Metal Fırtına yazarını da uçurdu
Abone olPiyasaya çıkar çıkmaz 'en çok satanlar' listesinde baş köşeye oturan Metal Fırtına yazarını da uçurdu. Kitabın yazarı Burak Turna 6 ay gibi kısa bir sürede zengin oldu.
"Hayatımı yazarak kazanmak istiyordum. Şimdi sadece yazarak hem kendimi hem ailemi çok rahat ettirebiliyorum" diyen Burak Turna'nın ilk kitabı Metal Fırtına 8 ayda 435 bin sattı. İkinci kitabı 3. Dünya Savaşı ise piyasaya çıkalı 15 gün olmasına rağmen satışı 100 bine yaklaştı. Bu kadar kısa sürede 'best seller' listelerini altüst eden ve sadece yazarak kişisel kazancı 6 ayda 100 milyarı bulan ilk ve tek Türk yazarı o.
Piyasa satışı 6.5 YTL olan ilk kitap iki yazarın ortak eseri olduğu için ilk kitaptan elde edilen telif ikiye bölünmüş. İkinci kitabın piyasa satış değeri ise 7.5 YTL. Türkiye kadar dış basınında ilgi odağı haline gelen Metal Fırtına furyası ev kadınlarından ortaokul öğrencilerine kadar birçok kişiye kendini okutmayı başardı. "Üçüncü Dünya Savaşı" adlı ikinci kitabı ise şimdiden birincisinden elde ettiği kazancı katlayacağını gösteriyor. Peki bu kadar parayı ne yapıyor Burak Turna?
Henüz bir araba bile almamış kendisine. Halen toplu taşım araçlarını kullanıyor. Babası vefat ettiği için ailede 'baba' rolünü üstlenmiş. Kazancını kardeşlerinin masraflarına ve ailenin ihtiyaçlarına harcıyor. Çok yakında kendisine bir ev almayı planlıyor.
Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak mı?
"Medeniyetler Çatışması"nın 2010'da patlak vereceğini ve AB'nin dağılmasıyla olayların başlayacağını anlatan ikinci kitap "Üçüncü Dünya Savaşı" çıkalı 15 gün olmasına rağmen peynir ekmek gibi kapışıldı adeta. Satış rakamı şimdiden 100 bini bulan kitabın imza günlerinde Burak Turna'nın karşılaştığı ilginç okuyucu kesitleri Türkiye'nin okur profiline yeni yüzler de kazandırdığını gösteriyor. Türkiye'nin her yerinde imza günleri düzenlenen genç yazar aldığı tebrik mesajlarından ve kitabın gördügü yoğun ilgiden çok memnun. Metal Fırtına'nın devamı olan "Metal Fırtına: Kurtuluş" ise eylül ayında piyasada olacak. Tamamen Metal Fırtına karakter ve olaylarının merak edilen geri planı ve devamı üzerine kurulu roman terör ve zihin kontrol operasyonlarının yanısıra, Abdullah Gül ve diğer bürokratların akıbetlerini ortaya çıkarıyor.
Zor dönemlerden 'fırsat' çıkarmak
Ortaya koyduğu enteresan senaryoların bazı insanlar tarafından şüpheyle karşılanması konusunda Turna şunları söylüyor: "Ben yaptıklarımı olasılık teorisi olarak adlandırıyorum. Özellikle dış politikada ve siyasette olasılık teorileri küçümsenmemeli. Bankacılık yaptığım dönemde henüz kriz patlak vermemişti. Ben bankacılıkla ilgili bir krizin yaşanacağını ve birçok banka çalışanının kapı önüne koyulacağını onlara söylediğimde inanmamışlardı. Dediklerimin çıktığını birlikte gördük" "Batı tarafından bize empoze edilen her düşüncenin gerçekleri perdelediğini düşünüyorum" diyen Burak Turna akranları arasında Özal döneminin yükselen değerleriyle büyüyüyen ve dönemin vaat ettiklerine kısa yoldan kavuşan belki de tek kişi. Orta halli bir ailenin üniversite imtihanını kazanamadığı için Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi'nde İşletme okuyan çocuğu. Dört erkek kardeşin ortancası.
Babası Burak 21 yaşındayken vefat eden bir demir tüccarı. Annesi ev hanımı. Çocukluğu odasında dünya savaşları, casusluk hayalleri kurarak, çizgi roman ve çocuk kitapları okuyarak geçer. Kurduğu hayallerde kendisi başroldedir hep. Kendi deyimiyle hiçbir zaman varoluş sorunları olmamış ilk gençliği de dahil. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini İstanbul Yeşilköy'de tamamlar. Okulu bitirdiğinde birçok işe girip çıkar. Bankacılık, tekstil, medya... Bu işlerden hiçbiri onun çocukluk hayalleriyle kesişmeyince uzun süredir aklında tasarladığı bir fikri uygulamaya koymaya karar verir. Türkiye'de daha önce türüne rastlanmamış 'politik-kurgu' romanları yazmak. Hayalini kurduğu her şeyi teker teker başaran yazar zor dönemlerden kendine "fırsat" çıkararak yazarlık serüvenine devam etmeyi düşünüyor.
GELECEK TAHMİNLERİ
Yazarın ürettiği gelecek senaryoları dünyanın önümüzdeki yıllarda geçireceği değişimleri ve durum analizlerini içeriyor. Bu senaryolardan bazıları şöyle:
AB NEREYE GİDİYOR?
AB orta vadede yok olmaya mahkum bir kurum. Avrupa'nın yapısı ırkçı bir ulus devlet düzenine yaslanıyor. Bu nedenle uzun ömürlü olması teknik olarak mümkün değil. AB, Doğu-Batı çatışmasının sahnelerinden birisi olacak ve hemen bu şiddet merkezli olayların ardından da işlevselliğini yitirecek.
ÇİN-ABD ÇATIŞMASI
Amerika'nın devlet politikası olan dünyaya hakim olma düşüncesi, gelişen yeni süper güçleri kendisine hedef almasına neden olmaktadır. Bu nedenle yakın zaman içinde Çin-ABD çatışması kaçınılmaz. Ancak bu çatışma küresel çatışma ortamının yegane merkezi olmayacak, merkezlerden bir tanesi olacak.
AVRUPA'DA TÜRKLER
Son yaşanılan olaylar, Doğu-Batı çatışması temelinde anti-Türk hareketine dönüşecektir. Bu nedenle şimdiden Avrupalı Türklerin korunması için gereken önlemler alınmalıdır.
ORTODOKSLAR VE MÜSLÜMANLAR
Ortodoks Hristiyanlığı daha geniş bir kültür temeline dayandığı için, Doğu-Batı savaşında Doğu'nun yanında yer alması muhtemel bir düşünceyi barındırır. Zaten Katoliklik ve Protestanlığın uzun zamandır saldırılarına maruz kalması nedeniyle bu kamplaşmada Doğu'nun yanında yer alacağı beklenmeli. Bunu bilen Batı'nın Ortodoks Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında çatışma çıkarmak için provokasyon yapma ihtimali de gözönünde bulundurulmalıdır.
Haber: Fatma Durmuş
Kaynak: