Bozkurt - Avşar restleşmesi sürüyor
Abone olBozkurt, Avşar'ın bir işadamından evlenme teklifi aldığını, ancak bu teklifi geri çevirerek onu ağlattığını öne sürüyor.
Oysa işin gerçeği çok farklı. Sözkonusu evliği Hülya Avşar
değil, genç erkeğin ünlü işadamı babası istemedi. Televizyoncu
Yasemin Bozkurt, yakında piyasaya çıkaracağı kitabında yer alan
ünlülerle ilgili açıklamalar yaparken; Hülya Avşar'ın ilk
evliliğinde de ihanete uğramış olduğunu anlatınca kıyamet kopmuş,
ünlü yıldız da ona zehir zemberek bir tele-mesaj çekerek öfkesini
kusmuştu... Şimdi ise Bozkurt'un açıklamalarında 'Hülya Avşar'ın
yıllar önce zengin bir işadamından aldığı evlilik teklifini geri
çevirdiği' konusu kamuoyunun gündeminde yer alıyor... Ancak ünlü
televizyoncu bu yeni iddiasında fena halde yanılıyor... Yasemin
Bozkurt'un iddiasına göre, 'Bir zamanlar Hülya Avşar'a zengin bir
işadamı evlenme teklif etti, ama Hülya bu cazip teklifi elinin
tersiyle itti... Reddedilen zengin işadamı da üzüntüsünden
ağladı...' Yasemin Bozkurt'un, bu iddiayı da tıpkı ilk kocasının
ihaneti gibi Hülya Avşar'ın annesi ve ablasından edindiği bilgilere
dayanarak öne sürdüğü aşikar... Oysa işin aslı bambaşka... Yasemin
Bozkurt, söz konusu olayda Hülya Avşar'ın istemeyen değil,
istenmeyen taraf olduğunu bilmiyor... Ve işte starbox magazin şimdi
de 1985 yılının yaz aylarında yaşanmış bu olayın gerçek yüzünü
ortaya koyuyor: O dönemde Yeşilçam'da hızlı bir yükselişe geçen
Hülya Avşar'ın peşinde pek çok ünlü ve zengin erkek vardı... Ancak
Hülya'nın gözü bu erkeklerden sadece birini görüyordu: Kayserili
ünlü bir işadamının oğlunu... Çünkü onu nikah masasına oturtmayı
becerdiği taktirde, yedi sülalesinin de geleceğini kurtarmış
olacağını gayet iyi biliyordu... Çapkın veliaht da Hülya'ya fena
halde abayı yakmış, onunla evlenmeyi kafasına koymuştu... Ancak
ortada önemli bir engel vardı: Kendisi de eğlence piyasasını iyi
bilen baba... Onun bu evliliğe onay vermesi hayli zor
görünüyordu... Nitekim, vermedi de... Bir bayram günü Marmaris'e
elini öpmeye gelen ve evlilik için kendisinden izin isteyen oğluyla
gelin adayını başköşeye buyur etti... Onların meramını dinledikten
sonra, özellikle Hülya'ya dönüp şöyle dedi: 'Bak kızım... Oğlumla
evlenmenize karışmam... Onunla evlenebilirsin, ama soyadımızı
taşıyamazsın...' İşadamı baba Hülya'ya özetle şunu diyordu:
'Seninle evlendiği taktirde oğlumu evlatlıktan reddederim...' Bu
durumda, sözkonusu evliliğin de Hülya için hiç bir cazibesi
kalmıyordu elbette... Gerçekleşmeyen bu evlilik olayının ardından
ağlayan biri varsa, o da kendisine ve ailesine parlak bir gelecek
sağlama hayalleri suya düşen Avşar Kızı'ydı... 'Hüsmen'le
evlenebilirsin ama Patpat'la olmaz!' Geçen hafta Ajda'nın 'Baba
engeli'ne takılan üç günlük evliliğinden söz etmiştik... O
vesileyle aynı engele çarpıp suya düşen bir başka evlilik hülyasını
daha hatırlayıverdik... Şimdi sırtını sağlam kayaya dayamış, hem
şöhretin zirvesine kurulup hem de mutlu bir evlilik sürdüren bir
başka hanım yıldızımız da, yıllar önce müstakbel kayınpederinin bir
çift sözüyle nikah masasının eşiğinden dönmüştü... O dönemde
şöhretten ziyade yağlı bir kapı arayan güzel kızımız, meşhur Patpat
ailesinin büyük oğlu Hüsmen'le büyük aşk yaşıyordu... Zaman zaman
başkaları da devreye giriyordu, ama tabii ki hatırı sayılır bir
servetin varisi olan Hüsmen 'Esas Oğlan' vaziyetindeydi... Gözü,
rüya gibi güzel artist kızımızdan başkasını görmeyen Hüsmen Patpat
da, onu zevcesi yapmaya kararlıydı... Ama 'Ağa Baba'sı bu duruma
karşıydı... Kendisi de zamanında artiz piyasasından dost tutmuştu
ya, biliyordu bu alemin girdisini çıktısını... Aşkı başına vurmuş
Hüsmen'cik son bir umutla babasını ikna edebileceğini düşündü...
Galiba bir bayram g ünüydü... Sevgilisini yanına aldı, güney
sahillerinde ailecek yat sefası yapan babasının huzuruna çıktı...
El öpme faslından sonra, Hüsmen durumu babasına açtı... Patpat Ağa,
iri gövdesini hiç kımıldatmadan rüya gözlü gelin adayına döndü:
'Beni eyi dinle gızım' dedi... 'Hüsmen'le tabii evlenirsin, emme
evlendiğin Hüsmen'in soyadı Patpat olmaz!...' Ağa, kısaca 'Bu haltı
yerse, oğlumu evlatlıktan atarım' diyordu... Hanım kızımız mesajı
'Eyi' anlamıştı... Patpat'lığı kalmayan Hüsmen'i kim ne yapsındı?..
Onuru kırıldığı için biraz gözyaşı döktü, ama geleceğe yönelik
hayalleri onurundan daha önemliydi... İstanbul'a döndüklerinde,
'Bak Hüsmen' dedi... 'Sen nasıl olsa kendine sevgili bulursun, ama
baba bulamazsın... Gel en iyisi biz bu sevdadan vazgeçelim!..'
Aslında 'Sen yoluna, ben yoluma' diyecekti, ama Hande Yener o
zamanlar henüz piyasaya çıkmamıştı ki!...