Bomba DTPde patladı
Abone olDiyarbakır'da patlayan bomba DTP'yi de ikiye böldü. Aysel Tuğluk bir mektupla hislerini anlattı.
Diyarbakır'da patlayan bomba DTP'yi de çatırdattı. Bir
süredir DTP'de var olan Şahinler ve Güvercinler ayrımı iyice ortaya
çıktı. DTP'nin güvercin kanadından Aysel Tuğluk Diyarbakır'daki
patlamaya isyan etti ve "Çocuklar ölüyorken kime ne anlatabiliriz
ki" diye sordu ve DTP'yi bu ölümleri durdurmaya davet
etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın DTP'ye yönelik "Terör örgütü için 'siyasi örgütlenme' diyen anlayış bu çatı altında ne iş görüyor? Madem siyasi bir örgüt, size ne gerek var" çıkışı tartışılırken, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'tan Diyarbakır'daki terör saldırısını eleştiren bir yorum geldi.
Yeni Şafak gazetesi için kaleme aldığı yazıya, Diyarbakır'daki 6
kişinin ölümüne neden olan terör saldırısı için "Göğsünde
çarpan bir yürek taşıyan hiçbir canlı bu ölümleri kabul
edemez!" diye başlayan Tuğluk, özetle şunları
kaydetti:
İNSAN 17'SİNDE ÖLMEZ Kİ!
"...Sadece oradaydılar ve bekliyordular zaman geçsin, hayat devam
etsin diye. O yaşta ölüm gelmez insanın aklına. O anda, tam o yerde
gelmez ki ölüm... Hem insan on yedisinde ölmez ki! Hem
çocuklar ölüyorken kime ne anlatabiliriz ki?
Sınır tanımaz şiddeti bir an önce durduracak önlemleri
herhangi bir komplekse kapılmadan almak sorumluluğundayız.
Önümüzdeki iki - üç ayı bu açıdan yararlı değerlendiremezsek, 2008
yılının her anında ölümlere tanıklık ederek yaşayabiliriz. Silahlı
güçlerin toplumsal hayata katılımını 221'in (etkin pişmanlık
düzenlemesi) revizyonuyla sağlayabileceğimizin irrasyonalitesinden
bir an önce uzaklaşmalıyız.
DTP NEDEN MECLİS'TE?
Mesela neden merhum Turgut Özal'ın formülasyona
kavuşturduğu hukuki düzenlemeyi gündemimize alıp
tartışmıyoruz? Meclis'in çözüm zemini ve gücü olması
dışında ne olabilir ki? DTP bu nedenle
Meclis'tedir.
Tüm bu olan bitene yanıtsız kalmak, beraberinde şiddetin gölgesinde
acıdan titretecek bir hayatı getirecektir. Bu ülkede yaşadığımız
hiçbir insanın böyle bir hayatı hak etmediği, böyle yaşamak
istemediği inancındayım. Ankaralı sevgili Rıdvan ile
Diyarbakırlı sevgili Ferhat'ın -ve bir de Melek kızın- aziz
hatıraları adına ısrarla ve büyük istekle, birlikte yaşamak
diyorum."