Bozdağ'dan CHP'yi üzecek AYM yorumu
Abone olAdalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin başvurusuyla ilgili yetkisinin olmadığını söyledi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanı olması halinde AK Parti'de herhangi bir sorun
yaşanmayacağını söyledi. Gül'ün adaylığı konusunda belirsizlik
olduğunu anlatan Bozdağ, Erdoğan ve Gül'ün bu konuya kendi
aralarında konuşacağını söyledi. CHP'nin Ankara seçimleri için
yaptığı başvuruyu da değerlendiren Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin
başvuruyu reddetmesi böyle bir yetkisinin olmadığını ileri
sürdü.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV canlı yayınında Funda Görey'in
sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili
değerlendirmelerde bulunan Bekir Bozdağ, dar ve daraltılmış bölge
tartışmalarına da değindi.
Bozdağ, Funda Görey'in soruları üzerine YSK Tasarısı, Anayasa
Mahkemesi ve İmralı ziyaretleri konusunda da yorumlarda
bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a yöneltilen sorular ve verdiği
yanıtlar şöyle;
‘PARTİDE HİÇBİR SORUN OLMAZ’
Cumhurbaşkanlığı seçimi, tarihi bir seçim. Doğrudan halk
seçecek ve tarihimizde bir örneği yok. Tüm partiler gibi, AK Parti
bu konuda istişare yapıyor. En nihayetinde bir karar verilecektir.
Büyük ihtimalle Mayıs-Haziran gibi kamuoyu öğrenmiş olacaktır.
Genel başkanımız ve başbakanımız Sayın Erdoğan’ın
cumhurbaşkanı olması halinde kim başbakan olacak, partiyi götürecek
tartışmaları da aynı hararette yapılıyor. Birtakım
tahminler üzerinde duruluyor. Adı üzerinde, bir tahmin, bir
değerlendirmedir. Eğer Sayın Başbakanımız kara verirse adaylığı
konusunda bütün AK Parti onun arkasında saf tutar ve onun
Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olması için
çalışır. Ve ben ilk turda da seçileceğine inanıyorum.
Parti içinde de bence hiçbir sorun olmaz. AK Parti 13 yıldır bütün
mekanizmalarını en sağlıklı işleten bir parti. Kim olur, nasıl
olur; bütün bunlar bir istişare sonucunda ortaya çıkacaktır.
‘YENİDEN ADAY OLUR MU BİLEMİYORUZ’
Sayın Gül hepimizin cumhurbaşkanı ama ondan önce AK Parti’nin kurucu 70 kişisinden birisi. AK Parti’nin seçimden sonra kurduğu hükümetin ilk başbakanı. Dolayısıyla AK Parti’den çok uzakta düşünmek yanlış olur. Bu ailenin içinden çıkmış bir aile büyüğüdür ve bu aile onun cumhurbaşkanı olması için ter dökmüştür, mücadele etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız çok başarılı bir cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirdi ve getiriyor da. Yeniden aday olur mu olmaz mı bunu bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecektir. Şu anda Başbakanımız ile Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu konuşmaları kadar doğal bir şey olamaz. Elbette en önemli yol arkadaşlarından biriyle istişare yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi değerlendirmeleri istişareleri sonucunda vereceği bir karardır adaylık konusu. Sayın Başbakanımızın seçilemediği dönemde AK Parti hükümetinin ilk başbakanı oldu. Siirt’ten milletvekili seçildiği zaman sonuçlar kesinleşmeden daha istifa etti ve Sayın Başbakanımızın önünü açtı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine baktığınızda da Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı olacağını konuşurken herkes orada da Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızı aday olarak gösterdi. İkisinin de büyük bir feragat örneğini görüyoruz. Dolayısıyla böylesi büyük bir ahlak örneği koyan birisi cumhurbaşkanı, biri başbakan olan iki önemli şahsiyet var. Dolayısıyla ben yine Türkiye'ye örnek olacak bir uygulama çıkacağına inanıyorum.
‘TECRÜBEYİ İYİ OKUMALIYIZ’
Bu tartışmalar yapılıyor. Rahmetli Özal Çankaya’ya çıktığı
zaman parti ile arasında bir sürtüşme oldu sonuçta kaybeden
Anavatan Partisi oldu, rahmetli Özal’da yıprandı, sonuçta Türkiye
kaybetti. Arkasından Sayın Demirel çıkınca Çankaya’ya Tansu Hanım’ı
desteklemişti. Ama daha sonra aralarında ihtilaflar çıktı. Doğru
Yol Partisi bir erime sürecine girdi, hem de Sayın Demirel
toplumdaki ağırlığını kaybetmeye başladı. Sonuçta tartışma ve kavga
olduğu zaman iki tarafında kaybettiğini görüyoruz. Biz bu
geçmiş tecrübeyi görüyoruz. Yeni dönemde bu tecrübeyi iyi okur,
analiz edersek bu tartışmaların içine sokmadan yoluna devam eder
Türkiye. Ben bu tartışmaların için Türkiye'yi sokmak
isteyenlerin çok olacağını düşünüyorum ama bu çabalarının sonuç
vermeyeceğini tahmine diyorum.
‘İKİ SİSTEMDE DE EN ÇOK OYU ALIRIZ'
AK Parti’nin kendi siyasal geleceği için plan yapması hesap
yapması normaldir. Onlar da desin ki ‘iktidar olmak için
benim seçim planım bu sistem dair şu, dar bölgeye dair şu’
desin. Milliyetçi Hareket Partisi desin ki; ‘benim planım da bu’.
Ama muhalefet maalesef kendi planlarını ortaya koymak yerine AK
Parti’ye karşı ortaya koyduğu iradeyi engellemek üzerine bir
siyaset dizayn ediyor. Biz bir sıfır barajlı bir sistem öneriyoruz.
Bu niye bana daha fazla diğer partiye daha az yarasın. Sonuçta bu
halk oy verecek. Esasında bugün belediye seçimi dar bölgedir.
Türkiye'nin seçim sistemine baktığınızda dar bölgede var,
daraltılmış bölgede var. Şu andaki mevcut sistem partileri
güçlendirmiyor, vekil sayısı olarak güçlendirmiyor. Partiler
yatıyor şu anda, ‘Nasıl olsa ben Türkiye barajını aşarım, bir hazır
oyum var’ diyor. ‘İstanbul’dan bana iki üç tane düşer’ diyor. Dar
bölgede böyle bir şey olmuyor. Milletvekili çıkarmak yatan, bir
partinin çalışmayan adayın kazanması kolay olmuyor. Çalışanlar daha
çok kazanacaktır. AK Parti daha çok çalıştığı için, her iki
sistemde de en çok milletvekili çıkaracak parti olacaktır.
‘SON SÖZÜ YSK SÖYLER’
Bizim anayasamız bütün seçim ihtilaflarını kesin olarak karara
bağlama görev ve yetkisini YSK’ya vermiş. YSK son sözü söyleme
hakkına sahiptir. YSK’nın sözü üzerine ne Anayasa
Mahkemesi’nin ne de başka mahkemenin Türkiye'de söz söyleme hakkı
da yok, yetkisi de yok. Eğer YSK kararlarını siz yargıya
açarsanız o zaman seçimleri kesinleştirme ihtimaliniz ortadan
kalkar. Bütün belediye ihtilaflarını, muhtarlık, il genel meclisi,
vekil o zaman mahkemelerde bunun altında kalkamaz.
‘REDDETMESİ GEREKİR’
Bireysel başvuru ile ilgili bir engellemeyi, kısıtlamayı düşünmediğinizi açıklamıştınız ama ‘O zaman bu başvuruların reddedilmesi gerekir yoksa bunun önünü alamaz mıyız’ mı diyorsunuz? Anayasa buna izin vermiyor öncelikle. İkincisi, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunu’nun 45. Maddesi’nde ‘Yargı yolu kapalı olan konularında bireysel başvuruya konu edilemeyeceği’ yazıyor. Yasak olan bir konuda da bir kişi bireysel başvurusunu yapabilir anacak ön inceleme sırasında mahkeme bu müracaatı kabul edilemez görerek reddetmesi gerekir. Çok açık ve net, anayasa ve yasaya aykırılık vardır.
İMRALI ZİYARETİ
Geçen hafta ziyaretin yapılmasına yönelik takvim bir defa yoktu. Belli aralıklarla ziyaretler oluyor. Onların talepleri oldu bizden, biz bu hafta Cumartesi günü gidebilecekleri söyledik. Dolayısıyla yaptığı açıklamalar bu bilgiye rağmen yapılmış açıklamalardır. Gazetecilerin veya başka birilerinin gitmesine ilişkin kamuoyunda yazılan tartışılan hususlar var. Bu konuda bazı kişiler yazarken beklentilerini esasında ifade ediyorlar. Ama gitme konuda verilmiş bir kararımız yok. Gitme konusunda bir karar olursa, isimler konusunda kara vermek o kadar zor değil.