Boğaziçi'nin beş efendisi kim?
Abone olOnlar geçmişte vardılar günümüzde de yaşıyorlar... Göz göre göre bir ihmal yapmazsak gelecekte de olacaklar...
Şimdiye kadar Boğaziçi'yle ilgili bir kütüphane dolusu kitap
yazıldı ama böylesi ilk kez kaleme alındı. Boğaz'da yaşayan
zenginlerden aşiretlere, renkli gecelerden dillere destan
eğlenceleriden bahsedildi ama buranın beş efendisi ilk kez bir
arada yer aldı...
Hürriyet'in kültür sevdalısı yazarı Doğan Hızlan, Boğaziçi'nin beş
efendisini işte böyle yansıttı:
Boğaz'ın efendileri kimdir?
ÇOĞUMUZ, başta ben böyle bir soruyu yanıtlayamam.
A'dan Z'ye, yemek, yemek kültürü üzerine derinlemesine hazırladığı
kitaplardan tanıdığımız Artun Unsal, Boğaz'ın Beş Efendisi'nin(')
kim olduğunu açıklıyor: Lüfer, Palamut, Levrek, Tekir ve
İstavrit.
Gerçekten de Galata Köprüsü'nden geçiyorum, Boğaz Kıyılan'na
varıyorum; köprü üstünde, kıyıda ellerinde olta, balık avlayanlar,
İstanbul'un insanlı süsleridir.
Artun Unsal, kitabı için beni okumaya sevk eden bir tanımlamada
bulunmuş: "Boğaz'ın Beş Efendisi, balık ve balıkçılık üzerine
teknik bir kitap değil, İstanbul Boğaziçi'nin öteden beri ünlü nice
lezzetli, 'geçici', 'gezici' ya da 'yerli' beş balığı konu alan bir
güzellemedir sadece." Sunuş'taki ilk fotoğraf, Selâhattin Giz'in
palamut akınını gösteren fotoğrafı, yıllar öncesinin bol balıklı
İstanbul'unu anımsattı bana.
BOĞAZ'IN sulan, balıkları birçok yazann esin kaynağı oldu.
Yaşar Kemal'den alıntılanan bölüm, bunun en güzel örneği.
Balıklar, balıkçılar elbet bir Boğaz efsanesinde buluşurlar.
Mevsimine göre hangi balıklar vardır, bunlar nasıl yaşar, Boğaz'ın
akıntısının rolü nedir?
Balık tutanlar elbet bu bilgiye sahiptir ama benim gibi sadece
onları seyreden birinin bu bilgileri merakla okuması olağandır.
Artun Unsal, bir bilim adamı olarak, sadece kendi araştırmalannın
sonucunu aktarmıyor bize, şimdiye kadar yapılmış çalışmalardan,
Boğaz balıkları konusundaki kitaplardan yararlanacağımız bilgileri
de kitabına almış.
Peki, Boğaz'ı terk eden balıklar, bizi üzmez mi?
Deniz kirliliği, yanlış avlanma vesaire...
1970'li yıllann sonunda İstanbul'da 60 tane balık türü yaşarken,
bugün bu sayı 20'ye düşmüş.
Lale Devri'ni biliriz de Boğaziçi'ndeki Lüfer Devri'ni bu kitaptan
öğreneceksiniz.
Lüfer gecesi bir de mehtaplı geceye rastlarsa, müzik, şiir, nükte
de eksik olmazmış.
Boy boy lüfer'i öğrendikten sonra, bir gerçeği de unutmayın: Lüfer
kolay avlanmaz! Palamut olmazsa Boğaz öksüzleşirmiş, kitapta öyle
yazıyor.
Nasıl avlandıklarını meraklısı okur, uygular, ben okumakla
yetineceğim.
Boğaz'ın Sadık Yâri İstavrit bölümü çok hoşuma gitti.
Gerçekten de Köprü üstündekiler ne avlar sorusunun değişmez yanıtı,
"lstavrit"tir.
Boğaz ve Balıkçıları, artık gittikçe azalan bir mesleğin
temsilcileri.
Boğaz için ne yapmalıyız?
Okuyun, düşünün.
BALIKLARI tuttuktan, bulduktan sonra yazar, "Buyrun sofraya"
diyerek, bizi balık ziyafetine çağınyor.
Beyhan Gence'nin tarifleri ile güzel yemekler yapabilirsiniz.
Okumak için tam mevsimi.
(*) Boğaz'ın Beş Efendisi, Lüfer, Palamut, Levrek, Tekir ve
İstavrit'e Dair, Artun Unsal, Yapı Kredi Yayınlan.