Boşanan kadına maaş tartışması
Abone olBoğaziçi Üniversitesi'nden iki akademisyen, eşleri ölen ya da eşlerince terk edilen bin 220 kadınla görüştü. Çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı
"Yalnız kalan kadına 300 liralık maaş önerisi
'boşanmaları artırır' görüşünden dolayı destek görmedi. Aile
ikiyüzlü, terk edilip ortada kalan kadınların sayısı çok
fazla"
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nün
isteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu'ndan Prof.
Dr. Şemsa Özar ve Dr. Burcu Yakut Çakar, Prof. Ayşe Buğra'nın
danışmanlığında 'Eşi ölen kadınlar için nakit sosyal yardım
programı geliştirilmesine yönelik araştırma projesi'
hazırladılar.
Proje kapsamı genişletildi ve dul, kocası tarafından terk edilen,
terk etmiş, kocası cezaevinden olan kadınlar da projeye dahil
edildi. Projeyi yürüten Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden
Prof. Dr. Şemsa Özar dul kadının yaşadığı sıkıntıları AKŞAM'a
değerlendirdi. Prof. Özar'ın dul kadının verdiği yaşam sınavına
dair çarpıcı tespitleri şöyle:
TÜRKİYE'DE DUL KADIN YALNIZ
- Odak noktanız hangi kadınlar?
Bu çalışma tüm yalnız yaşayan ya da 'erkeksiz' kadınları
kapsamıyor. Baktığımız kesim evin geçimini daha çok erkeklerin
kazandığı bir aileden, boşanma, ölüm, cezaevine girme gibi çeşitli
sebeplerle evden ayrılan erkeklerin arkasında bıraktığı kadınlar.
Ya da erkeklerin terk ettiği kadınlar.
- Türkiye'de aile içindeki durum nasıl?
Gelir getirici işlerde çalışan kadın oranı çok düşük. Bu ne
demek? Aile içinde asıl geliri sağlayan erkek demek! Kadın bekarsa
babasına, evliyse kocasına bağımlı.
- Yalnızlık dul kadın için ne demek?
Geçim sıkıntısı başlıyor. Çevre baskısı, 'namus meselesi' de çok
dile getirildi. Dul kadın birazcık ruj sürse, yeni bir şey giyse
'neden' diye sorgulanıyor! Erkeksiz bir hayat şaibeli oluyor.
Yalnızsan 'namussuzluk' yapma potansiyeli içinde görülüyorsun.
Kadınlar bu konuda çok sıkıntı çekiyor ve bazıları da kendilerine
otokontrol uyguluyorlar.
- Araştırma Türkiye genelinde mi yapıldı?
Anket Türkiye genelinde yapıldı ama biz derinlemesine
araştırmayı başta İstanbul olmak üzere Van, Bursa, Malatya, Denizli
ve Trabzon toplam 6 ilde yaptık. Ayrıca anket kapsamında 1220
kadınla, derinlemesine olarak ise 26 kadınla görüştük.
- Peki bu illeri 'tutucu, baskıcı yönleri öne çıkıyordu, o
yüzden seçtik' diyebilir misiniz?
Yok hayır! İktisadi boyutuyla ilgilendik. Mesela Denizli'de
evlere iş veriyor şirketler. Bir kadın diyor ki 'Ben 10 bin tane
havlunun kenarını temizliyorum ayda 100-200 lirayla ailemi
geçindiriyorum.' Ama Van'ın varoşunda böyle bir olanak yok.
Anketlerde hiç şiddet sorusu sormadık, bu yüz yüze görüşürken
ortaya çıktı. Bu kadarını biz de beklemiyorduk. Şiddet çok yaygın.
Özellikle boşanmalarda bu belirleyici unsur. Diğer yandan boşanma
oranı çok düşük.
- Sizce nedeni ne?
Dar gelirli ailelerde hele ki kadın çalışmıyorsa boşanma kararı
ancak yaşam hakkı elinden alınmak üzereyken alınıyor. Mesela
Denizli'de konuştuğumuz bir kadın 'kesilmedik yerim kalmadı o
yüzden boşanma kararı aldım' diyor.
- Sayısı artan kadın cinayetleri de bu şiddet unsurunun bir
parçası mı?
Evet kadın cinayetleri fazlalaştı. Nedeni bence şu. Kadınlar bağımsızlaşmaya başladığında erkekler erkekliklerini, egemenliklerini yitirme telaşı yaşıyor. Bu kaygı zamanla şiddete dönüşüyor ve kadını tutabilmek için şiddet uygulamaya başlıyorlar. Erkeğin zihniyet dönüşümü geçirmesi şart.