Bordo klavyeliler Musul'a girdi bile!...

Cevabı merakla beklenen çok önemli bir başka soru daha var? Türkiye Musul'da Türk konsolosluğunu işgal eden ve 48 personelini kaçıran IŞİD ile savaşmak için sınır ötesine geçecek mi?

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Türk halkı yanıbaşında yaşanan gelişmeleri hayretle ve şaşkınlıkla izliyor. Hemen hemen tüm ülkelerin terör listesinde olan IŞİD isimli barbarlar ordusu, nasıl oldu da 10 bin kişiyle Musul'u işgal etti? Nasıl oldu da IŞİD'in geldiğini öğrenen Irak ordusu sivil kıyafetler giyerek sırra kadem bastı?

Herkes bu soruların cevabını merak ediyor.

Cevabı merakla beklenen çok önemli bir başka soru daha var? Türkiye Musul'da Türk konsolosluğunu işgal eden ve 48 personelini kaçıran IŞİD ile savaşmak için sınır ötesine geçecek mi?

Sırayla gidelim...

Aslında son dönemlerde Güneydoğu'da yaşanan gelişmelere bakacak olursak, fotoğrafın büyük bölümünü görmüş olacağız. Önce yol kapatmalarla, ardından çatışmalarla ve son olarak bayrak indirme ile başlayan gösterilerde hedeflenen şey bölgeyi yeniden alev topuna çevirmekti.

O Türk bayrağını gönderden indiren çocuk vurulmuş olsa, bugün belki de dünya kamuoyu o vurulma görüntüsü üzerinden Türkiye'yi topa tutacak, yöredeki halk da bu olay nedeniyle sokaklara dökülecekti.

Yani anlayacağınız o fotoğraf sembol olacaktı.  Tıpkı Gezi'de gaz sıkılan ve tüm dünyada sembol olan kırmızılı kadın gibi...

Ama oradaki askerin basiretsizliği ve yanlış davranışı Türkiye'nin hayrına oldu. Ne dediğimi anlamaya çalıştığınızı biliyorum.

Şöyle anlatayım...

IŞİD'in Musul'u ele geçirmesiyle birlikte Türkiye'nin sessiz kalmayacağı hesaplandı. Plan, Türkiye'nin bölgeye bodoslama gireceği yönündeydi. Bayrağı indiren o Kürt genci ölecek, bölge tamamen karışacak ve Türk ordusu o çatışma ortamının içinden geçip Musul'a ulaşmak zorunda bırakılacaktı. Arkasındaki düşman kadar karşısındaki düşmanla da savaşmak zorunda kalacaktı.

Ancak hesap tutmadı. O kürt genci öldürülmedi ve bölgede beklenen çatışma ortamı oluşmadı. Bunun yanısıra çok, ama çok önemli bir gelişme daha oldu. Hiç hesaba katılmayan Mesut Barzani, Peşmergelerini sınıra yığarak IŞİD'in karşısına çıktı. Yani Türkiye ve Irak'la birlikte bu barbarlar ordusunun karşısında olacağını dünyaya ilan etti.

"İyi de neden Türkiye böyle bir oyunun içine çekilmek isteniyor?" diye sorabilirsiniz.

Aslında bu sorunun cevabı aylardır önümüzde duruyor. Kürt petrolünün Türkiye'ye akacak olması ve Türkiye'nin füze anlaşmaları için AB ülkeleri yerine Çin ile anlaşması. Siz isterseniz buna Halkbank'a yapılan operasyonu da dahil edebilirsiniz.

Türkiye şimdi çok önemli bir yol ayrımında...

Irak'a icin girilmesi kaçınılmaz ise bir dakika tereddüt etmeden oraya girer. Ama bir ihtimal daha var. Girmek istemezse IŞİD'in korkulu rüyası olan Barzani'nin ordusu Peşmerge'yi özel birliklerle destekleyip IŞİD'i temizler.

Yani her halükarda bu işte aktif olarak rol alır.

İki gündür sosyal medyada "Türkiye Irak'a girsin, Musul ve Kerkük'ü topraklarımıza katalım" diyenler adeta fırtınalar estiriyor. Bir savaş durumunda Avrupa'ya kaçacak zihniyete sahip insanlar resmen savaş naraları atıyor.

Oysa ortada bir gerçek var ki Türkiye'nin o bölgeye girmesi, IŞİD belasını Türkiye'nin içine çekmeye çalışmaktan başka işe yaramaz. Ülkenin her yerinde tıpkı Irak gibi, Suriye gibi bombaların patladığı bir süreci beraberinde getirir operasyon.

Tarih boyu devletler soğukkanlı hareket ederek sonuca ulaşmıştır. Biz halk olarak elbette sabırsızlığımıza yeniliyoruz ama en kötü devlet adamı bile diplomatik yolları denemeden bir savaşa atılmaz.

Türkiye şu anda bunu yapıyor.

Ama gel de bunu birilerine anlat. Yorumlara bakınca yazanların çoğu askerliği komando olarak yapmış sanırsın. Kafa olsa, o operasyonun sonuçlarını düşünür zaten. Zaten o yüzden kafası olanlar yönetiyor ülkeyi...

İnanın bir savaş çıksa ve bu savaş çığırtkanlığı yapanlara, "Hadi gidelim" desen, neredeyse tamamı, "Bende basur var, kımıldayamıyorum. Ben gelmeyeyim o gitsin" diye kaytarır.

Bilgisayar başında ya bordo klavyelim!

"Vurun, kırın, dağıtın"diye esip gürlüyor. Gürlediği kadar yağmur yağdırsa ortalığı sel alacak, o derece yani! Irak'ı internet cafe, savaşı Conter Stireke oyunu sanıyor sniper Bertan!

Biraz soğukkanlı olma zamanıdır. Önümüzdeki günler bize, IŞİD'in aslında sadece bir maşa olduğunu, arkasında kimlerin olduğunu da gösterecek.

Sadece biraz zaman gerek!