Bozdağ'a göre özerklik 'yok hükmünde'

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a göre ilan edilen demokratik özerklik gerçekte bir hayalden ibaret...

Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit olduğu gün Demokratik Toplum Kongresi'nin ilan ettiği "demokratik özerklik"e bir yanıt da Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'dan geldi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Demokratik özerklik ilanına ilişkin açıklama, eskilerin ifadesiyle keemlen yekündür, yani yok hükmündedir. Siyasi, hukuki anlamda bir kıymeti yoktur'' dedi.

Bozdağ, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde bir gazetecinin, ''Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk'un 'demokratik özerklik' konusunun gündeme getirilişinin zamansız olduğunu ve bu konuda bir pişmanlık hissettiklerini ifade etti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Demokratik özerklik ilanına ilişkin açıklama, eskilerin ifadesiyle keemlen yekündür, yani yok hükmündedir. Siyasi, hukuki anlamda bir kıymeti yoktur'' karşılığını verdi. ''Biz milletin birliğini, beraberliğini ve birlik içerisinde Türkiye'nin daha güçlü olacağına inanıyoruz'' diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

''İnsanlarımızın hangi yapıdan olursa olsun, hak ve hürriyetleri konusunda bugüne kadar çok ciddi adımlar attık. Bundan sonra da bu ciddi adımları atmaya devam edeceğiz ama insanlarımızın haklarını, hukuklarını bile kendi içinde ayıran, insanlarımızı kalben ayırmaya çalışan ve başka türlü ayırımcı düşüncelerin insanların kafasında yerleşmesine yol açan her türlü adımı doğru görmüyoruz ve onların bir kıymeti olmadığını düşünüyoruz. Türkiye açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir ve o açıdan biz bunun keemlen yekün bir ilan olduğunu düşünüyoruz. Herhangi bir kıymeti yoktur, olması da mümkün değildir.''

Bozdağ, aynı gazetecinin, ''Başbakan ve İçişleri Bakanı polisin terörle mücadelede daha aktif rol üstleneceğini söyledi. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusu üzerine de teröristler ellerinde silahla gezerken, arkadan saldırırken güvenlik güçlerinin silahsız olması, bunlara cevap vermemesi ya da bunlara ilişkin görevlerini yapmamasını beklemenin söz konusu olamayacağını söyledi.

Bozdağ, terörü doğuran nedenleri ortadan kaldırmanın da büyük önem taşıdığını, bu konudaki çalışmaların da aktif şekilde sürdürüleceğini söyledi.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Türkiye'nin yeni anayasayı hayata geçirmek zorunda olduğuna işaret eden Bozdağ, bugüne kadar TBMM'deki siyasi partilerin yeni anayasayla ilgili bir araya gelip uzlaşma imkanını bulamadıklarını belirtti. Seçimden önce partilerin bu konuda millete verdiği taahhütleri yerine getirmesi gerektiğini belirten Bozdağ, anayasanın bütün toplumun ortak sözleşmesi olduğunu, bunun partilerin uzlaşmasıyla hazırlanmasından yana olduklarını ifade etti. Muhalefetten bu konuda olumlu bir yaklaşım göremediklerini dile getiren Bozdağ, milletin sandıkta muhalefeti bu sürece katkı vermeye mecbur eden bir irade ortaya koyduğunu, kendilerine düşenin de ''milletten aldıkları bu talimatı'' uygulamak olduğunu belirtti.

Herhangi bir ön yargı, ön kabul ya da ideolojik refleks taşımadıklarını, masada anayasa konusunda her konunun müzakere edilebilir, tartışılabilir olduğuna inandıklarını aktaran Bekir Bozdağ, şöyle konuştu:

''Zaten uzlaşma komisyonu çalışması da uzlaşma yoludur. Diyelim ki, komisyonda 4 tane üye var, 1 tanesinin rıza göstermediği bir şeyin oradan çıkma şansı yok. Çünkü Meclis pratiğinden biliyoruz ki, kararlar oy birliğiyle alınır. Yani masaya geldiğiniz zaman her şeyi kabul ettiğiniz ya da reddettiğiniz anlamına gelmiyor. Biz yeni Anayasa ihtiyacını gördük, bunu tartışmaya, müzakereye geldik demektir. Uzlaşırsak zaten yapacağız. Yani orada uzlaşma komisyonunda AK Parti'nin, BDP'ye rağmen, CHP'ye rağmen, MHP'ye rağmen bir şey çıkarma şansı, eğer uzlaşma komisyonu olursa mümkün değil. MHP'nin, CHP'nin, BDP'nin de bize rağmen bir şey çıkarma şansı yok. Peki ne olacak? Uzlaşmaya mecbur eden bir sistem bu. Herkes uzlaşacak, anlaşacak, ortak aklı, ortak çözümü bulacak. Uzlaşma Komisyonu'nun çalışma mantığı da bu ancak maalesef bugüne kadar uzlaşma komisyonu çalışma mantığı bu olmasına rağmen doğru dürüst işletilemedi. Bunun sebebi de ön şartlar, ön yargılardır. Ben bütün partilerin yeni süreçte anayasa konusuna katkı vereceklerini umuyorum.''

Günün Önemli Haberleri