Borrell'den Kıbrıs'ı tanıyın çağrısı
Abone olAP Başkanı Josep Borrell ile Başbakan Erdoğan ortak basın açıklaması yaptı. Türkiye'nin başını ağrıtan Kıbrıs sorusu Erdoğan'ın yanında Borrell'e soruldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık'ta yapılacak olan
Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nden 2005 yılının ilk 6 ayında
müzakerelerin başlatılmasına yönelik bir karar çıkmasını
beklediklerini ifade ederek, hedefin tam üyelikle sonuçlanacak bir
müzakere süreci olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan ile Avrupa
Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, yaptıkları görüşmenin ardından
ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Borrell ve beraberindeki
heyetin ziyaretinin çok anlamlı olduğunu ifade ederek, ziyaretten
duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Borrell'e Türkiye-Avrupa
Parlamentosu Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ile Türkiye
raportörünün de eşlik ettiğini belirtti. Erdoğan, Türkiye ile AB
arasında son iki yıldan beri geceli gündüzlü, iktidarıyla
muhalefetiyle bir çalışma sürdürüldüğünü belirterek, görüşmede
bunların yanı sıra uyum yasaları ve uygulamaya yönelik çalışmaların
da değerlendirildiğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bizim 17 Aralık Zirvesi'nden beklentimiz, daha önce de
açıkladığımız gibi 2005 yılının ilk 6 ayında müzakerelerin
başlatılmasına yönelik kararın çıkmasıdır. Şüphesiz ki bu müzakere
sürecinin ne kadar olacağını konuşmak değil, hedefi belirleme
noktasında bir netliği de bugüne kadar dostlarımızla hep konuştuk.
Bugüne kadar olan uygulamaların da bu olduğu bilindiğine göre
sonucu tam üyelikle neticelenecek bir müzakere sürecinin
başlatılmasıdır." Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell ise
Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye tarafından tanınması konusunda AP'nin
Türkiye raporunda açık ifadeler bulunduğunu belirterek,
müzakerelere başlayan tarafların birbirlerini tanımaları
gerektiğini söyledi. Borrell, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
düzenledikleri ortak basın toplantısında, "AB'de ve özelikle AP'de
son dönemde yapılanlar ve Dış İlişkiler Komisyonu'nda kabul edilen
ve büyük olasılıkla genel kurulda da önemli destekle kabul edilecek
olan taslak bildirisi üzerinde görüş alışverişinde bulunmak" üzere
Ankara'ya geldiğini söyledi. AB'nin son derece karmaşık bir yapıya
sahip olduğunu ifade eden Borrell, "İşin bir boyutunda devletler
var. Bu devletler AB Konseyi'nde temsil ediliyorlar, diğer
boyutundaki vatandaşların temsil edildiği yer ise AP" diye konuştu.
Borrell, AP'nin hukuki yetkiye sahip olmadığını, yani müzakerelerin
başlaması konusunda hukuken bağlayıcı karar alamadığını belirterek,
"Ama AP'nin siyasi etkisi halen çok önemli. Eğer müzakereler
başarıyla sonuçlanırsa Türkiye AB'ye katılsın mı katılmasın mı
aşamasında AP kararı belirleyici olur. Bu nedenle harekete geçmeli,
karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmalı ve kat ettiğimiz yolu
vurgulamalıyız" dedi. Borrell, Rum kesiminin tanınmasına yönelik
bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Camiel
Eurlings'ın 14 Aralık'ta oylanacak raporunda konuya ilişkin açık ve
net ifadelerin yer aldığını belirtti. "Raporda ne yazıyorsa rapor
onu kast eder. Ne azı ne fazlası. Bir taraf başka bir tarafla
müzakerelere başlarsa zımnen karşı tarafı kabul eder" diyen
Borrell, raporun her iki tarafın da belli bir anlaşmaya varmaları
için çağrıda bulunduğunu ve müzakerelere başlayan tarafların
birbirini tanıması gerektiğini içerdiğini söyledi. Borrell, ancak
tanımanın zamanlaması ve ne şekilde olacağına ilişkin ifadelerin
raporda yer almadığını kaydetti.