Boşanmalarda müthiş artış
Abone ol1990'da en çok şiddetli geçimsizlikti boşanma nedeni. Şimdi bu neden yerini, okonomik geçimsizliğe bıraktı.
DİE'nin en son 2000 yılında gerçekleştirdiği araştırma
sonuçlarına göre, 1990 ile 2000 yılları arasında yaşanan boşanma
vakalarında yüzde 36'lık artış oldu. 1990 yılında 25 bin 712
boşanma yaşanırken, bu rakam 2000 yılında 34 bin 862'ye yükseldi.
1990 yılındaki boşanma nedenleri içinde en yüksek payı
'geçimsizlik' alırken, 2000 yılında 34 bin 862 kişiden, 32 bin
844'i (yüzde 94) yine 'geçimsizlik' nedeniyle boşandı. Sırasıyla
''terk'', ''zina'', ''cana kast ve fena muamele'', ''cürüm ve
haysiyetsizlik'' boşanma nedenleri arasında yer aldı. 15-49 yaş
arası kadınların yüzde 72'si, kocalarının kendilerini aldattığı ve
dövdüğü gerekçesiyle boşanıyor. Toplam 34 bin 862 kişiden, 5 bin
760'sı evliliklerinin ilk yılında, 7 bin 590'ı ise 6-10'uncu
yılları arasında boşanırken, boşanmalar en çok 25-35 yaş arasında
yaşanıyor. ÇOCUK SAYISI BOŞANMA ORANLARINI AZALTIYOR Hiç çocuğu
olmayan çiftler arasında 15 bin 286 boşanma gerçekleşirken, çocuk
sayısının artmasıyla boşanma oranlarında azalma olduğu dikkati
çekiyor. Boşananların eğitim durumuna bakıldığında, 12 bin 541
kişiyle en yüksek boşanma oranı ilkokul terk ya da ilkokul
mezunlarında görüldü. Fakülte ve yüksek okul mezunlarının sayısı
ise, 2 bin 69. Meslek grubuna göre ise, en çok boşanma 'tarım dışı
faaliyetlerde çalışanlar ve ulaştırma araçları kullananlar'
arasında gerçekleşti. Bu grupta yer alanların sayısı 15 bin 211
olarak ortaya çıkarken, bunu 10 bin 585 kişiyle 'idari personel,
ticaret ve satış yapanlar, hizmet sektöründe çalışanlar' izledi.
"EVLİLİK KURUMUNA VERİLEN DEĞER AZALDI" Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Işık Sayıl,
yaptığı açıklamada, boşanma oranlarındaki artışı, ''insanların
evlilik kurumuna verdiği değerin azalması''na bağladı. Kadınların
ekonomik özgürlük kazanmasının ve eğitim seviyesindeki artışın,
evlilikteki beklentileri artırdığını, erkeğin bunu karşılayamaması
durumunda boşanmanın kaçınılmaz hale geldiğini söyledi. Kadının
değişime daha açık olduğunu, erkeğin geleneksel değerlerden
kopuşunun kolay olmadığını savunan Sayıl, çekirdek aileye geçişle
birlikte geleneksel aile bağlarının tamamen kopmadığını, çiftlerin
aileleriyle eşleri arasında denge kuramadığı durumlarda sorunlar
yaşandığını belirtti. Prof. Dr. Işık Sayıl, ''toplumda eşler
anlaşamıyorsa ayrılmalıdır' gibi yanlış bir anlayışın olduğunu
belirterek, 'ayrılık kararı en son verilecek bir karardır. Ayrılık
çözüm değil, daha büyük sorunların kaynağıdır'' dedi.