BM: Suriye'ye müdahale mezhep çatışmasını körükler
Abone olRusya'da toplanan G20 ülkelerinin liderleri, zirvenin son gününde de Suriye konusunda uzlaşamıyor. BM Genel Sekreteri Ban ki-Mun ise askeri müdahalenin mezhep çatışmasını körükleyeceği uyarısında bulunuyor.
Rusya’da G20 zirvesi için bir araya gelen dünya liderleri
Suriye’ye müdahale konusunda fikir ayrılığına düşerken, askeri
müdahaleye bir tepki de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri
Ban ki-Mun’dan geldi.
St. Petersburg’da konuşan Ban, Suriye’ye askeri müdahale görüşmelerini ‘düşüncesizce’ diye niteleyip olası bir müdahalenin ‘trajik sonuçları’ olabileceği uyarısında bulundu.
BM Genel Sekreteri, kimyasal silah kullandığı iddia edilen Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad hükümetine yönelik bir saldırının mezhep çatışmalarını körükleyebileceğini dile getirdi.
G20 zirvesinin son gününde dünya liderleri, Suriye’ye müdahale konusunda mutabakata varamıyor.
Türkiye, Fransa, Kanada ve İngiltere, ABD Başkanı Barack
Obama’nın müdahale önerisine destek çıksa da Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin kimyasal silahı hangi tarafın kullandığı konusunda
bir netlik bulunmadığını savunuyor.
İtalya Başbakanı Enrico Letta, dün akşam St. Petersburg'daki çalışma yemeğinde ayrılıkların su yüzüne çıktığı açıklamasında bulundu.
Rusya Cumhurbaşkanlığı'nın sözcüsü ise Suriye konusunda dünya liderlerinin fikir ayrılığı yaşadığını ve bölündüğünü söyledi.
Sözcü, ABD'nin Suriye'ye olası saldırısının "uluslararası hukuka yeni bir darbe vuracağı" uyarısında bulundu.
İngiliz kaynaklar, Fransa, Türkiye, Kanada ve İngiltere'nin liderlerinin Başkan Obama'nın kimyasal silah saldırısı nedeniyle Suriye'ye askeri müdahale çağrısına güçlü destek verdiklerini söylüyor.
Öte yandan Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, hangi tarafın kimyasal silah kullandığının netleşmediğini söyledi.
Putin'in sözcüsü aceleyle harekete geçilmemesi uyarısında bulundu.
Osborne: Türkiye'den güçlü çağrı
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, G20 toplantısı için bulunduğu St Petersburg'da BBC'ye yaptığı açıklamada Türkiye'nin liderlerin katıldığı akşam yemeğinde çok çarpıcı bir konuşma yaptığını belirtti.
Osborne, "Ben liderlerin akşam yemeğine katılmadım. Ancak duyduğum kadarıyla, örneğin Türkler, kimyasal silah kullanımına karşı dünyanın nasıl bir tepki vermesi gerektiği konusundaki fikirlerini masada çok güçlü bir şekilde ifade etmişler. Çok tutkulu ve yürekten bir çağrıda bulunmuşlar." diye konuştu.
Bu arada önde gelen Suriyeli diplomatlardan Warif Halabi, Suriye hükümetinin insanlığa karşı suç işlediği iddialarını reddederken uluslararası toplumu ülkesine yönelik 'terör saldırılarını görmezden gelmekle' suçladı.
Suriye meclis başkanı, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner'e bir mektup yazarak Amerikalı kongre üyelerini "sorumsuz bir şekilde ve pervasızca harekete geçmemeye" çağırdı.
BBC'nin yaptığı bir kamuoyu yoklaması, Temsilciler Meclisi'nin yarısından fazlasının askeri müdahaleye karşı olduğunu gösterse de bir çok üyenin henüz bir seçim yapmadığı anlaşılıyor.
ABD Senatosu'nun çoğunluk lideri Demokrat partili Harry Reid, Senato'nun gelecek hafta Suriye'ye yönelik askeri müdahaleyi öngören tasarıya onay vermesi konusunda "ihtiyatlı bir iyimserlik" içinde olduğunu söyledi.
Bu arada Başbakan Tayyip Erdoğan, dün G-20 zirvesi için bulunduğu Rusya'da ABD başkanı Barack Obama ile görüştü.
Erdoğan'ın bugün yeniden Başkan Obama ile bir araya geleceği belirtiliyor.
Başbakan Erdoğan'ın ilerleyen saatlerde bir basın toplantısıyla zirveyi değerlendirmesi bekleniyor.
BM'den yardım talebi
Öte yandan Birleşmiş Milletler, Suriye'deki mülteci kriziyle başedebilmeleri için yıl sonuna dek 3,5 milyar dolara daha ihtiyaç olduğunu açıkladı.
BM'nin insani yardımlardan sorumlu yetkilisi Valerie Amos, BBC'ye yaptığı açıklamada, bağış veren ülkelerin yaptıkları katkıyı tekrar gözden geçirmelerini ve daha cömert davranmalarını istedi.
Birleşmiş Milletler, iki milyon Suriyelinin ülkeyi terketmek zorunda kaldığını, dört milyon kişinin de ülke içinde göçe zorlandığını tahmin ediyor.
Amos, krizin onca insanı yerinden ettiği için küresel barış ve güvenliğe etkilediğini savundu.