Bozdağ'dan MHP'ye sert İmralı yanıtı
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İmralı'yla görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ , çözüm sürecine ilişkin, ''Netice alınmadığında arzu edilmedik sonuçlar çıktığında bedeli ödeyecek kim? Bahçeli değil. Bedeli ödeyecek kim? Kılıçdaroğlu değil. Bedeli ödeyecek AK Parti . Biz bu kadar açık söylüyoruz'' dedi.
Bozdağ, CNN TÜRK televizyonunda yayınlanan ''Ankara Günlüğü'' programında soruları yanıtladı.
Abdullah Öcalan 'ın BDP heyetiyle yaptığı görüşmenin tutanağının bir gazetede yayımlandığı hatırlatılarak, bunun nasıl sızdığının sorulması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir terörle mücadele ettiğine dikkati çekti.
Bugüne kadar bütün iktidarların terörü sonlandırmak için milletin önüne çıkıp söz verdiklerini dile getiren Bozdağ, her partinin seçmeninin bu niyetle oy kullandığını, AK Parti'nin de iktidar olduğu günden bu güne Türkiye'nin bütün sorunlarına kalıcı çözümler bulmak, terör meselesini de çözmek, milletin verdiği talimatı yerine getirmek için ciddi adımlar attığını söyledi.
Bozdağ, 2009 yılında da ''Milli Birlik ve Kardeşlik'' projesini uygulamak için adımlar attıklarını ifade ederek, ''O zaman da 'hain' dediler, 'işbirlikçi' dediler, işte 'memlekete ihanet ediyor' dediler, 'böldürüyor' dediler, 'bölüyor' dediler, nice iftiralar yaptılar. 'Terör bitsin' demek, 'kan dursun' demek, 'analar ağlamasın' demek, 'gözyaşı dinsin' demek ne zamandan beri ihanet oluyor, ne zamandan beri bölücülük oluyor'' dedi.
AYNI TEKERLEME
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ''Cumhuriyet savcılarının sessiz kalması anlaşılır gibi değil. Başbakan Erdoğan'ın uyguladığı politikalar vatana ihanet suçunu oluşturmaktadır'' yönünde açıklamaları olduğunun hatırlatılmasına karşılık Bozdağ, şunları söyledi:
''Aynı tekerleme, 2009'da da Sayın Bahçeli aynı şeyleri söyledi. Ben buradan Sayın Bahçeli'ye soruyorum. O zaman sizin öneriniz nedir? Söyler misiniz terörü bitirmek konusunda, kanı durdurma konusunda MHP'nin çözüm önerisi nedir? Bugüne kadar hükümetimize önerdiği bir çözüm var da biz uygulamadık, bir tane gösterebilir mi? Sürekli konuşmalarında 'ihanettir', 'bölücülüktür', 'vatan hainliğidir' diyor. Biz bu ülkenin en köklü meselelerinden bir tanesini çözmek için risk alan adımlar atıyoruz, diyoruz ki 'bu mesele bitsin'. Sayın Başbakanımız da aynı şeyi söylüyor. 'Eğer bu mesele bitecekse ben baldıran zehri içmeye hazırım' diyor. Bu, çok önemli bir şey. Şu anda terör meselesi bitmiş olsa kim kazanacak? Türkiye kazanacak. Çözüm iradesini ortaya koyan, çözüm sürecini gerçek anlamda hayata geçirmek isteyen bir yaklaşım ortaya koyduk.''
HERKES KAZANIR
''Bizim dediğimiz şey bu ülkenin kardeşliğini güçlendirmek'' ifadesini kullanan Bozdağ, şöyle devam etti:
''Bugün terör meselesini bitirme noktasında hükümet bir adım atmak istiyor, birtakım çalışmalar yapılıyor, 'biz bu işi bitireceğiz' diyor. Bu iş biterse Bahçeli kazanır mı Kılıçdaroğlu kazanır mı Türkiye kazanır mı? Herkes kazanır. Eğer bu iş bitmezse, netice alınmazsa, arzu edilen sonuçlar elde edilmezse o zaman bedelini ödeyecek belli mi? AK Parti Hükümeti. Diyor ki 'ben bu konuda çözüm için irade ortaya koyuyorum. Samimi olarak bu meseleyi halletmek istiyorum, adımlar atıyorum, risk alıyorum' diyor. O zaman, netice alınmadığında, arzu edilmedik sonuçlar çıktığında bedeli ödeyecek kim? Bahçeli değil. Bedeli ödeyecek kim? Kılıçdaroğlu değil. Bedeli ödeyecek AK Parti. Biz bu kadar açık söylüyoruz. Onun için diyoruz ki 'gelin bir olalım, beraber olalım, el ele verelim.'
SÖYLEYECEKLERİNİ SÖYLESİNLER
Bahçeli'nin söyleyeceği varsa söylesin, Kılıçdaroğlu'nun söyleyeceği varsa söylesin, başkalarının söyleyeceği varsa söylesin. Beraber bu meselenin çözümü ve halli noktasında adım atalım. Birlikte gidelim. Ama şimdi bunu demiyorlar, ne diyorlar, 'hain' diyorlar, 'vatana ihanet ediyorsun' diyorlar, 'suç işliyorsun' diyorlar. O zaman onun çözümüne ilişkin senin görüşlerin neyse çık kamuoyuna açıkla. De ki 'bakın şöyle şöyle'. Sayın Bahçeli'nin de Sayın Kılıçdaroğlu'nun da söylediklerine ilişkin Türkiye'nin geçmişine dönük baktığınızda hepsi denendi. Bugün insanlarımızın bizden istediği tek şey var. 'Terörü bitirin, bu meseleyi çözün ama nasıl yaparsanız yapın.' Yöntemini iktidara bırakıyor. Bu memleketin yönetimine talip olanlara bırakıyor. Biz onu söylüyoruz.''
BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ İFTİRA
Bozdağ, Devlet Bahçeli'nin ''Al başkanlığı ver özerkliği'' şeklinde bir pazarlık döndüğünü iddia ettiği belirtilerek, ''Bir pazarlık var mı?'' yönündeki soru üzerine, ''Bahçeli'nin dediği 'ver başkanlığı al şunu, ver şunu al bunu' lafları iftiradan başka bir şey değildir. İftira ediyorlar resmen'' dedi.
Sürecin arkasında çok büyük bir halk desteği bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, MHP ve CHP'ye oy veren pek çok insanın çözüm sürecinin başarılı olması için hükümete destek verdiğini söyledi.
Bozdağ, milleti rahatsız edecek konuları gündeme getirerek milletin desteğini dağıtmak, pozitif iklimi negatif hale dönüştürmek ve sürecin başarıyla neticelenmesini istemeyenler bulunduğunu dile getirerek, milletin huzuru, refahı için çaba gösteren partilerin yapması gerekenin birbirini itham etmek, suçlamak değil, bir araya gelip birlikte adım atmak olduğunu belirtti.
CHP, MHP ve BDP'nin samimi davranması gerektiğine işaret eden Bozdağ, CHP'nin bir süre önce bir konu gündeme getirdiğini ve çözüm önerisiyle randevu istenildiğini söyledi. Bozdağ, yapılan görüşme sonunda Kılıçdaroğlu'nun verdiği metnin bir çözüm önerisinden ziyade bir dizi tespiti içerdiğini ifade etti.
ERDOĞAN'IN SÖZLERİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın, burada çok açık ''Beraber yapabiliriz bunu'' dediğine değinen Bozdağ, şöyle konuştu:
''(MHP eğer bu işe 'evet' demezse CHP ile biz beraber bu işi yapabiliriz. 'Benim bak burada üç arkadaşım var, sizin de üç arkadaşınız var. Talimat verin çalışalım.) Bugün de biz MHP'yle, CHP'yle, BDP'yle beraber adım atarsak mutlu oluruz. Ama gelmediler. O zaman MHP gelmediyse CHP, AK Parti, BDP adım atabiliriz. BDP gelmedi o zaman CHP, AK Parti beraber adım atabiliriz. Bu meselenin çözümü konusunda Cumhuriyet Halk Partisi'yle AK Parti'nin beraber olması, baktığınız zaman temsil noktasında toplumun neredeyse yüzde 76'sına tekabül ediyor. Az bir sayı değil. Ama Cumhuriyet Halk Partisi o günden bu güne hariçte gazel okuyor adeta. 'Gel ben milletvekillerimi veriyorum, bu konuda yetkili, etkili insanlarımı veriyorum. Beraber çalışalım' demesi lazımken, bu konuda adım yok. Beraber olursak bu meseleyi aşma konusunda Türkiye olarak daha güçlü oluruz.''
KANDİL'E OPERASYON
Bozdağ, çözüm atmosferi ifade edilirken Kandil'e bir operasyon düzenlendiği ve BDP'lilerin bu konuda tepkisi olduğunun belirtilmesi üzerine, ''Sayın Başbakanımız her defasında ifade etti. 'Terörle mücadele, siyasi uzantılarıyla' müzakere diye ifade edebileceğimiz bir konsept var'' dedi.
Terörle mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
''Terör unsurları silah bırakmadığı zaman ve silahlı olarak eylem hazırlıkları, başka işler... Yani terör örgütü tehdit ve tehlike olma, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü aleyhinde eylem koyma konusunda imkan ve kabiliyetlerini koruduğu sürece bu noktada Türkiye elbette terörle mücadelesini sürdürecektir. Bizim söylediğimiz şey, terör örgütü silahlarını bırakırsa bu noktada Türkiye'nin bir şey yapmayacağı. Ama terör örgütü silahlarını bırakmayacak, ondan sonra Türkiye operasyonları durduracak. Böyle bir şey yok. Biz bunu her zaman söylüyoruz, terörle mücadele ayrı, siyasi uzantılarıyla görüşme, müzakere o ayrı şeydir. Birbirinden ayırmak lazım. Biri olursa öbürü olmaz, o olursa o olmaz değil. Netice alırsa çözüm süreci, terör örgütü mensupları, teröristler silahlarını bırakırsa o zaman farklı bir noktaya iş gitmiş olur. Ama silahlar bırakılmadığı sürece o zaman elbette ki operasyonlar sürer. Durduk yerde güvenlik güçleri operasyon yapmıyor. Şurada dururken 'gel gidelim bir operasyon yapalım' demiyor. Nedir? Bir tehdit oluyor, bir saldırı hazırlığı oluyor, birtakım çalışmalar oluyor, terör örgütü mensupları, unsurları birtakım şeyler yaptığı zaman terör örgütüne karşı güvenlik güçlerimiz yasaların verdiği yetkileri kullanıyor. Bunu kullanmasından daha doğal ne olabilir. Terör örgütü silahları bıraktığı zaman zaten bunlara gerek kalmayacaktır.