Boşnak nine kiliseyi devirdi
Abone olBosna'daki savaşı bitiren Dayton Anlaşması'nın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, savaşın etkileri halen sürüyor.
Bosna Hersek'teki (1992-1995) savaş sırasında toplama
kampında tutulan, daha sonra döndüğü evinin bahçesinde kaçak inşa
edilen kiliseyle karşılaşan Fata Orloviç, 11 yıl önce başlattığı
hukuk mücadelesini kazandı. Fata ninenin evinin bahçesindeki kaçak
kilise, 25 mayısta mahkeme kararıyla yıkılacak.
Özellikle savaş sırasında yerlerinden edilen insanların sorunları,
geçen bunca zamana rağmen çözüm bekliyor. Bu sorunlardan birisi de
68 yaşındaki Fata Orloviç'in evinin bahçesine kaçak inşa edilen bir
Sırp Ortodoks kilisesiydi.
Srebrenitsa yakınlarındaki Konjevic Polje köyünde Bosna'daki savaş
başlamadan eşi ve 7 çocuğuyla birlikte yaşayan Fata nine, savaş
sırasında Sırplar tarafından Tuzla'daki toplama kampına götürüldü.
Savaşta eşi Sacir Orloviç ile 22 yakınını kaybeden Orloviç, bir
süre kampta, ardından farklı bölgelerde mülteci olarak yaşadı.
ABD'ye giden 4'ü erkek, 3'ü kız 7 çocuğunun tüm ısrarlarına rağmen
doğduğu toprakları terk etmek istemeyen Fata Orloviç, 1995 yılında
savaşı bitiren Dayton Anlaşması'nın imzalanmasının ardından
''mültecilerin evlerine dönebileceği'' maddesini dikkate alarak,
1999 yılında köyüne döndü.
Köye döndüğünde evinin bahçesinde, bölgeye yerleşen Sırplar
tarafından kilise yaptırıldığını gören Fata Orloviç, arazisine
izinsiz yaptırılan kilisenin kaldırılması için hukuk mücadelesi
başlattı.
Orloviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kilisenin kaldırılması
için başlattığı mücadelenin ''hukuksuzluğa karşı'' olduğunu
vurguladı.
Kilisenin kaldırılması için Sırp yetkililere müracaat ettiğini,
ancak bunun karşılığında dayak yediğini anlatan Fata nine, ''Bu
dayağın ardından delil olması için hastaneden sağlık raporu aldım
ve yargı yoluna başvurdum'' dedi.
Yerel mahkemede görülen ilk davadan sonuç alamadığını ifade eden
Orloviç, bunun üzerine bir üst mahkemeye başvurduğunu, talebinin
reddedildiğini, bir de ''devletin çok etnikli yapısına karşı
çıktığı'' gerekçesiyle suçlu bulunup para cezasına çarptırıldığını
söyledi.
Fata Orloviç, ''Ailemi parçalayan, çocuklarımı yanımdan ayıran
savaşın bir başka sonucunun evimin bahçesine yasa dışı yapılan
kilise olmamalıydı. Bu nedenle yılmadan mücadelemi sürdürdüm''
dedi.
Evinin bahçesindeki kiliseye 2004 yılında ayin için gelen Rahip
Milo Vanoviç ve beraberindekileri tek başına kovmaya kalkıştığı
için gruptan dayak yediğini ve günlerce hastanede yattığını anlatan
Fata Orloviç, bu olaydan dolayı da hakkında ayrı bir dava
açıldığını belirtti.
DAVAYI AİHM'YE TAŞIYACAKTI
Fata Orloviç, ülkesindeki iç hukuk yollarının tükendiğini
düşünerek, avukatları aracılığıyla davayı Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne götüreceği sırada, yerel mahkemenin daha önceki
şikayet dilekçesini ''beklemediği bir anda'' kabul ederek, davayı
açtığını söyledi.
Kiliseyi yaptıran Sırp yetkililerin bu sırada kendisine
şikayetinden vazgeçmesi için 1 milyon 200 bin avro para teklif
ettiklerini kaydeden Orloviç, sözlerine şöyle devam etti:
''Ben bu parayı kabul etmedim. Çünkü benim meselem para değildi.
Haksız bir şekilde bahçemin gasbedilip kilise yapılmasıydı. Çünkü
para her şey değildir. Paradan daha kıymetli olan değerler vardır.
Toprağımı, beni eşimden, çocuklarımdan ayıranlara neden vereyim.
Savaş ülkemden binlerce değeri toprağın altına gömdü. Ben o parayı
almış olsaydım, toprağın altındakilere karşı sorumsuzluk yapmış
olurdum.''
Fata Orloviç, davasının Srebrenitsa'daki mahkemede görüldüğünü ve
yaklaşık 3 yıl önce mahkemenin, ''kilisenin yıkılmasına'' yönelik
karar verdiğini belirterek, ancak kilisenin avukatlarının davayı
temyize götürmesi nedeniyle sürecin uzadığını kaydetti.
Kısa süre önce davalı avukatlarının temyiz başvurusunun mahkemece
reddedildiğini ifade eden Fata nine, ''11 yıl süren hukuk
mücadelemin ardından bahçeme kaçak olarak inşa edilen kilisenin
yıkılması onaylandı. Bana gelen yazıya göre kilise 25 Mayıs 2010'da
yıkılacak. Kilisenin yıkılmasının ardından bahçemi daha iyi
kullanacağım. Ben kiliseye karşı değilim, ancak arazim gasbedildiği
için mücadele başlattım. Eğer kilise yapmak istiyorlarsa
kendilerine ait istedikleri araziye yaptırsınlar, o zaman kimsenin
onlara diyeceği bir söz olmaz'' dedi.
Fata Orloviç, kilise yıkıldıktan sonra ilk işinin yıllardır dava
nedeniyle ertelediği hac vazifesini yapmak olduğunu kaydetti.