Böyle baba olmaz olsun
Abone olAdana'da oğluna uyuşturucu sattırdığı ileri sürülen 46 yaşındaki Mustafa D., birer içimlik 638 paket esrarla yakalandı
Narkotik Büro Amirliği ekipleri, Mustafa D.'nin Mersin'den
uyuşturucu getirip oğlu 17 yaşındaki A.D.'ye sattırdığı bilgisini
aldı.
İhbar üzerine harekete geçen ekipler, şüphelinin evine baskın düzenledi. Şüphelinin evinde arama yapan ekipler, ilköğretim okulu 'Fen Bilimleri' ders kitabının sayfalarına rulolanmış halde 638 paket esrar ele geçirdi.
Mustafa D. ile kurye olarak kullandığı oğlu A.D. gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusunda suçunu itiraf eden Mustafa D. çıkartıldığı mahkemece tutuklanırken, oğlu ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
KONYA'DAN NORVEÇ'E ÇOCUK GELİN HATTI
HABERİ DİĞER SAYFADA
TIKLAYIN
[PAGE]
Bölgede yaygın olarak yaşanan bu duruma dur demek için
birçok kurum harekete geçti.
Konya'nın Kulu, Cihanbeyli, Sarayönü, Beyşehir, Derebucak gibi ilçeleri yıllardır başta Norveç olmak üzere, Almanya, Avusturya gibi ülkelere göç veriyor. İlçelerde kalanlar sadece yaşlılar, Norveç'ten emekli olup geri dönenler ve çocuklar.
Dost Eli Derneği, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi, Kulu ve Beyşehir İlçe Belediyeleri, İl Müftülüğü ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu 'Erken yaşta ve zorla yapılan evliliklerin toplum ve aile üzerindeki etkileri' isimli bir proje başlattı. Radikal'in haberine göre; proje kapsamında yaklaşık 2 bin 870 öğrenci ve ebeveynleri olmak üzere 4 bin kişiye eğitim verildi.
NORVEÇ'E GİDECEKLER DİYE OKUMUYORLAR
Proje yürütücülerinden Selçuk Üniversitesi Meslek Eğitim Fakültesi
Eğitim Birimi Öğretim Görevlisi Psikolojik Danışman Dr.S. Barbaros
Yalçın, ilçede erken yaşta evliliğin kanıksandığını anlattı:
"Bu durum o kadar yaygın bir şeklide yıllardır yaşanıyor
ki, ilçelerdeki okullarda eğitim gören 13 ilA 17 yaş arasındaki kız
öğrenciler, nasıl olsa evlenip Norveç'e gideceklerini bildiği için
ders çalışmıyor, okulla bile ilgilenemiyorlar. Çalışma sırasında
okulda görüştüğümüz 14 yaşındaki kız öğrenci ağlayarak 'Bana
anlattıklarınızı anne ve babama da anlatır mısınız. Çünkü hafta
sonu beni istemeye gelecekler. Ben ülkemde kalmak, okumak
istiyorum' dedi.
Projenin diğer sorumlularından Konya Üniversitesi Genel
Sekreteri Dr. Zekeriya Mızırak da "Amaç problemi çözmek
için topluca bir adım atmak. Ailelerde çocuğun evlenip Avrupa'ya
gitmesini 'yırtmak' olarak algılıyor. Ama artık durum böyle değil.
Avrupa ekonomik bunalımda, işsizlik her geçen gün artıyor. Tüm
bunları ailelere tek tek anlatıyoruz. Her şeyin başı eğitim, okul
okul, kapı kapı dolaşarak gerektiğinde köylere din adamı götürerek,
evlilik kavramını, eğitiminin ne kadar önemli olduğunu
anlatıyoruz" diye konuştu.
O CİNAYETTEN SONRA HERKES DİKEN ÜSTÜNDE
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Güler Kurt ile gelini Hatice'nin öldürüldüğü Derince'de korku ve endişe hâkim... Ailenin yaşadığı mahallenin sakinleri, cinayetle artan hırsızlık olayları arasında bağ kuruyor. Bir de olaydan bir gece önce lacivert bir otomobille gelen iki kişinin o eve baktığı iddiası var
Düzcelilerin yoğun olarak yaşadığı Derince'nin İbni Sina Mahallesi'nde önceki gün yaşanan vahşetin tedirginliği hâlâ sürüyor. Aynı evde oturan Güler Kurt ile gelini Hatice Kurt'un boğazları kesilerek öldürülmesi, semtte bir süredir artan hırsızlık olaylarının üzerine tuz biber ekmiş. Herkes, fail veya faillerin bir süredir mahalleye dadanan hırsızlar olduğunu düşüncesinde. Kapıları açık evdeki tüm eşyaların dağıtılmış halde olması da bu düşünceyi destekliyor. Ancak cinayetlerin işlendiği 3 katlı binanın giriş katındaki evin kapısı zorlanmamış. Evden çalınan herhangi bir şey de yok.
Düzce'nin Yığılca ilçesinden 45 yıl önce Derince'ye göç eden Kurt ailesinin komşusu Hülya Ulutaş'ın "Evde yaşlı anne babam var. Dünden beri bakkala giderken bile üzerlerine kapıyı kilitliyorum. Zaten pek çok eve giren hırsızlar huzurumuzu kaçırmıştı. Bu vahşetin ardından kendimizi çok savunmasız hissediyoruz" sözleri yaşanan tedirginliği anlatıyor.
KAÇARAK EVLENMİŞLERDİ
Kurt ailesinin akrabası Yasin Kalaycı ise, "Mahallemizde
herkes birbirini tanır. Fatih, Hatice ile kaçarak evlendi ama iki
ailenin de katılımıyla şenlikli bir düğün yapıldı. Hırsızlıklar
dışında mahallenin huzurunu kaçıran hiçbir olay yaşanmaz. 2 gün
önce hiç görmediğimiz bir otomobilin varlığı ile rahatsız
olmuştuk" diyor.
Mahallenin gençlerinden Serdar Kurt ise, "Olaydan bir gece önce
lacivert renkli bir otomobilin içindeki iki kişiyi Fatih'in evine
bakarken gördük. Biz dört kişiydik ve şüphelendik. Etraflarında
biraz gezince uzaklaştılar. Bu olayı Fatih'e de anlatacaktım ama
sabahında cinayet işlendi" iddiasında buluyor.
BABA:DÜŞMANIMIZ YOK
Cinayetin ardından oğluyla birlikte gözaltına alınıp serbest
bırakılan baba Rasim Kurt, "Hiç kimseyle düşmanlığımız yok,
kimseyle alacak verecek meselemiz yok. Benim ocağım yıkıldı hayat
arkadaşımı ve gelinimi kaybettim. Hırsızlık için bile girseler
alacaklarını alıp gitselerdi. Son günlerdeki hırsızlık olayları
bizi çok tedirgin etmişti. 3 ay önce 2 hırsızı gece yarısı görmüş
ve kovalamıştık. Eve nasıl zorlamadan girdiler, nasıl ailemi
katlettiler bilemiyorum" dedi.
Öte yandan polisde olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma
yürütüyor. Fail ve failleri bulmak için 3'er kişiden oluşan 5 özel
ekip oluşturan polis ihbar ve ipuçlarını değerlendiriyor.
BURHAN ÖLDÜ, AĞABEY GÖMÜLDÜ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 7
Eylül 2011’den itibaren Burhan Karakaya (29) ismiyle kanser
tedavisi gören hasta, önceki gün öldü. Cenazeyi teslim almak için
hastanede işlem yaptıran hastanın kardeşi, TC kimlik kartını nüfus
müdürlüğüne göndermek isteyen yetkililere “Burhan Karakaya benim,
ölen kardeşim Kamiran Karakaya” dedi. Bunun üzerine Bakırköy
Cumhuriyet Savcılığı, olaya el koydu.
Habertürk'ün haberine göre savcılık, Kamiran Karakaya (35) olduğu
iddia edilen ölen hastayı, gerçek kimliğinin DNA testiyle tespiti
için Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. Kardeş Burhan Karakaya ise
gözaltına alındı, ifadesinden sonra serbest bırakıldı.
KIZ KARDEŞ YAPMIŞ
Esenyurt’ta oturan Karakaya Ailesi, olayla ilgili olarak “Biz
hastaneyi dolandırmadık. Kamiran inşaatlarda çalışıyordu. Evlenmeyi
planlarken amansız hastalığa yakalandı. Sosyal güvencesi de vardı.
Ansızın hastalanıp hastaneye kaldırılınca, okuma yazma bilmeyen kız
kardeşi, yanlışlıkla küçük kardeşi Burhan’ın TC kimliğini yanına
alıp hastaneye gitmiş. Kamiran ölene kadar da hastaneye yanlış
kimlikle kayıt yapıldığını fark etmedik” dedi. Ancak hastane
yönetimi, SGK’nın bilinçli bir şekilde zarara uğratıldığını
bildirdi. Hastanenin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
‘GÜVENCESİ YOK’
“Burkit Lenfoma teşhisiyle hastanemizde tedavi gören hastanın
SGK’sı yok. Sistemde de görünmüyor. Hasta yakınları, hastadaki bu
fiziki değişikliği kendi menfaatleri doğrultusunda kullanarak,
hastayı kendi kimlik bilgisiyle değil, kardeşinin kimlik bilgisiyle
hastanemize yatırmıştır. Hasta defalarca dahiliye ve hematoloji
servisine gelmiş, her defasında da aynı kimlikle kaydını yaptırmış.
Hastanede yatarak tedavi gördüğü süre boyunca da doktorlar ve
hemşireler hastaya ‘Burhan’ ismiyle hitap etmiş, ancak ne hasta ne
de hasta yakını tepki göstermemiştir.”
DOĞRU BİLGİ VERİLSE ÜCRET ALINMAYACAKTI
Sosyal güvencesi olmayan hastanın tedavisi için yanlış beyanda
bulunarak SGK’nın zarara uğratıldığını belirten hastanenin
açıklamasında şöyle denildi: “Hasta, acil serviste doğru
beyanda bulunsaydı, acile geldiği için zaten ücret talep
edilmeyecek, daha sonraki işlemler için de, işsiz ve yoksul olması
halinde devreye kaymakamlık girecek, hasta yakınlarından ücret
talep edilmeyecekti.”
SEVGİLİLERİN SAHİL KEYFİ DENİZDE BİTTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Kumkapı'da içinde biri kadın iki kişinin bulunduğu araç bilinmeyen bir sebeple hareket etmeye başladı. Yaklaşık 5 metre ilerleyen araç denize düştü.
*Denize düşen araç içerisindeki iki kişi aracın pencerelerinden dışarı çıkmayı başarırken, sahil kenarında bulunan bazı vatandaşlar denize atlayarak iki sevgiliyi denizden çıkarttı.
Olay, saat 23.00 sıralarında Fatih Kumkapı sahilinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Ahmet Korkmaz ve sevgilisi Tuğba Demirağaç sahilde park halindeki otomobilde oturuyorlardı.
Sık sık sahile geldikleri öğrenilen ikilinin içinde bulunduğu araç henüz bilinmeyen bir sebeple hareket etmeye başladı. Yaklaşık 5 metre kayan araç denize düştü. Korkmaz ve Demirağaç kendi aracın pencerelerinden çıkmayı başarırlarken, sahil kenarında bulunan bazı vatandaşlar denize atlayarak iki sevgiliyi denizden çıkarttı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahaleleri ambulans içerisinde yapılan yaralılar, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Samatya Polikliniği Acil Servisi'ne kaldırıldı.
"SÜREKLİ SAHİLDE ÇAY İÇMEYE GELİYORLARDI."
Sahil kenarında park eden araçlara çay, kahve servisi yapan Gökhan Saydam isimli garson ise, denize düşen otomobildeki Ahmet Korkmaz ve Tuğba Demirağaç'ın sık sık geldiğini belirterek, "Denize düşen araçtaki kişiler sürekli sahilde çay içmeye geliyorlardı. Bugün ise hiç çay içmediler. Araç büyük bir gürültü ile denize düştü. Otomobilin camından kendi imkanlarıyla çıktıktan sonra çırpınmaya başladılar. Bu sırada çevrede bulunan vatandaşlar denize atlayarak çırpınan iki sevgiliyi denizden çıkarttı. Alkol alıp almadıklarını ise bilmiyorum" dedi. Öte yandan, iki sevgilinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
OTOMOBİL SABAH ÇIKARTILACAK
Denize düşen aracın yerinin belirlenmesi için, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı Deniz Polisleri su yüzeyinden genel bir arama çalışması yaptı. Otomobilin sudan çıkartılma işlemlerinin sabah saatlerinde yapılacağı belirtildi.
FIKRA GİBİ CİNCİ HOCA OLAYI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Antalya'da evli 41 yaşındaki M.E.'nin, eski erkek arkadaşından kurtulmak için para karşılığı yardım istediği 'cinci hoca' 44 yaşındaki İsmail A., gönderdiği 3 kişiye eski sevgili Soner B.'yi dövdürüp otomobilini kurşunlattı. M.E.'yi arayıp "Kendisine gereken dersi verdim. Cinlerimi gönderdim, ona cezasını verdiler" diyen İsmail A. ile 3 saldırgan tutuklandı.
Muratpaşa İlçesi Dutlubahçe Mahallesi'nde oturan M.E., iddiaya göre, kendisiyle tekrar birlikte olmak isteyen ve sürekli arayıp rahatsız eden eski erkek arkadaşı Soner B.'den kurtulmak için 'cinci hoca' İsmail A.'dan para karşılığı yardım istedi. İsmail A., kadına, "Bana onun bilgilerini ver. Ben bir hafta boyunca onun için okuyacağım, sonra bir daha sana yaklaşamayacak" dedi. M.E.'nin, Soner B.'nin her gün evinin önünde otomobil içerisinde beklediğini söylemesi üzerine İsmail A., yardımcısı 34 yaşındaki Ali K.'ya adresi ve otomobilin plakasını vererek, "Bu adam yengene musallat olmuş. Yanına bir iki arkadaşını alıp dövün" dedi. Ali K. da arkadaşları 29 yaşındaki Mehmet I. ve 23 yaşındaki Gökhan Y.'yi yanına alarak Dutlubahçe Mahallesi'ne gitti. Otomobildeki Soner B.'yi dövüp aracı kurşunlayan 3 kişi daha sonra kaçtı. Gece yarısı silah sesleri ve kavga gürültülerini duyan M.E.'yi olaydan sonra arayan İsmail A., "Kendisine gereken dersi verdim. Cinlerimi gönderdim, ona cezasını verdiler" dedi.
Olayla ilgili soruşturma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri Soner B.'nin ifadesi doğrultusunda başlattığı araştırmada kısa sürede eski sevgili M.E.'ye ulaştı. M.E. polislere verdiği bilgide, Soner B.'yi dövenlerin insan olmadığını, onların kendisinden kurtulmak için gittiği İsmail A.'nın cinleri olduğunu söyledi. Polis önce İsmail A. ve yardımcısı Ali K.'yı ardından da Mehmet I. ve Gökhan Y.'yi gözaltına aldı. Saldırganlar polise verdikleri ifadede, olayın ardından M.E.'den para aldıklarını söyledi. Ancak paranın miktarını belirtilmedi.
Sorgularının ardından 'yaralama', 'darp', 'tehdit', 'otoda ızrar' ve 'kurşunlama' suçlamasıyla adliyeye sevk edilen 4 şüpheli tutuklanarak cezaevine konuldu.
FACEBOOK'A YAZDI VE...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Ayşe Dilara Şahin, odasında siyanür içerek yaşamına son verdi.
Olay, 15 Şubat'ta saat 16.45 sularında Fakıuşağı Mahallesi'nde meydana geldi. Ailesi tarafından odasında baygın halde bulunan Ayşe Dilara Şahin, çağrılan ambulans ile Osmaniye Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Odasında yapılan incelemede sodyum siyanür içtiği belirlenen Ayşe Dilara Şahin, bugün sabah karşı yaşam savaşını kaybetti. Genç kızın cesedi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
'ÖLDÜÜÜÜ' YAZMIŞ
Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, genç kızın intihar
ederken kullandığı siyanürü bir kuyumcudan deney yapmak için aldığı
ileri sürüldü. Derslerinde başarılı olduğu ve arkadaşları arasında
çok sevildiği belirtilen Ayşe Dilara Şahin'in, sosyal paylaşım
sitesi Facebook'taki sayfasına son olarak
"Öldüüüü...." diye yazdığı, ayrıca kendisinin
okuduğu, "Hep söz verirler sonra giderler. Ne yaptığının
farkına varmadan, elveda demeden çeker giderler."
sözleriyle başlayan şiiri paylaştığı
öğrenildi.