Bu, 30 yıllık bir mücadeleydi
Abone olAvrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en büyük anlaşmazlık çözüldü. Bu, 30 yıllık...
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,
“Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en büyük anlaşmazlık
çözüldü. Bu, 30 yıllık bir mücadeleydi. TC vatandaşları artık, AB
ülkelerinde serbest dolaşım hakkı kazandı” dedi.
TGRT Haber’de Fuat Kozluklu’nun konuğu olan AB Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa ülkelerine seyahatte vize
uygulamasının kaldırılması çalışmalarına ilişkin, “Bu, 30 yıllık
bir mücadeleydi. Avrupa Birliği üyelerinin bize vize uygulaması, 80
darbesinin yanlış kararlarının ve çarpık zihniyetinin neticesidir.
Normal şartlarda, 1963 Ankara Antlaşması gereğince bize vize
uygulamaması gereken ülkelere, 80 darbesini yapanlar, ‘Bu ülkenin
gençleri size sığınmacı olarak gelemesinler, vize koyun’ diyerek
bir yerde kendi haklarından da feragat etmişler. Millete atılan
kazığı, bugün çıkarma yolunda önemli bir adım atmış olduk. 70
ülkeye vizesiz seyahat edebilen vatandaşlarımız, 3,5 yılda 100’ün
üzerine ülkeye serbest olarak gidebilecek. Yani bir anda 28 ülke
daha vizesiz ülkeler arasına eklenmiş oldu” dedi.
“GÜNÜMÜZDE HAKLI OLMAK YETMİYOR”
Vize muafiyetinin başlayacağı 3,5 yıllık sürenin artıp,
azalabileceğine dikkat çeken Bakan Bağış, şunları söyledi:
“Biz vize kolaylığı değil, vize muafiyeti istedik. Tarafların
karşılıklı mesuliyetleri yerine getirmesi süreyi belirleyecek.
Mesela, önemli bir konu başlığıdır. Yaklaşık 50 bin kişilik sivil
bir sınır güvenlik teşkilatı kurmamız gerekiyor. Sınırları askeri
birimlerden alarak, İçişleri’ne bağlı, sadece sınır güvenliğinde
uzmanlaşmış profesyonel bir kadroya geçmemiz gerekiyor. Öte yandan
üçüncü ülke vatandaşları, Türkiye üzerinden Avrupa’ya yasa dışı
yollarla gidebiliyor. Bunlar ispat edildiği ve Türkiye de bunu
kabul ettiği takdirde, onları geri alıp barındırıp ülkesine geri
gönderme konusunda çalışma yapmamız da gerekiyor. Bunun altyapı ve
lojistik maliyetlerinin bir kısmını AB Fonları ile karşılayacağız.
Bu başlıkları hallettikten sonra serbest dolaşım hakkı kazanacağız.
Bu gelişmeler ‘ekonomik güçlenme’ somut temeline dayanıyor.
Günümüzde haklı olmak yetmiyor. Öyle olsa, bunu 5-10 yıl evvel
gerçekleştirirdik. Çok şükür bugün güçlüyüz. Eskiden ‘bu Türkler
yastığı döşeği alır başımıza dert olur’ endişesi vardı. Şimdi
Türkleri ‘yönetici’ olarak davet ediyorlar. Türkleri kendi
sorunları çözmek için çağırıyorlar.”
“İNSANİ DEĞERLER, ÇIKARIMIZDAN ÖNEMLİ”
“Suriye’den gelen insanlara bizim için ‘mülteci’ değil,
misafirlerimiz’dir” diyen Bağış, “Millet olarak gurur duymalıyız.
Küresel insani değerleri, ulusal çıkarların üzerinde tutan ender
ülkelerden biriyiz. Biz sadece ulusal çıkarları ön planda
tutsaydık, artı eksi hesabı yapsaydık; bugün Suriye politikamız da,
Mısır politikamız da, Filistin politikamız da çok başka olurdu. Ama
biz önce insan dedik. Ecdat nasıl; ‘insanı yücelt ki; devlet
yücelsin’ demişse ve insanı yüceltirken hiçbir ayrım yapmamışsa...
Biz de kapımıza gelip de yardım talep edenleri geri çevirmeme
geleneğini devam ettirmeye inanıyoruz. 500 bin’den fazla Suriyeli
kardeşimiz Türkiye’de… Avrupa Birliği ülkelerinden 20 kişi, 30
kişi, 50 kişi alan var; ama bizim gibi yüksek rakamda insan kabul
eden maalesef yok. Biz bu yolda 2 milyar Dolar’ın üzerinde kaynak
ayırdık. 26 tane kamp kurduk. 300 bin Suriyeli kardeşimiz orada
kalıyor; bir o kadar da insan, çeşitli yollarla ülkemizde ikamet
ediyor. Yani vahim bir tablo var ortada. Filipinler’de bir tsunami
felaketi yaşandı. Aynı gün bir jumbo jet uçak dolusu yardım
malzemesi ile başbakan yardımcımız Filipinler’e gitti. Arakan’a da,
Gazze’ye de, Haiti’ye de, Gürcistan’a da, Pakistan’a da yardıma
birçok ülkeden evvel vardık. Bu bize, Ecdat’tan yadigar kalan
özelliğimiz, bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Bunun bir bereketi de var.
Görüyoruz ki; bugün Türkiye, üyesi olmaya çalıştığı Avrupa
Birliği’nden üç katı hızlı büyüyen bir ekonomiye sahip” dedi.
“‘HAYIRDIR’ DİYE SORMAK İSTERDİM”
Dershaneler tartışmalarına üzüldüğünü gerekçe göstererek AK
Parti’den istifa eden Hakan Şükür’ün ayrılık kararı için Bağış,
şunları söyledi:
“Başbakanımız, birçok milletvekiline göstermediği kıymet ve
teveccühü kendisine göstermiştir. Bu parti içinde çok kişiye
gösterilmeyen hukuk, ilgi kendisine gösterilmiştir. Şaşırdım,
üzüldüm. Kendisine ‘hayırdır’ diye sormak isterdim. Birçok kapalı
grup toplantısı yapılıyor. Bunları orada dile getirip, diyalog ile
çözülebilirdi. Netice alamazsa istifa etmesi daha mantıklı
olurdu.”
“AYM’NİN KARARINI SORARLAR”
Bakan Bağış, tutuklu vekiller için Anayasa Mahkemesi’nin ret kararı
vermesini de değerlendirerek, “Madem ki Anayasa Mahkemesi,
‘bireysel başvuru’ maddesi geliştirmiş ve bunun neticesinde İzmir
Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesini kabul etmiş, diğer
milletvekilleri için aynı sebebi kabul etmemesini ben mantığımda
zorluyorum. Balbay’ı tahliye eden Anayasa Mahkemesi diğer vekiller
için neden aynı kararı vermedi bunu bilmiyorum ve eminim Brüksel’de
gündeme gelecek. Yarından itibaren bunu çalışmamız gerekecek” diye
konuştu.
MUHALEFETE ‘DOKUNULMAZLIK’ ELEŞTİRİSİ
Son olarak muhalefet partilerine yüklenen Egemen Bağış, “Yıllarca
dokunulmazlığa karşı olan ve dokunulmazlığın kaldırılması
gerektiğini söyleyen ana muhalefet partisi son seçimlerde birçok
tutukluya dokunulmazlık zırhı kazandırmak için onları
seçilebilecekleri yüzde 100 olan yerlerde CHP milletvekili adayı
göstermiştir. Aynı hatayı MHP de yapmıştır. BDP bunu zaten gelenek
haline getirmiştir. Bu da Türkiye’nin imajına zarar veriyor”
ifadelerini kullandı.
(İHA)