Geçtiğimiz Şubat ayında fenalaşınca hastaneye kaldırılan Yardım'da hepsi birbirinden riskli, ameliyat edilmesi gereken 3 hastalık tespit edildi. Gittikleri her hastanede, ameliyattan çıkamayacağı, çıksa bile yoğun bakımdan çıkmasının zor olduğu söylenen yaşlı kadın için kızları çaresizce şifa aradı.Vasfiye Yardım son bir umutla Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal’a gitti. Yardım’ın kalbinde 3 damarın tıkalı olduğu, kalp kapakçığının değiştirilmesi gerektiği ve kalp damarlarında “fistül (anormal bağlantı)” nedeniyle temiz kanla kirli kanın birbirine karıştığı saptandı. Çaresizce annesini ameliyat edebilecek bir cerrah aradıklarını anlatan Nazan Yardım, “Farklı hastanelere başvurduk ama ameliyatı kaldıramayacağı, ameliyat olmazsa da ölüm riskinin olduğu söylendi. Saatli bir bombayla yaşıyormuş meğerse." diye konuştu. "Kendisini takip eden doktoruna danıştık öncelikli olarak. Bu ameliyatın yapılması gerektiği yönünde karar çıktı" diyen Yardım "Bu hasta ameliyat olsa da ölecek, olmasa da ölecek denildi. O kadar çaresizdik ki? Yaptırsak da ölür, yaptırmasak da ölür, diyorlar. Ne yapacağımızı bilmiyorduk” dedi.Kız kardeşler olarak, annelerinin sağlığına kavuşması için her yolu denediklerini söyleyen ve gözyaşlarını tutamayan Nazan Yardım, “Daha sonra Cengiz beyi bulduk. Cengiz hocamız öncelikle bir psikolog gibi hepimizi cesaretlendirdi ve yüreklendirdi. Her şeyin yolunda gideceği yönünde telkin etti bizi. Annemi hastaneye yatırdık ameliyat olacak diye. Ama bir sorun daha ortaya çıktı. Şah damarında tıkanıklık varmış." ifadelerini kullandı. "Dördüncü bir ameliyat daha ortaya çıkınca biz tamamen yıkıldık" diyen Yardım "Neyse ki ameliyatı başarılı geçti. Operasyondan sonraki 2 gece Cengiz bey hastaneden hiç ayrılmadı. Bütün ekip yanımızdaydı. Hepsi çok güzel yönettiler süreci. Umutsuz bekleyiş, umut dolu gözlere dönüştü onların sayesinde.” diye konuştu.Prof. Dr. Cengiz Köksal ise ailenin kendisine geldiğinde çok çaresiz durumda olduğunu anlatarak “Vasfiye teyze bize geldiği zaman kızlarıyla beraber, beş çift endişeli gözle karşı karşıya kaldım. Çok çaresizlerdi. Çünkü şu ana kadar gittikleri bütün merkezler ve doktorlar ameliyat olursa yaşayamayacağını, ama ameliyattan başka da çaresi olmadığını söylemişlerdi. İlk geldiğinde aort kapağında kaçağı vardı, kapağın değişmesi gerekiyordu. Üç damarı tıkalıydı (bypass yapılacaktı), koroner damarlarda ise fistül dediğimiz, temiz kanla kirli kanın anormal bir birleşim yeri vardı. Uzun uzun kendisi ve yakınları ile konuştuk. Süreci anlattık. Hastaneye yatırdığımızda bu kez de şah damarı tıkanıklığı ortaya çıktı. Yüzde 90 tıkanıklık vardı. Problem dörde çıkmıştı.” ifadelerini kullandı. Anestezi uzmanlarının, dört ameliyatın da tek seansta tamamlanması gerektiği yönünde görüş bildirdiğini söyleyen Prof. Dr. Köksal, “Tek seferde anestezi alıp tek seferde yoğun bakımdan çıkması gerektiğini söylediler. Ameliyatta önce şah damarını açtık, ondan sonra kalbindeki tıkalı damarlara üç tane bypass yaptık, sonra kalp kapağını değiştirip, fistülü onardık. Sonra Vasfiye teyzeyi yoğun bakıma aldık. Bu kadar büyük bir ameliyat yaptıktan sonra ekip olarak ben dahil hepimiz 48 saat hastaneden ayrılmadık” diye konuştu. Damar sertliği, kapak problemleri, kalpten çıkan damarlardaki anomalilerin aynı seansta ameliyatının çok zor olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köksal, “Bu dört problemi dört ayrı kişiye verseniz, hepsinde de ayrı bir ameliyat nedenidir aslında. Üstelik bu dört problemin aynı anda bir hastada olması çok çok ender görülen bir durum. Aynı seansta ameliyat edilmesi de ender yapılan ameliyatlardan biri." ifadelerini kullandı.Sözlerinin devamında Prof. Dr. Köksal "25 yıllık doktorum, binlerce kalp ameliyatı yaptım, bu dört probleminin bir kişide olması ve bu ameliyatın aynı seansta gerçekleştirilmesine ben hiç rastlamadım. Dolayısıyla bizim için de bir ilkti. Hastanın şah damarlarıyla ilgileniyorsunuz, beyin çok çok hassas bir organ. Kalbinde 3 tane değişik işlem yapmanız gerekiyor, kalp çok hassas bir organ. Yani hastamız ve yakınları, en hassas iki organı, kalbi ve beyni bize emanet ettiler. Benim için de çok ekstrem bir durumdu. Herkesin ameliyat olamaz dediği durumdaki bir hastayı ameliyat etmekteki en büyük gücümüz ise hasta ve hasta yakınlarının bize duyduğu güven ve sevgiydi. Literatürde de çok görülen bir durum değil. Mutlaka bir vaka sunumu olarak yayınlayacağız.” dedi. Dört büyük ameliyatı aynı anda geçiren Vasfiye Yardım ise torunlarına kavuştuğu için çok multu. Yardım, “Ben çok korktum tabii ki. Üç tane büyük ameliyat olacaktım, üstüne bir de dördüncüsü çıktı. Şah damarındaki tıkanıklık ortaya çıktı. Doktorumla pazarlık ettim, hepsini birden yapmayalım, bir iki tanesini şimdi yapın, iki tanesini de sonra yaparsınız dedim. Ama doktorum taksitle ameliyat mı olur, hepsini bir arada yapmamız gerekiyor dedi. Çok şükür iyiym şimdi” şeklinde konuştu.