Bordo bereli

Nazım ALPMAN nazimalpman@internethaber.com

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sekiz aylık “Küre Operasyonu” sonunda ortaya “nur topu” gibi bir çetemiz daha çıktı.

Kasım Zengin adlı girişimci (ki, emniyet birimlerince “çete lideri” olarak tanımlanıyor) Emniyet Genel Müdür eski Yardımcısı 1. Sınıf Emniyet Müdürü Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Nuri Bozkır, komiser Tolga Topsakal birlik ve beraberlik içinde “vatan” ve de “millet” için çalışmalara koyulmuşlar.

Amaçlarını takdimde her hangi bir kusur işlememişler:

-Devlet için çalışıyoruz!..

Bizim devletimiz “fakir” olduğu için sık aralıklarla paraya ihtiyaç hasıl oluyor. Devlet için çalışan ekip, Geyşam Masaj Salonu sahibesi Zeliha Tüfekçi’yi nakit olarak sıkıştırıyorlar. Bir, iki, üç, beş… Kadın bakıyor ki, devlete para dayandıramayacak bir dilekçe ile doğrudan devlete başvuruyor.

Savcı Mustafa Kelkit, Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi gizli olarak yürüttüğü operasyonda telefon konuşmaları üzerinden yapılanmayı ortaya çıkartıyor.

Operasyonun hedefleri arasında bulunan “Küresel Yüzbaşı” Bozkır, Ayaş Tüneli çevresinde yapılan “temizlik” harekatlarının ölü sonuçlarını Düzce çevresinde toprağa verdiklerini falan anlatıyor.

Düzce’de ileride bir “mafya şehitliği” oluşturulursa yerinde olur. Geçmişte de Adapazarı-Düzce-Hendek üçgeninde çok “gömü” yapıldığı biliniyor.

Olayın içinde muazzaf bir yüzbaşının bulunması nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı duruma vaziyet etmek için harekete geçiyor. Bir askeri savcı, operasyonu yürüten Cumhuriyet Savcısı Kelkit ile dört saat görüşerek bilgi alıyor.

Bu aşamada bir komutan ortaya çıkıp “yüzbaşı tanırım iyi çocuktur” demiyor. Bunun yerine kendi içlerinden bir hukukçuya havale ediliyor.

Oysa Yüzbaşı Bozkır da yabana atılmayacak biri… PKK’nın iki numaralı adamı Şemdin Sakık’ı Kuzey Irak’tan alıp getiren ekibin içinde bulunuyordu.

Bordo Bereli, değerli bir asker.

Öyle bir manzara ortaya çıkıyor ki, sanki devletin içi kurtlanmış!

Bakalım bu sefer “Küre” bir sonuca ulaşacak mı? Yoksa Kastamonu’nun bakır madenleriyle ünlü ilçesi Küre’nin turizm açısından değeri gibi tali yollara mı dalınacak?

Bir iki ay sonra “Küre ne oldu?” diye soranlara mülki hiyerarşi mi gösterilecek:

-En iyisi onu siz Kastamonu Valisi’ne sorun!