Boşuna Esad hayali kurmayın!
Abone olMilliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş "Boşuna hayal kurmayın: ABD Esad’ı devirmeyecek" dedi.
İNTERNETHABER.COM - Milliyet
gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, dünyanın Beşar Esad'ın kalması
konusunda uzlaştığını iddia etti.
“Suriye Devrimi diye başlayan süreçte ılımlı muhalifler bir bir kayboldu, ülke yerle yeksan edildi ve nihayetinde Orta Çağ barbarlığı dışında bir vizyon sunmayan IŞİD ve Nusra Cephesi, küresel birer tehdit haline geldi" diyen Aslı Aydıntaşbaş, şöyle devam etti:
Bu durumda başta ABD olmak üzere uluslararası aktörlerin
önceliği, Esad’ı devirmek değil IŞİD’le mücadele oldu. Açıkça
deklare edilmese de, dünya, “Esad’ın kalması” formülünde
uzlaştı.
Bu noktada Washington’da bir tutum değişikliği olduğunu
düşünmüyorum. Dünkü gazete manşetlerine yansıdığı gibi ABD’nin
pozisyon değiştirip “Esad’ı devirmek” için düğmeye bastığına
inanmak, hayalcilik olur.
Aslı Aydıntaşbaş'ın 'Boşuna hayal kurmayın: ABD Esad’ı devirmeyecek' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
İSYAN ETMEK
ANLAŞILABİLİRDİ...
Bu sütunu takip edenler, Suriye’deki Baas rejimine ne kadar
karşı olduğumu bilirler. Yeni değil; geçmişte Ak Parti hükümeti
Beşar Esad’la yakın ilişkiler içindeyken de Suriye rejiminin bir
diktatörlük olduğunu, tek parti tarafından yönetildiğini, para
kazanmak veya şarkı söylemek meşru olsa da temel hak ve özgürlükler
namına oksijen olmadığını hatırlatıyordum.
Bu yüzden Suriye’deki isyan ilk başladığında, halkın özgürlük
talebin destekledim. En ufak bir demokratik açılımı halkına fazla
gören, insanları kaba kuvvetle sindiren bir rejime isyan etmek, son
derece anlaşılabilir bir insanlık haliydi.
DÜNYA ESAD'IN KALMASI FORMÜLÜNDE
UZLAŞTI
Ancak, hepimiz görüyoruz ki bugün Suriye’de bambaşka bir dinamik
söz konusu. “Suriye Devrimi” diye başlayan süreçte ılımlı
muhalifler bir bir kayboldu, ülke yerle yeksan edildi ve
nihayetinde Orta Çağ barbarlığı dışında bir vizyon sunmayan IŞİD ve
Nusra Cephesi, küresel birer tehdit haline geldi.
Bu durumda başta ABD olmak üzere uluslararası aktörlerin önceliği,
Esad’ı devirmek değil IŞİD’le mücadele oldu. Açıkça deklare
edilmese de, dünya, “Esad’ın kalması” formülünde uzlaştı.
Bu noktada Washington’da bir tutum değişikliği olduğunu
düşünmüyorum. Dünkü gazete manşetlerine yansıdığı gibi ABD’nin
pozisyon değiştirip “Esad’ı devirmek” için düğmeye bastığına
inanmak, hayalcilik olur.
OBAMA SADECE DAVUTOĞLU'NU
DİNLEDİ
Oysa G20’den gelen haberler, öğlen yemeğinde ABD Başkanı Barack
Obama’nın yanında oturan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, beraberinde
seyahat eden gazetecilere bu yönde bir “izlenim” aktardığı yolunda.
Fazla heyecanlanmayalım. Davutoğlu’nun ifadelerini bütün
gazetelerde satır satır okuduğumda, Obama’nın “yeni bir stratejiye”
geçildiği konusunda fazla renk vermediği, yemekte büyük ölçüde
Davutoğlu’nun argümanlarını dinlediğini anlıyorum.
O yemek esnasında Obama’nın beraberindeki devlet başkanlarına
Esad’ı kötülemesi ya da “Esad da gitmeli” demesinin hiçbir anlamı
yok. Obama bunu hep söylüyor. Ama nihayetinde IŞİD’i Esad’dan daha
büyük bir bela olarak gören ABD, bu yönde ciddi bir adım atmıyor.
İşin püf noktası bu.
Peki, bugün durum değişti mi? ABD’nin bakışında kapsamlı bir
değişiklik var mı? Hem evet, hem hayır.
Hayır, çünkü Washington’da Esad rejiminin devrilmesi gibi bir
öncelik yok. Esad’a karşı demeçler olabilir, ara sıra rejim
aleyhine hamleler olabilir; ama nihayetinde temel meselesi, IŞİD ve
El Kaide’yle mücadele. IŞİD’in denetim altına alınması. Hal
böyleyken Esad’ın devrilmesi yolunda ciddi bir adım atılmayacağına
emin olabilirsiniz.
KONUŞMAK BEDAVA
Şu da sizi yanıltmasın: Amerikalılar “Esad gitsin. Rejimi başkasına
devretsin. Yeni ‘transition’ (değişim) hükümeti kurulsun”
gibisinden konuşabilir. Konuşmak bedava. Mesele, bunu zorlayacak
adım atıp atmadıkları. IŞİD varken, atacaklarını beklemek hayal
kurmak olur.
Fakat bir de sorunun “Evet” yanıtı var. Davutoğlu şu anlamda haklı:
Washington, IŞİD’le mücadeleyi sadece Irak üzerinden
götüremeyeceğini, Suriye’de de sadece havadan bombalayarak IŞİD’le
baş edemeyeceğini görüyor. Zaten son haftalarda Kongre’ye ifade
veren ABD’li bakan ve generaller de bunu açıkça söylüyor.
Dahası, “güvenli bölgeler” dahil Suriye özelinde daha kapsamlı bir
siyaset için yeni seçeneklerin masaya yatırıldığını biliyoruz.
Amerikalılar buna “review” diyor; yani “gözden geçirme.”
Türkiye’yle askeri temas, yeniden başladı. Geçen hafta sessiz
sedasız askeri bir heyetin Ankara’ya gelmiş olması, Nevşehir’de
2000 Suriyeli muhalifin eğitileceği haberleri boşuna değil.
Ancak, bunlar Esad’ın devrileceği anlamını taşımıyor. Bunlar,
ABD’nin IŞİD’in elindeki bazı bölgelerin “kurtarılması” için yeni
bir güç oluşturmaya çalıştığı, bunun için de Türkiye’den yardım
aldığı anlamına geliyor. Afganistan’da Taliban’a karşı Türkiye
aracılığıyla Dostum’u desteklemek gibi bir şey.
Bu Esad’ı devirmek değil. Söz edilen, Esad’ı devirmekten ziyade,
sınır bölgelerinde “kamu güvenliğinin” tesis edilmesi, mültecilerin
bazı bölgelere geri dönmesi, Halep’in tamamen rejim ya da IŞİD’in
eline düşmesinin engellenmesi gibi hamleler...
Esad’ı devirmek değil, popüler tabiriyle “kamu güvenliği.” Ya da,
Suriye’nin, halihazırdaki “total kaos” ortamı yerine farklı
grupların egemenliğinde bölgelere bölünmesi...