeri bir Anayasa'dır. Askeri bir Anayasa ile asgari bir
demokrasi olur, AB ve çağdaş medeniyetler seviyesi standartlarında
bir demokrasi olmaz. Gerçekten demokrasi istiyorsak, hep beraber bu
konuda el ele vermemiz gerekir. Ben, bu çağrıyı aylardır yapıyorum,
muhalefet partilerinden tek bir ses bile yok.''
Bu yıl Türkiye'de genel seçim olacağı beklentisi ile kimsenin
''heveslenmemesi'' gerektiğini dile getiren Bağış, halktan yetkiyi
gelecek yılın Temmuz ayına kadar aldıklarını ve bu zamana kadar
geçecek dönemin, çalışma, reform yapma ve Türkiye'nin
standartlarını yükseltme dönemi olduğunu anlattı.
Türkiye'nin Suriye, Libya ve Arnavutluk'la karşılıklı olarak vize
uygulamasını kaldırdığına işaret eden Bağış, ''İnşallah yakında
Birleşik Arap Emirlikleri ile de vizeleri kaldıracağız. Avrupa ile
de vizeler kalkacak mı? Bir gün gelecek o da kalkacak. Onun için
çalışıyoruz'' diye konuştu.
MÜZAKERE SÜRECİNDE ''ÇEVRE'' FASLI
Bağış, AB üyeliği sürecinde geçen yıl çok önemli işler
yaptıklarını, bu yıl daha fazlasını yapacaklarını ifade etti. 35
faslın 12'sinin açıldığını, kalan 23'ünden 2'sinin, üzerinde
müzakere olmayacak fasıllar olduğunu anımsatan Bağış, en son açılan
çevre faslının teknik bakımdan zor bir süreçte açıldığını dile
getirdi.
Fasılların müzakere belgesinin normal şartlarda 3-4 sayfa olduğuna
dikkati çeken Bağış, müzakere belgesi 80 sayfa olan çevre faslının
açılması için komisyona 1500 sayfalık strateji belgesi verdiklerini
ve komisyonun bunu 27 AB ülkesine kabul ettirdiğini anlattı.
Çevre faslının açılmasıyla ülkede teneffüs edilen havanın daha
temiz olmasını sağladıkları belirten Bağış, ''Kırsalda kullanılması
gereken motorinin şehir merkezlerindeki belediye otobüslerinde
kullanılmasını yasaklıyoruz'' dedi.
Bağış, maddi destek verilecek ''Sivil Toplum Diyaloğu 2 Projesi''
kapsamında kültür ve sanat, tarım ve balıkçılık olmak üzere 4 alan
belirlendiğini söyledi ve ''Bütün odalarımıza, sivil toplum
kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyorum, AB Genel Sekreterliğinin
internet sayfasına girin ve bu çağrıyla ilgili bilgileri inceleyin,
bu fonlara başvurun. AB, 50 bin avro ile 200 bin avro arasında
değişen bütçeli projelere destek veriyor. Bunlar tamamen hibedir''
diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN KENDİ GÜCÜNÜN FARKINA VARMASI
Bağış, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin kolay ilerlemediğini
belirterek, Kıbrıs sorununun Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB üyeliğine
engel teşkil etmediğini ancak Türkiye'nin üyeliği için ön koşul
gibi birileri tarafından devamlı Türk yetkililerin önüne
sürüldüğünü anlattı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin kendi kafasında
belirlediği beş faslı engelleyeceğini ilan ettiğini hatırlatan
Bağış, şunları kaydetti:
''AB'de eskiden ikide bir 'ayrıcalıklı ortaklık' diye ağızlarına
bir laf dolamışlardı, ondan vazgeçirebildik. Biz bunu kabul
etmeyeceğimizi çok net bir şekilde her vesileyle vurguladık. Ne
Almanlar, ne Fransızlar, ne başkaları artık o lafı ağızlarına
almıyorlar, alırlarsa da cevabını alıyorlar. AB'de kararlar oy
birliğiyle alınır. Türkiye bugün 12 fasıl açıp birini kapadıysa
bunların her biri oy birliğiyle alınmış kararlardır. Çevre faslını
açarken, biri tanımadığımız bir ülke olmasına rağmen 27 ülkenin
tamamı onaylamıştır. Niye onaylamıştır? Çünkü Türkiye'nin
potansiyelinin onlar da farkındadır.
AB, kendi konularını Türkiye'nin katkıları olmadan çözemeyeceğini
görmeye başladı. Avrupa'nın bugün en önemli konularından biri
enerji. Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerjinin yüzde 70'i Türkiye'nin
ya doğusunda, ya kuzeyinde, ya da güneyinde. AB için Türkiye, bu
enerjiye ulaşmak bakımından çok doğal bir köprü. Avrupa'nın kendi
içinde entegrasyon sorunları var, Türkiye bu konuda en önemli ilham
kaynağı ülkelerden biri. Avrupa'nın en önemli sorunlarından olan
uyuşturucuyla mücadelede Türkiye önemli bir kalkan. Türkiye'nin,
kendi gücünün farkına varması durumunda, başkaları tarafından
farkına varılacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.''
AB STRATEJİSİNDE DÖRT PLATFORMLU YENİ SÜREÇ
Türkiye'nin AB stratejisinde yeni bir süreç izlemeye başladığını
anlatan Bağış, eskiden engel olan fasıllar nedeniyle biraz
heveslerinin kırıldığını söyledi.
Bağış, bu yıldan itibaren belirledikleri dört platformdan oluşan
stratejiye ilişkin şu bilgiyi verdi:
''Birinci platformda açılmış fasıllarla ilgili kapanması için
yapılması gerekenleri normal süreçte ele alıyoruz. İkinci platforma
gelince, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy tarım faslını engelledi diye
biz ülke nüfusunun neredeyse yüzde 25'inin gelir kaynağı olan
tarımda ilerlemeyecek miyiz? Tabii ki tarımla ilgili gelişmeye
yönelik çalışmalara devam ediyoruz. Üç tarafı denizlerle kaplı
ülkemizde bugüne kadar bir Deniz Ürünleri Müdürlüğü bile olmamış.
AB standartları çerçevesinde tarım faslını açabilmemiz için böyle
bir müdürlük kurmamız gerekiyor. Kanununu hazırladık, bu sene Tarım
ve Köyişleri Bakanlığının teşkilat yapısını değiştiriyoruz, Deniz
Ürünleri Genel Müdürlüğünü kuruyoruz.
Bakanlığın adını da Tarım ve Gıda Bakanlığı olarak değiştiriyoruz.
Onlar faslı açsa da açmasa da bu bizim kendi çıkarlarımız için
gerekli. Bu AB sürecinde önemli olan fasıl açmak değil, önemli olan
zihin açmak. Türkiye'de devleti çetelerin yönetmesini isteyenlerin,
Avrupa'da Türkiye'ye karşı ön yargıları olanların zihinlerini
açmamız lazım. Bunun için reformlara devam ediyoruz. Üçüncü
platform, siyasi reformlar. Nasıl idam cezası kalktıysa Devlet
Güvenlik Mahkemeleri kapatıldıysa bu reformları sürdürmeliyiz.
Dördüncü platform ise iletişim. Türkiye'de AB ile ilgili yanlış
bilgiler var, Avrupa'da Türkiye ile ilgili yanlış bilgiler var,
bunları düzeltmemiz gerekiyor.''
Toplantıya Kütahya Valisi Şükrü Kocatepe, AK Parti Kütahya
Milletvekilleri Soner Aksoy, Hasan Fehmi Kinay, İsmail Hakkı Biçer,
KÜTSO yöneticileri, iş adamları ve sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri katıldı.
Bu arada, Bağış, toplantı öncesinde Güral Porselen firması
bünyesinde cam ürünler alanında faaliyet gösteren fabrika ile 1.
Organize Sanayi Bölgesindeki tesislerde incelemelerde
bulundu.