Bombardıman İncirlik için miydi?
Abone olAmerika'nın hükümeti psikolojik bombardımana tutmasının nedeni belli oldu. ABD'de temaslarda bulunan Murat Mercan İncirlik üssü ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, ABD'nin İncirlik'le
ilgili talebine yönelik kararın çok yakında verileceğini söyledi.
Mercan, ABD Başkanı George Bush yönetimine yakın, muhafazakar
American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunda,
”Türk-Amerikan ilişkileri kurtarılabilir mi?” başlığıyla düzenlenen
panele katıldı. Panele, ABD'nin eski savunma bakan yardımcılarından
Richard Perle ile son dönemde Wall Street Journal gazetesinde
yazdığı Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili yazı nedeniyle gündeme
gelen Robert Pollock ve AEI uzmanlarından Michael Rubin'in de
katıldı. "İNCİRLİK KARARI ÇOK YAKINDA VERİLECEK" Mercan, hükümette
görev almadığının altını çizerek, İncirlik konusunun gündeme
gelmesi üzerine, “bu konuda karar çok yakında verilecek. Hükümette
olmadığım için ne zaman olacağını söyleyemem. Ancak çok yakında”
dedi. Mercan, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, Irak
Savaşı'nda Türkiye'nin topraklarını Amerikalıların kullanmasına
izin vermemesi yüzünden devrik Saddam Hüseyin rejimi mensuplarının
halkın arasına karıştığını ve bugün bu yüzden isyancılar sorununun
yaşandığını söylemesine de yanıt verdi. RUMSFELD'E YANIT Murat
Mercan, “Türkiye adil olmayan bir şekilde eleştiriliyor. Sanki
Türkiye'nin isteksizliği Irak'ta olumsuz koşulları doğurmuş gibi.
Ancak bizim tutumumuz ve verdiğimiz destek ortada” dedi.
Türkiye'nin daha sonra hava sahasını açtığını ve Irak'a asker
gönderme kararını çıkardığını hatırlatan Mercan, Türkiye'nin,
modern ülkelerin, Batı'nın davasına yardımcı olmuş bir ülke
olduğunu söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerine bakarken, küçük
ayrıntılara takılmak yerine daha geniş düşünülmesi gerektiğini
vurgulayan Mercan, ne hükümet ne de siyaset düzeyinde Amerikan
karşıtlığı bulunmadığını söyledi. Mercan, “Bazı anlaşmazlıklar
olabilir, ama büyük resim unutulmamalı” dedi. AKP'YE KARŞI YAYINLAR
Türkiye'de, AKP karşıtı bazı yayınlar bulunduğunu söyleyen Mercan,
AKP'nin Vatikan ile veya ABD ile işbirliği içinde olduğuna dair
bazı kitapların partiye karşı kullanıldığını belirtti. Mercan,
Türkiye'deki Yahudi karşıtlığı olduğu iddialarına karşılık,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Auswitz kampını ziyaret eden ilk
Müslüman dışişleri bakanı olduğuna, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in
soykırım müzesini ziyaretinde yaptığı konuşmaya dikkat çekti.
Mercan, “ilişkilerde temel konulara odaklanmalıyız. Bazı aşırı
düşünce üretenlere veya radikallere değil. Yoksa bu ilişkilere
zarar verecek” diye konuştu. "BUSH YÖNETİMİ SEMPATİ UYANDIRACAK BİR
TUTUMA GİREBİLİR" ABD'nin eski başkanı Bill Clinton döneminde
Türklerin ABD'ye olumlu bakışının tepe noktasında olduğunu
hatırlatan Mercan, Bush yönetiminin de, sempati uyandıracak bir
tutuma girebileceğini kaydetti. Mercan, Irak ile ikinci sınır
kapısının açılması, terör örgütü PKK'ya karşı daha sert tutum gibi
konuları örnek gösterdi. Mercan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric
Edelman'ın görevinden ayrılacak olmasından üzüntü duyduğunu,
kendisinin çok iyi bir diplomat olduğunu da belirtti. İRAN, SURİYE
Bir soru üzerine, Türkiye ile ABD arasında Suriye ve İran konusunda
ayrılık olduğuna inanmadığını belirten Mercan, Türkiye'nin her
fırsatta Suriye'ye, Lübnan'dan askerlerini çekmesi mesajını
verdiğini ve İran'da nükleer silah bulunmasının en çok Türkiye'yi
rahatsız edeceğini kaydetti. Mercan, yaklaşım ve yöntem bakımından
farklılıkların ise büyük resmi değiştirmemesi gerektiğine işaret
etti. SEZER'İN ŞAM ZİYARETİ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in
Suriye'yi ziyaretine ilişkin Amerikalı yetkililerden karşı görüş
duymadığını belirten Mercan, bu ziyaretin aylar önce planlandığını
ve Sezer'in kişisel seçimi olduğunu söyledi. Mercan, ülkelerin
bağımsız olduğunu ve kendisi de Sezer'in yerinde olsa bu ziyareti
yapacağını kaydetti. KAVGAM Hitler'in Kavgam kitabının Türkiye'de
çok sattığı tartışmalarına karşılık Mercan, bu tip konulara
odaklanmaktan vazgeçilmesini tavsiye etti ve Amazon.com'da bu
kitaptan kaç adet satıldığını sordu. PERLE: SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ
Richard Perle ise Türk-Amerikan ilişkilerinin çok önemli olduğunu
ve sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi. Perle, bazı komplo
teorilerinin Neo-con olarak adlandırılan yeni muhafazakarlara
atfedilmesine de esprili bir cevap verdi ve “benim yıllarca
edindiğim tecrübeye göre, komplo organize etme yeteneğimiz yok”
dedi. Türkiye'deki Amerikan karşıtlığını Almanya, Fransa ve
İngiltere'de de duyduğunu belirten Perle, ABD'nin Irak'ın
petrolünün peşinde olduğu iddiasının saçma olduğunu kaydetti.
Perle, zaman içinde ABD'nin, Afganistan ve Irak'ta yaptıklarının
daha fazla takdir edileceğini belirtirken, “yakında özgürlükler
öyle yayılacak ki Türkiye, bölgesinde İsrail'den sonra tek
demokrasi olma tekelini kaybedebilir” dedi. Perle, “Türk-Amerikan
ilişkilerinin devam edeceğine güvenim tam” dedi. SÜLEYMANİYE OLAYI
Süleymaniye olayına, bir soru üzerine değinen Perle, o dönemde
Hampton'da bulunduğunu ve hem Türkiye'den hem de Amerikan
yönetiminden kendisini telefonla aradıklarını anlattı. Perle, 4
Temmuz tarihi tatile denk gelmeseydi, birçok kişiye kolaylıkla
ulaşılabileceğini kaydetti. Hatanın uygun şekilde çözüme
ulaştırıldığını, ancak konunun halen sıkıntı kaynağı olmasının
şanssız bir durum olduğunu söyledi. Bir gazetecinin, ABD'nin
sonunda özür dilediğini söylemesi üzerine Perle, “özür dilediğimiz
için memnunum” dedi. "TÜRKİYE BİZE YARDIM ETTİ" Sezer'in Suriye'yi
ziyaretinin hükümet politikası olduğunu belirten Perle,
Türkiye'nin, Suriye'nin Lübnan'da askeri varlığını desteklemediğini
vurguladı. Rumsfeld'in Türkiye'yi sorumlu tutan sözlerine karşılık
Perle, ”tarihi geri çeviremezsiniz. Rumsfeld'in sözlerinin yardımcı
olmadığını düşünüyorum. Sonuçta Türkiye'nin tutumu, taktik olarak
bize yardım etti” dedi. Kavgam kitabının çok satması konusunda ise
Perle, aynı anda pekçok farklı yayın şirketinin bu kitabı
çıkarmasına şüpheyle yaklaştığını söyledi. Perle, “niye aynı
zamanda çıktı, kim cesaretlendirdi diye düşününce, kötü bir çaba
şüphesi var. Ancak 2005 yılında Türkler'in akşamlarını Kavgam'ı
okuyarak geçirdiğini hayal edemiyorum” diye konuştu. POLLOCK:
YAZIMDAN DOLAYI ÜZÜNTÜ DUYDUM Gazeteci Pollock ise, kısa süre önce
yazdığı yazının tartışma konusu olmasından üzüntü duyduğunu
söyledi. Pollock, ABD'ye karşı nefret oluşturmaya yönelik yalanlar
yüzünden böyle bir yazı yazdığını, ancak kullandığı dil nedeniyle
suçlandığını, ancak bu suçlamaya katılmadığını belirtirken, hiçbir
ülkede ABD büyükelçisinin, Güney Asya'da meydana gelen tusunami
felaketini ABD'nin yapmadığına ikna için konferans düzenlemek
zorunda kalmadığını söyledi. METAL FIRTINA Kavgam kitabının tek bir
örnek olmadığını da söyleyen Pollock, ”Metal Fırtına'yı” örnek
gösterdi ve “genç Türk erkekleri, bu kitapla erkeklik hormonlarını
artırıyor” dedi. Pollock, hiçbir ülkede muhalefet liderinin,
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) kendisini devirmek
için komplo kurduğunu veya eski bir Başbakan'ın CIA'i kendisini
öldürmeye çalışmakla suçlamadığını savundu. RUBIN: SÜLEYMANİYE
OLAYINI KİM SIZDIRDI Michael Rubin de konuşmasında, Süleymaniye
olayını hatırlattı ve Türk basınını, bu olayı kimin sızdırdığını
düşünmeye davet etti. Rubin, iki ülke arasında sessizce
çözülebilecek bir olayın, milliyetçi duyguları kışkırtmak
isteyenlerce sızdırıldığını ve basının bunu dikkate alması
gerektiğini söyledi. Kendi yazdığı yazıların, Amerikan
hükümetindeki “kabalanın” koordineli hareketi olarak algılandığını
belirten Rubin, bunları saçma olarak niteledi. PKK - HAMAS Rubin,
bundan sonra Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltmek için neler
yapılabileceğine yoğunlaşılması gerektiğini belirtirken, ABD'nin
PKK'ya karşı daha güçlü bir tutum alması gerektiğini kaydetti.
Rubin, örneğin Hamas'ın kaynaklarını kurutan ABD'nin, aynı şekilde
PKK'nın ABD'deki finans kaynaklarını kurutmak için harekete
geçmesini tavsiye etti. Michael Rubin, “kirli çamaşırların” basında
yıkanmasından vazgeçilmesi gerektiğini de kaydetti.