Bozdağ’dan Somali açıklaması
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Somali’ye 2011 yılında başlatılan yardımların 2. yılını değerlendirerek, Türkiye’den 506 milyon 945 bin 34...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Somali’ye 2011 yılında
başlatılan yardımların 2. yılını değerlendirerek, Türkiye’den 506
milyon 945 bin 345 TL yardım yapıldığını anlattı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara Rixos Otel’de basın
toplantısı düzenleyerek, Somali’ye 2011 yılında başlatılan
yardımların 2’inci yılını değerlendirdi. Somali’de yaşanan insani
krizi yerinde görmek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi
ile tüm sanatçıların, işadamlarının bölgeye gittiğini hatırlatan
Bozdağ, “Başbakan, Ankara’dan Somali’ye iki yıl önce bugün ses
vermişti” dedi. Somali’ye yardım eli uzatanların elini tutan bir
ülke olduğunu söyleyen Bozdağ, 19 Ağustos’un Somali için önemli bir
tarih olduğunu ifade etti. Başlatılan kampanya sayesinde 506 milyon
945 bin 345 TL Türkiye’den yardım yapıldığını anlatan Bozdağ,
TİKA’yla birlikte yürütülen çalışmalar hakkında şunları dedi:
“Mogadişu’ya gittiğimizde insanlar açlıktan ölmek üzereydi, şehir
çöple çevriliydi. Yardım kampanyalarıyla binlerce ton gıda gitti.
19 uçak, 10 gemiyle beraber binlerce ton gıda yardımı yapıldı.
Tedavi maksadıyla Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle 326 sağlık
personeli, 329 bin 255 poliklinik, 304 ton tıbbi ilaç yardımı
yapıldı.”
Somali’de kalıcı yardım yapabilmek adına ihtiyaç doğrultusunda
eğitim alanında önemli adımlar attıklarını kaydeden Bozdağ, 500
öğrencinin Türkiye’deki üniversitelere yönlendirildiğini ve
Somali’nin ihtiyaç duyduğu alanda eğitim gördüklerini ifade etti.
Toplam 1418 öğrencinin eğitim gördüğünü ve 1000 civarında da orta
öğretim öğrencisinin eğitildiğini söyleyen Bozdağ, Mogadişu’da
çöplerin temizlenmesi konusunda da önemli adımlar atıldığını
açıkladı.
Sağlıkta büyük bir yatırıma ihtiyaç olduğunu belirten Bozdağ,
Mogadişu’da 200 yataklı hastanenin bitmek üzere olduğunu ve 5 yıl
süreyle bir Somalili doktor ile Türk doktorun beraber işleteceğini,
5 yıl sonunda Türkiye’nin çekileceğini söyledi.
Somali’de Sudan, Cibuti ve Yemen haricinde Batı’dan büyükelçilik
olmadığını vurgulayan Bozdağ, Türkiye’nin ilk büyük büyükelçiliği
açtığını söyleyerek, “TİKA ile büyükelçilik faaliyetleri devam
ettiriyor. TİKA Türkiye’nin yüz akıdır” ifadesini kullandı.
Somalililere, Batılılar ve başka ülke temsilcileri tarafından
kendilerinden ne istediğinin sorulduğunu belirten Bozdağ, “Bu
sorulara Türkler bizden bir şey istemiyor. Aksine biz istiyoruz.
Onlar veriyor” cevabını verdiklerini ifade etti. Sorulan soruların
doğru bir yaklaşım olmadığını kaydeden Bozdağ, ölümlere son vermek,
insanların çaresizliğine çare olmak için Somali’de bulunduklarının
altını çizerek, siyasi ve hesabı nedenlerle orada bulunmadıklarını
söyledi.
Türkiye’nin Somali’de büyük bir başarı elde ettiğini vurgulayan
Bozdağ, Başbakan Erdoğan ve tüm yardım eli uzatan kuruluşlara
teşekkür etti.
Bozdağ, bir gazetecinin, “Büyükelçiliğe yapılan saldırı herkesi
endişelendirdi. Oradaki soruşturma nasıl sonuçlandı” sorusuna şöyle
cevap verdi: “Güvenlikle ilgili her türlü konuda gereken tedbiri
aldık. İhtiyaç halinde ne gerekiyorsa temin ediliyor. İçişleri
Bakanlığı saldırıyı incelemek ve gerekli tedbiri almak için bir
uzman heyet gönderdi. İnceleme sürüyor. Bitince açıklayacağız.”
İslam İşbirliği Genel Sekreteri İhsanoğlu hakkında yaptığı eleştiri
hakkında başka bir gazetecinin sorduğu soruya ise Bozdağ, şöyle
karşılık verdi: “Benim dün yaptığım eleştiri bana göre doğru bir
eleştiridir. İhsanoğlu’nu eleştirirken siz oranın genel
sekreterisiniz ve bir Türksünüz ve oranın adayı olarak orada
seçildiniz orada görev yapıyorsunuz. Mısır’da binlerce insan keskin
nişancılar ve askerler tarafından şehid ediliyor. Orada adeta bir
kıyamet yaşanıyor. Adı da İslam olan bir teşkilatın genel sekreteri
olarak devletlerin dışında genel sekreterin yapacağı bir şey
vardır. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir tavır geliştirmeliyiz
diye bir fikir götürdü mü? İslam İşbirliği Teşkilatı adına bir
açıklama yapamıyorum ama ben kendi adıma bir açıklama yapabilirim.
Böylesi bir zulüm karşısında böylesi bir katliam karşısında adında
İslam bulunan bir teşkilatın bu duruşunu içime sindiremediğimden
böyle bir onursuzluğu kabul edemeyeceğim. İhsanoğlu, bir karar
almış olsaydı, dünya kamuoyunda büyük bir yansımaları olurdu. Hiç
olmazsa durduğumuz saf net olurdu.”
(İHA)