Boyner : Yaşanabilir bir dünya uzak değil
Abone olTÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner: “Yaşanabilir bir dünya için geç kalmış değiliz” dedi.
Boyner, kentsel dönüşüm projelerinin sürdürülebilirliği
de kapsayacak şekilde ele alınması durumunda mevcut binaların yeşil
binalara dönüşümü açısından büyük bir fırsat yaratılacağını
söyledi.
DEPREMLE MÜCADELE EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ
Boyner, Four Seasons Otel’de düzenlenen “4.
Uluslararası inşaatta kalite zirvesi”nin açılış konuşmasını yaptı.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Boyner, “Topraklarının yüzde
92’sinin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olduğu, nüfusun
ise yüzde 95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ülkemizde
çarpık kentleşme ve afetlere karşı bugüne kadar geliştirilen
politikalar, mevzuat çalışmaları ve gerçekleştirilen uygulamalar
maalesef yetersiz kalmıştır. Ülkemizdeki mevcut yapıları
incelediğimizde büyük bir kısmının eski mevzuat uyarınca inşa
edildiğini ve dolayısıyla dayanıksız ve sağlıksız olduğunu
görüyoruz. Bu binaların depreme dayanıklı olarak yenilenmesi veya
yeniden inşası için çözümlerin geliştirilmesi ülkemizin ve inşaat
sektörünün en önemli gündem maddelerinden biri” diye konuştu.
TARİHSEL DOKUYA ZARAR VERİLMEMELİ
“Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak da bilinen afet riski altındaki
binaların iyileştirme, tasfiye ve yenilemelerine ilişkin
düzenlemeyi bu kapsamda önemli bulduklarını aktaran Ümit Boyner,
kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirilirken bölgenin dokusuna
zarar vermeden, kentin tarihi, sosyo-ekonomik ve kültürel yapısıyla
uyumlu olarak gerçekleştirilmesinin oldukça önemli olduğunun altını
çizdi.
İNSAN ODAKLI KENTSEL DÖNÜŞÜM
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, konunun sosyal boyutunu da göz ardı etmeden ve dönüşümün gerçekleştirildiği mahallelerde yaşayanları mağdur etmeden gerçekleştirilecek insan odaklı bir kentsel dönüşümün, bu köklü değişimi sağlamlaştıracağını ifade etti. Kentsel dönüşüm sürecinde, dünyadaki başarılı kentsel dönüşüm projelerinin incelenerek kentsel dönüşümü başarıyla hayata geçirmiş ülkelerin tecrübelerinden yararlanılmasının da faydalı olacağını dile getiren Boyner, şöyle devam etti:
“Söz konusu kentsel dönüşüm projeleri sadece afete hazırlık
olarak değil, sürdürülebilirliği de kapsayacak şekilde ele alındığı
takdirde mevcut binaların yeşil binalara dönüşümü açısından büyük
bir fırsat yaratacaktır. Söz konusu bakım, yenileme ve yıkım
süreçlerinde binaların sürdürülebilirlik prensiplerine uygun olarak
tasarlanması daha güvenli binalara kavuşmanın yanı sıra, daha
kullanışlı, daha verimli ve çevreyle dost şehirlerde yaşamamızı
sağlayacaktır.
Tüm dünyada sürdürülebilir binalara yatırım yapılmasında özel
sektörün itici bir güç teşkil ettiğini görüyoruz. Bu bağlamda,
sürdürülebilirlik standartlarına uygun olarak tasarlanmış,
uluslararası sertifikalara sahip fabrika, ofis ve konutlara ilişkin
bilincin arttırılması ve güçlendirilmesi oldukça önemli. Bu
kapsamda İMSAD Sürdürülebilirlik Farkındalık Anketi, üye
şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılığının yüksek
olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte çalışma,
şirketlerimizdeki sürdürülebilirlik stratejisi ve uygulamalarındaki
eksiklikleri de bizlere göstermektedir. Unutmamalıyız ki
sürdürülebilirlik kısa vadeli bir strateji değil, uzun bir yol
haritası, bir vizyon... Bu yolda eksikliklerimiz var, ancak tüm
paydaşların katılımı ile bugünden gerekli politikaları
oluşturduğumuz ve uyguladığımız takdirde, doğal kaynakların dengeli
kullanıldığı, ekonomik ve sosyal alanda sürdürülebilir gelişmeye
sahip "yaşanabilir" bir dünya için geç kalmış değiliz.”