Boşnakları çileden çıkaran imza

Abone ol

Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin kendi başına Alman firmasıyla imzaladığı stratejik ortaklık anlaşma imzalaması Boşnakları kızdırdı.

Bosna-Hersek'i oluşturan iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti hükümeti ile Alman enerji firması RWE Innogy arasında, bölgedeki hidroelektrik potansiyelinin araştırılması, ilgili yapıların inşası ve potansiyelin geliştirilmesi konusunda "stratejik ortaklık" anlaşması imzalandı.

BOŞNAKLAR SERT TEPKİ GÖSTERDİ

Devleti oluşturan iki yapıdan biri olan Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet gibi hareket ederek anlaşma imzalamasına, başta Boşnaklar olmak üzere ülke yetkilileri sert tepki gösterdi.

Ülkenin kuzeyinde yer alan ve Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin başkenti Banya Luka kentindeki imza törenine, Alman firması RWE Innogy yetkililerinin yanı sıra Sırp Cumhuriyeti Enerji Bakanı Jelyko Kovaçeviç ile Sırp Cumhuriyeti Elektrik İdaresi Müdürü Branislava Milekiç katıldı. Anlaşma, Bosna-Hersek'in doğusunda bulunan Drina Nehri üzerindeki hidroelektrik potansiyelinin araştırılması ve gelişmesinin sağlanmasını amaçlıyor.

Anlaşmanın imzalanmasının ardından açıklama yapan Sırp Cumhuriyeti Elektrik İdaresi Müdürü Branislava Milekiç, anlaşmanın Drina Nehri üzerinde, 460 milyon avro değerinde, dört hidroelektrik santralin yapılmasını da kapsadığını söyledi.

Branislava'nın verdiği bilgilere göre, yapılması planlanan santraller 210 megawatt güce sahip olacak ve 760 gigawatt saat elektrik üretecek. Santrallerin mülkiyetinin yüzde 60'ı RWE Innogy firmasına, yüzde 40'ı ise Bosna Sırp Cumhuriyeti'nde olacak.

Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin kendi başına böyle bir adım atmasına Bosna-Hersek devlet yetkilileri ve yerel yöneticiler karşı çıktı. Anlaşmaya en büyük tepkiyi ise Drina Nehri'nin ortasından geçtiği Foça kentinin Belediye Başkanı Zdravko Krsmanoviç ile Karadağ Çevre Koruma Derneği temsilcileri gösterdi.

Foça Belediye Başkanı Zdravko Krsmanoviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Planlanan projenin alanı ile ilgili bilgiler, gerekli dokümanlar, yatırımın kapsamı ve çevreye olan etkisi ile ilgili araştırmalar yapılmadan bu anlaşma kabul edilemez" dedi.

Böyle zengin bir potansiyel üzerinde yapılacak projenin çoğunluk kısmının yabancı firmaya verilmesinin de kabul edilemez olduğunun altını çizen Krsmanoviç, Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin bu projeye tek başına da girebileceğini, böyle olması halinde ülkenin daha kazançlı çıkacağını söyledi.

BU DEVLETE YAPILAN SALDIRIDIR

Bosna-Hersek Doğal Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı İmtiyaz Komisyonu Başkanı Hamed Meşanoviç de Drina Nehri üzerine inşa edilmesi planlanan 4 hidroelektrik santralini, devlete yapılan bir saldırı olarak değerlendirdi. Meşanoviç, "Burada farklı sebeplerle devletin yetkisi elinden alınmaya çalışılıyor. Drina Nehri, bir sınır nehridir. Nehrin hangi kesimine yapılırsa yapılsın bu devletin yetki çerçevesindedir. Ülke sınırları içerisinde yapacağınız her şey devlet kurumlarının yetkisindedir. Bu husustaki yetkili kurumlar, Bosna-Hersek Bakanlar Konseyidir" diye konuştu.

Bu olayın devlet yetkisinin hiçe sayılıp belirli anlaşmalar imzalanması adına yapılan ilk girişim olmadığını vurgulayan Meşanoviç, "Bune benzer bir olay da Koridor 5-C otoyolu projesinde yaşanmıştı. Ancak uluslararası finans firmaları, projeyi hayata geçirme aşamasına gelindiğinde bunun mevcut kanunlar kapsamı dışında olduğunu görmüş ve projeyi finanse etmekten vazgeçmişlerdi" dedi. Meşanoviç, hidroelektrik santraller projesinin kaderinin de önceki projelere benzeyeceğini ifade etti.

Karadağ'dan santral projelerinin ülkedeki doğal hayata zarar vereceği yönündeki eleştirilere de yanıt veren Meşanoviç, bu hususta devlet olarak Bosna-Hersek'in soruna müdahil olması gerektiği, böylelikle Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi'nin komşu devletlerle görüşmeler yapabileceğini söyledi.

KARADAĞ KARŞI ÇIKTI

Karadağ'nın "Green Home Çevre Derneği" koordinatörü Nataşa Kovaçeviç de anlaşma yapılırken, gerek UNESCO'nun koruması altındaki alanların gerekse Karadağ'ın Tara Nehri'nin korunmasına dair bildirisinin dikkate alınmamasının endişe verici olduğunu söyledi. Kovaçeviç, diğer sivil toplum kuruluşundan Karadağlı yetkililere bu konuya ilişkin gerekli tepkiyi vermeleri için baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Kovaçeviç, Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirmesi Sözleşmesi'ni (ESPOO) imzalayan devletlerden bir olan Bosna-Hersek'in sözleşme gereği, projenin çevreye vereceği etkiler hususunda Karadağ da dahil komşu devletleri bilgilendirmesi gerektiğine işaret etti. Kovaçeviç, Karadağ'daki Durmitor Milli Parkı bünyesindeki Tara Nehri doğal havzasının ve bunun yanı sıra Piva Nehri Doğal Koruma Alanı'nın projeden olumsuz etkileneceğini,  ancak hiç kimsenin bu konuyu telaffuz etmediğini belirtti.

Nataşa Kovaçeviç, ilgili bakanlıkla iletişime geçildiğini ancak kendilerine Bosna-Hersek'teki yetkililer tarafından henüz bir bilgilendirme yapılmadığının söylendiğini de kaydetti.

Günün Önemli Haberleri