Bozdağ’dan Batı’ya sert tepki
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Mısır’da bugün yaşanan olaylara sesiz kalan uluslararası topluma tepki göstererek, “Ben buradan soruyorum;...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Mısır’da bugün yaşanan
olaylara sesiz kalan uluslararası topluma tepki göstererek, “Ben
buradan soruyorum; nerede AB, nerede BM, nerede herkese demokrasi
ve insan hakları dersi veren, herkese üsten bakan AB ülkeleri,
nerede İslam İşbirliği Teşkilatı, nerede İslam ülkeleri, nerede bu
hadise karşısında sesini yükseltmesi gerekirken yükseltmeyenler”
dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakanlık Merkez Bina’da Sudan
Din işleri ve Evkaf Bakanı Fatih Tacussir Abdullah ve beraberindeki
heyeti kabulünden önce gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Mısır’da bugün yaşanan olayları değerlendiren Bozdağ, Mısır’da
darbeci yönetimin sadece demokrasiyi, milli iradeyi ve hukuku
katletmediğini, aynı zaman da Ramazan ayında sahur vaktinde
yüzlerce insanı katlettiğini ve şimdide katliam halkasına bir
yenisini eklediğini söyledi. Mısır’ın darbeci yönetiminin bugün
yüzlerce masum insanın katlettiği yönünde bilgiler aldıklarını
ifade eden Bozdağ, “Ben bu katliamları ve bu katliamları yapanları
şiddetle kınadığımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Mısır’daki
darbeci yönetimin masum insanlara dönük yaptığı ve yaptırdığı
eylemler çok açık birer insanlık suçudur. Mısır’da darbenin
olmasından sonra darbeye karşı susanlar, darbe demeyenler, darbeyi
zımnen ve alenen destekleyenler ve bugüne kadar demokrasiden, insan
haklarından, hukuktan yana tavır almayan gerek batı ülkeleri, gerek
AB, gerek İslam İşbirliği Teşkilatı, gerek İslam ülkelerin önemli
bir kısmı ve batı ülkelerin bir kısmının tutumları Mısır’daki
darbeci yöneticileri cesaretlendirmiş ve onların eylemlerini
katliama dönüşmesine zemin hazırlamıştır” diye konuştu.
Mısır’da yapılan birinci katliama ses çıkarılmadığının altını çizen
Bozdağ, bugün gerçekleştirilen ikinci katliama da yine uluslararası
toplumun suskunluğunu koruduğunu vurguladı. Her zaman insan
hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, milli irade dersi veren batı
ülkelerinin, AB’nin ve başkaca pek çok kişi ve kurumun Mısır’da
demokrasi, insan hakları, milli irade ve insan hayatının son
verilmesine herhangi bir tavır ortaya koymadıklarını dile getiren
Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“AB’nin ve bir çok ülkenin Mısır’daki insan hakları ihlallerine
tavır ortaya koymaması son derece manidardır, düşündürücüdür. Ben
buradan soruyorum; nerede AB, nerede BM, nerede herkese demokrasi
ve insan hakları dersi veren, herkese üsten bakan AB ülkeleri,
nerede İslam İşbirliği Teşkilatı, nerede İslam ülkeleri, nerede bu
hadise karşısında sesini yükseltmesi gerekirken yükseltmeyenler.
Mısır’da yaşanan bu katliamdan darbeci yönetimi ve onun emriyle
keskin nişancı olarak hedef gözetmeden masum insanlara ateş edenler
birinci derecede sorumludur. Bu hadiseleri önleme gücüne sahip olup
da önlemek için hareket etmeyenler tarih önünde de, Allah önünde de
olup bitenlerden dolayı mesuldürler.”
Uluslararası toplumu ve Mısır’daki olaylara müdahale etme imkanı
olan herkesi Mısır’da yaşanan katliamlar karşısında, işlenen
insanlık suçları karşısında demokrasiden, insan haklarından yana
tavır almaya davet eden Bozdağ, bir kez daha bu sınavdan
uluslararası toplumun kendisinin sınandığını görmesi gerektiğini
ifade etti. Mısır’da olanlarla ilgili olarak sadece Mısır halkı,
Mısır’daki partiler, Mısır’daki insanların demokrasi ve insan
hakları sınavlarından geçmediğini sözlerine ekleyen Bozdağ, “Bütün
dünya Mısır’da olup bitenler nedeniyle bir demokrasi ve insan
hakları sınavdan geçmektedir. Ancak Mısır’da yaşananlar nedeniyle
maalesef pek çok uluslararası toplum ve ülke bu sınavı
geçememiştir. Bu sınavda başarılı bir performans ortaya
koymamıştır” dedi.
“MURSİ’NİN SERBEST BIRAKILMASI SON DERECE ÖNEMLİDİR”
Uluslararası toplumu demokrasiyi, insan haklarına, hukuka ve insan
hayatına sahip çıkmaya davet ettiklerinin altını çizen Bozdağ,
“Mısır’daki darbeci yönetim umarız ki bu hadiselere artık son verir
ve Mısır’da ortamı gerecek, daha kötü hadiselere sevk edecek
eylemlerden, söylemlerden kaçınır ve özen gösterir. Bunun için
mutlaka Mursi’nin serbest bırakılması, siyasi tutukluların serbest
bırakılması ve oradaki insanların taleplerinin dikkate alınması son
derece önemlidir. Bunlar insanlığa karşı suçlardır. Bu nedenle de
insanlığa karşı suçlar işlendiği için de uluslararası toplumunun
sessiz kalmaması gerekir. Mutlaka uluslararası toplumda burada
gereken tavrı ortaya koymalıdır. Bu anlamda bir tavır ortaya
konmazsa korkarız ki Mısır’da başka sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Arzu edilmedik sonuçlar ortaya çıkabilir. Bütün bunları önleme gücü
olan ülkelerin ve uluslararası örgütlerin vakit geçirmeden olup
biten karşında net ve tartışmasız tavırlar ortaya koymasına ihtiyaç
vardır. Katliamda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum,
yaralılara acil şifalar diliyorum. Mısır halkına geçmiş olsun
diyorum. İnşallah zaman içerisinde böylesi bir insanlık suçu tekrar
etmez” şeklinde konuştu.
“TAVRI NET OLAN TEK ÜLKE TÜRKİYE’DİR”
Mısır’daki olaylarla ilgili Başbakanlık tarafından bir açıklama
yapıldığını anımsatan Bozdağ, Başbakanlığın açıklamasının öncesinde
Dışişleri Bakanlığı’nın bir çok ülke ile temasta bulunduğunu ve bu
noktada tavır ortaya konulma konusunda çağrılar yapıldığını
söyledi. Şuana kadar sadece AB’den bir açıklama yapıldığını
sözlerine ekleyen Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“AB’den itidale davet eden bir açıklama var. Katliamlara son verin,
bu işi durdurun, yanlıştır yaptığınız deyip orada net tavır koymak
yerine tarafları itidale davet ediyor. Elinde silah olmayan, hiçbir
şiddete başvurmayan, sadece barışçıl olarak bir noktada duran
insanların yaptığı bir şey yok ama keskin nişancılar masum
insanları hedef alıyor, ateş ediyor ve öldürüyor. Oradaki insanları
hedef gözeterek, gerçek mermi kullanarak onların hayatına son
veriyor. Şimdi Ramazan ayında gene sabaha karşı böyle bir ortamda
böyle bir olay gerçekleştiriliyor. Bütün bunlar karşısında itidal
çağrısından öte söylenecek sözler olduğunu düşünüyoruz ve
yapılacakların olduğunu düşünüyoruz. Ancak maalesef bu konuda şuana
kadar gerek İslam ülkelerinden, gerek batı ülkelerinden, gerek
İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan gerek BM’den ve gerek AB’den
bakıldığı zaman şuana kadar kamuoyunu rahatlatacak bir tavır ortaya
konulamamıştır. Tavrı net olan tek ülke Türkiye’dir. Biz her zaman
demokrasiden yana, insan haklarından yana ve insan hayatının
kutsallığından yana olan tavrımızı sürdüreceğiz. Bu noktada
duruşumuzu devam ettireceğiz.”
(İHA)