ABD’de yaşanan bir terör saldırısı,
Mağdur ile suçlunun ayrışmasıdır.
“Biz” bilincinin artması,
Vatanseverliğin, ülküdaşlığın, milli duyguların
yükselmesidir.
“Ötekiler” denen bir dünyanın
yaratılması,
Yeryüzünün “İyiler ve Kötüler” diye ikiye
ayrılmasıdır.
ABD’de de yaşanan bir patlama,
Suçluyken güçlü durumuna geçmektir.
Açıkça safını belli etmektir.
"İlkellik ile uygarlığın" ayrışması,
Demokrasiye ve özgürlüklere olan bağlılığın artmasıdır.
İktidarın elini güçlendirmesidir.
***
Bundan dolayı,
İktidarı korkmadığı gibi
Medyası da korkmaz “şeffaflıktan”.
Açıkça an ve an verir her görüntüyü yada haberi.
Aldırmaz.
Her bir detayı ince ince tartışır, işler.
İktidar kendinden emin,
Medyası da bağımsız, özgürce çalışacak kadar ilkelerine
sadıktır.
***
Biz ise korkarız.
Acizliktir bizimkisi.
Saklanmaktır.
Aman “uyanmasınlarcılıktır”,
aman “galyana gelmesinciliktir”.
Kendine güvenmemek,
Ve “Bir açık verecek” olmaktan
endişelenmektir.
Bizdeki bir patlama,
İktidarın elinin güçlenmesinin aksine,
stratejilerinin çökmesidir.
İllaki birilerinin pususudur, oyunudur.
Patlamayla ortaya çıkan yüce demokrasimiz ve değerlerimiz
değil,
Eksikliklerimiz, yanlışlarımız, sakladıklarımızdır.
Siyasetçilerimizin, yöneticilerimizin kendine
güvenmemesidir.
Onların gizlenmek ve gizlemek
istemeleridir.
İşte bu nedenle
Boston’daki patlamayı canlı canlı izlerken,
Reyhanlı, Uludere ve daha niceleri karartılır, örtülür
bizde.
Klasik demeçlerle, analizlerle bir gardıroba saklanırlar.
Sonuç olarak açığa çıkan ise yine eksik demokrasimiz, bağımlı
medyamız, sesi duyulmayan mağdurlarımız
Ve “ders çıkaramamışlığımız” olur.