Böyle fuhuş operasyonu görülmedi!

Abone ol

Van'da yaşanan 7.2'lik depremin öncesi ekiplerin yaptığı fuhuş operasyonu ile 40 kişinin hayatını kurtardığı ortaya çıktı

Merkez üssü Van'ın Tabanlı Köyü olan 7.2 büyüklüğündeki deprem öncesi, polisin Erciş İlçesi'nde gerçekleştirdiği 'Madonna 1' adlı fuhuş operasyonunun 40 kişinin hayatını kurtardığı ortaya çıktı. Basılan otel depremde otel yerle bir olurken, gözaltına alındıkları için ölümden kurtulan yabancı uyruklu kadınların, ağlayarak polise teşekkür ettiği belirtildi.

Van Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro ekipleri, fuhuş yapıldığı gerekçesiyle Erciş İlçesi'nde bulunan bir oteli izlemeye aldı. 7 aylık teknik takibin ardından, 7.2'lik depremden 2 gün önce otele operasyon düzenlendi. 'Madonna-1' adı verilen operasyonda otelde bulunan Azeri, Gürcü ve Rus uyrkulu 16 kadın, 16 müşteri, aracılık yapan 6 kişi ile 2 otel yetkilisi gözaltına alındı.

OTEL GÖZLERİ ÖNÜNDE YIKILDI

Gözaltına alınan 40 kişi ilk depremin meydana geldiği 23 Ekim günü ise adliyeye çıkarılmak üzere araca bindirildi. Şüpheliler, bindirildikleri araçla gözaltına alınıdıkları otelin önünden geçerken 7.2 büyüklüğündeki deprem meydana geldi. Fuhuş operasyonunun gerçekleştiği otel gözaltına alınanların gözleri önünde yerle bir oldu.

Göl kenarında bulunan otelin enkazından 9 kişinin cesedi çıkartıldı. Polis tarafından gözaltına alınan 40 kişi ise enkaz altında kalmaktan kurtuldu.

KADINLAR AĞLAYARAK POLİSE TEŞEKKÜR ETTİ

Emniyetteki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilirken kaldıkları otel gözleri önünde yerle bir olan fuhuş şüphelileri gözyaşlarını tutamadı. Sürekli bu otelde kalan yabancı uyruklu hayat kadınları gözleri önünde otelin yıkılmasından sonra sinir krizleri geçirdi. Ağlayarak polise teşekkür eden kadınlar, "Hayatımızı kurtardınız, operasyonla gözaltına almasaydınız hepimiz ölecektik" dedi.

Fuhuş operasyonlarında gözaltına aldıkları kişileden sürekli tepki alan polis ekipleri, ilk kez teşekkürle karşılaştı.

Fuhuş operasyonunda gözaltına alınan yabancı uyruklu kadınların işlemlerinin ardından sınır dışı edildiği, gözaltına alınan erkeklerin ise serbest bırakıldığı belirtildi.

KARŞIYA GEÇMEK İSTERKEN...

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Üsküdar'da saat 01.00 sıralarında E-5 Karayolu Boğaziçi Köprüsü bağlantı yolunda meydana gelen kazada, Yağmur Demirtaş, yolun karşısına geçmeye çalışan 14 yaşındaki Emre Sulu'ya çarptı.

Köprü yönüne giden Yağmur Demirtaş, kullandığı 34 BVN 71 plakalı otomobiliyle aniden önüne çıkan Emre Sulu'ya hızla çarptı.

Çarpmanın etkisiyle yolun kenarını fırlayan yaya ağır şekilde yaralandı. Kontrolünden çıkan otomobil ise bariyerlere çarptı ve bir süre sürüklendikten sonra durabildi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Emre Sulu'nun yaşamını yitirdiğini belirledi. Kaza sonrasında annesini arayarak yardım isteyen sürücü Yağmur Demirtaş, olay yerine gelen annesine sarılarak ağladı.

Demirtaş, alkol muayenesi için polis otosuyla Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, ardından da ifadesi için polis merkezine götürüldü. Emre Sulu'nun cesedi ise yapılan incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

BOŞANMADAN NİŞANLANDI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İzmir Kızılay Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Burak Y., 7 yıldır evli olduğu eşi Yasemin Y.'den boşanmak için dava açtı.

Yasemin Y., eşinden boşanmak için ayda 2 bin lira nafaka ve 100 bin lira tazminat istedi. Yasemin Y., dava sürerken, eşinin 19 Kasım'da gazetelerde başka bir kadınla nişanlandığı haberini görünce, 100 bin lira daha manevi tazminat istemiyle ayrı bir dava açtı. Yasemin Y., eşinin nişanlandığı kişiye de yuvasını yıktığı için 10 bin liralık manevi tazminat davası açacağını söyledi.

DELİL GAZETE HABERLERİ

Devam eden boşanma davasının açtıkları davayla birleştirilmesini isteyen Yasemin Y., ayrıca görülmekte olan davaya eşinin gazetelerde başka bir kadınla nişanlandığını gösteren haberleri de delil olarak verdi. Yasemin Y., eşinin nişanlandığı kişiye de yuvasını yıktığı için 10 bin liralık manevi tazminat davası açacaklarını söyledi. İngilizce öğretmeni B.S. ile nişanlanan Dr. Burak Y. ise nafaka ve tazminat talebinin reddini istedi.

KAYIP TOLGA AKIL HASTANESİNDEN ÇIKTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

7 yıl önce İğneada'da kaybolan ve Başbakan'ın da bulunması için talimat verdiği Tolga Baykal'ın, İstanbul'da sokakta yaşarken bulunduğu ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi'nde tedaviye alındığı öne sürüldü. Hastanedeki kişinin Tolga olup olmadığı DNA testiyle belirlenecek

7 yıl önce tatil için gittiği İğneada'da kaybolan İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik bölümü öğrencisi Tolga Baykal Ceylan'ın hikayesi, Başbakan Erdoğan'ın kayıp yakını ailelerle buluşmasında yeniden gündeme gelmişti. Başbakan'ın talimatıyla kayıp gencin dosyası tekrar açılırken, bir meclis araştırma komisyonu kurulmuş, emniyet ve Jandarma teşkilatı da çalışmalara başlamıştı. Yurt dışına kaçtığı ve cinayete kurban gittiği iddia edilen Ceylan'ın izine, İstanbul'da rastlandı.

TOLGA EYÜP'TE İHBARI

Tolga'nın kaybolduğu tarih 13 Ağustos'ta İğneada'da bir eylem düzenleyen anne Kadriye Baykal, İstanbul'a döndüğünde bir süprizle karşılaştı. İddiaya göre, İstanbul İnsan Hakları Derneği'ne bir ihbarda bulunan vatandaş, Eyüp Cami'nin yakınında sokakta yaşayan bir kişinin Tolga olduğunu öne sürdü. Anne Baykal hemen bahsedilen yere gitti ve saçları beyazlamış, akli dengesi yerinde olmayan bir gençle karşılaştı. Bölge esnafının 1.5 yıldır orada yaşadığını ve aslında çok kültürlü ve eğitimli olduğunu öne sürdüğü şahıs, Tolga ile büyük benzerlik gösteriyordu. Yaşı genç olmasına rağmen sokakta yaşadığı için yüzü oldukça hırpalanan şahsı inceleyen anne Baykal, oğlu ile benzerlikler kurdu.

OĞLUMA ÇOK BENZİYOR

Ancak, vücudunda ağır yara izleri, çene ve kolunda kırıklar ve boynunda da 7 santimlik bir ameliyet izi bulunan kişinin Tolga olup olmadığı tam olarak teşhis edilemedi. Anne Baykal'ın yeni giysiler aldığı genç, tedavi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı. 7 yaşındaki bir çocuk gibi davrandığı öğrenilen ve bir benzinciden kaçırılarak tecavüze uğrayıp işkence gördüğünü öne süren genci her gördüğünde biraz daha oğluna benzettiğini belirten anne Baykal, 'Dikkatle inceledim. Oğulma çok benziyor. Ama kesin bir şey söyleyemiyorum' dedi.

DNA TESTİ BELİRLEYECEK

Konuyla ilgili İstanbul Valiliği'ne giden ve yardım isteyen anne Baykal, "Vali yardımcısından oğlum olabilir diye DNA testi istedik. Üç gün önce DNA testi yapıldı. Normalde sonuçlar 1 ayda çıkıyormuş. Ancak Başbakanımız devrede olduğundan test 15 gün içinde sonuçlanacak. DNA sonucunun olumlu olmasını istiyorum. 7 yıldır aradığım oğluma sarılmak istiyorum" diye konuştu.

ANNESİ BİLE ÖLÜ BULUNUR DEMİŞTİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Beyşehir'de ormanlık alanda kaybolan ve -5 derece soğukta arama kurtarma ekiplerini bile olumsuz etkileyen bölgede saatlerce izine rastlanmayan Songül'un bulunması büyük bir mutluluk yaşattı.

Saatler ilerledikçe hem yetkililer hem de Songül'ün ailesi, küçük kızın yaşamından umudunu kesmeye başlamıştı. Ama gelen haber herkesi sevince boğdu.

Dün ormanlık alanda kaybolan Songül Çelik, kaybolduğu yerden yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta kaybolduktan yaklaşık 21 saat sonra, saat 11.00'de çalıların kenarında arama yapan çoban 21 yaşındaki Birol Toptaş tarafından bulundu. Toptaş'ın jandarmaya haber vermesi ardından teslim alınan ve soğuktan üşümüş olan küçük çocuk, ambulansla Beyşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Doktorlar, Songül'ün aç ve üşümüş olduğunu, bu nedenle serum ve vitanim takviyesinde bulunduklarını ilk belirlemelere göre genel sağlık durumunun iyi olduğunu ve detaylı tetkik yapacaklarını söyledi.

AĞLAMA SESİ SAYESİNDE BULUNDU

Küçük çocuğu bulan çoban Birol Toptaş, "Ayak izlerini gördük. Yolu takip ettik. Daha sonra ağlama sesi duydum. Sese doğru yöneldiğimde, kulübe yanındaki çalılıkların kenarında küçük bir çocuğun ağladığını gördüm. Ağzında emzik vardı. Kardeşimle ben vardım. Çocuk bizi görünce güldü. Jandarmaya haber verdik. Jandarma ve arama kurtarma ekipleri gelip teslim aldılar" dedi.

AYAK İZLERİ

Yeşildağ Belde Belediye Başkanı Mustafa Ünal da, Songül Çelik'in, kaybolduğu yerden yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta bulunduğunu belirterek, "Yolda çocuğun ayak izleri vardı. Oraya kadar kendinin gittiğini tahmin ediyoruz. Herhangi bir kaçırılma ihtimalini düşünmüyoruz. Çocuğun bulunduğu yerin yakınında da mermer ocakları bulunuyor" diye konuştu.

AİLEDE ÇİFTE MUTLULUK

Kızının sağ olarak bulunmasından dolayı mutlu olduğunu belirten baba Necati Çelik, "Bugün çifte mutluluk yaşıyorum. Çünkü 10'uncu bebeğimize hamile olan eşim, çadırda ebe ve sağlık görevlilerinin yarıdımıyla erken doğum yaptı. Bir kızım daha dünyaya geldi. Çok mutluyum" dedi

Günün Önemli Haberleri