Bizim için acı bir tecrübe oldu”
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaşanan maden faciasıyla ilgili olarak, “Bizim için acı bir tecrübe oldu” dedi. <br/><br/>’’3...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaşanan maden
faciasıyla ilgili olarak, “Bizim için acı bir tecrübe oldu”
dedi.
’’301 İŞÇİMİZİ KAYBETTİK’’
Bakan Taner Yıldız, Manisa’nın Soma ilçesinde 5 gün önce yaşanan ve
301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının arama-kurtarma
çalışmaları sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Tüm
maden işçilerinin cenazelerinin çıkarılmasının ardından
gazetecilerin karşısına geçen Yıldız, “Bu kaza hepimizi çok üzdü.
Yalnızca genel sektör olarak değil, birbirimize vefanın, birliğin
beraberliğin ve çok yoğun duyguların yaşandığı bir hale geldi.
Burada 301 işçimizi kaybettik. Hükümetimiz olarak daha ilk başında
buraya intikal ederek, bir kriz merkezi kurarak, bütün
bakanlıklarımız ilgili kurumlarıyla beraber bulunduğu bir hale
geldi. Kesintisiz 24 saat çalışıldı. Çünkü canlarımız orada
yatıyordu. Ne kadar erken kurtarabilirsek o kadar daha iyi
olacağına hep beraber karar verdik. Buradan hayata tutunan ve
kurtardığımız işçi kardeşlerimize, onlara sağlık diliyorum. Allah
bundan sonra kendilerine kaza bela vermesin. 250 araç ile geniş bir
makine ekipmanı kuruldu. Bunların içinde her şey vardı. Hükümetimiz
bütün yönleriyle beraber burada yer aldı. Bin 300 personelimiz
burada görev yaptı. Dışarıdan birçok ziyaretçimiz bu acıyı
paylaşmak için geldi. Birlik ve beraberliğin bir örneğini burada
göstermiş oldular. Zor şartlarda yoğun bir çaba sarf edildi.
Koordinasyonun bundan sonra devam edeceğini söylemem lazım.
Kurtarma faaliyetleri bittikten sonra buradan bizler çekilip
gitmiyoruz. Psikososyal destek ile beraber, Aile Sosyal
Bakanlığımızdan Sağlık Bakanlığı’na kadar yine aynı şekilde
buradaki ailelerin yanında olacağız. İlk iki gün çok fazla ümitle
beklediğimiz işçi kardeşlerimizden 3. günde daha fazla ümidi
kestiğimiz bir noktaya geldik” dedi.
Arama kurtarma çalışmaları sırasında birçok güçlükle
karşılaştıklarını dile getiren Yıldız, konuşmasına şöyle devam
etti: “İçeride ummadığımız yerlerde yangınlar çıktı. 250 metre
boyunca yangınlar vardı. Hemen arkasından karbonmonoksit gazıyla
kurtarma ekiplerinin de sağlığı düşünülerek önemli bir faaliyette
bulunuldu. Tersine hava akımları oluşturuldu. İşin tekniğiyle
defalarca toplantılar yapıldı. Haritalar ve uygulamalar üzerinde
değerlendirildi. Bütün riskleri göze alarak arkadaşlarımın
çalıştıklarını gördük.”
"BİZİM İÇİN ACI BİR TECRÜBE OLDU"
Maden kazasıyla ilgili hukuksal işlemlerin de sürdüğünü belirten
Taner Yıldız, “Biz kazanın sebebiyle alakalı adli ve idari
soruşturmaları başlattık. Savcılarımızdan ve iş müfettişlerinden
olan bir grupla beraber buranın ilk gözetimleri yapıldı. İkinci bir
gözlem yapılacak. Gerçek nedenini teknik açıdan idari açıdan ve
birçok açıdan burada değerlendireceğiz. Önümüzdeki madencilik ile
ilgili sektörün buradan çıkartacağı çok ama çok ders var. Bizim
için acı bir tecrübe oldu. Ama şu ana kadar kurtarılan 485 tane
işçimizden sonra bütün gerçekleriyle beraber ister kamu ister özel
sektör ucu nereye dayanıyorsa dayansın bununla ilgili hem teknik
hem idari açıdan soruşturmalar sürecektir. Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığımız acil yardım ve işlemlerine devam etmekte.
Sağlık Bakanlığımızın da yine psikososyal destek çalışmaları devam
edecektir. Birçok heyet geldi buraya. Her birinin yüreğinde,
yüzünde o üzüntüyü gördük. Çok yoğun bir duygu içerisinde güçlü
olmaya çalışarak, hareket ettik. Ben bütün emeği geçen
arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Evine ekmek götürmek için
burada görev yapan 301 maden işçisi kardeşime Allah’tan rahmet
diliyorum. Kederli ailelerine sabırlar temenni ediyorum.
Çalışmalarımızı şu ana kadar sadece arama-kurtarma faaliyetlerine
yoğunlaştırdığımız yapının bundan sonra soruşturmalar ve üretim ile
üretimin yapılıp yapılamaması, maden ocağının ne tarzda bulunacağı
bunlarla alakalı çalışmaları takip edeceğiz. Salı günü Bakanlar
Kurulu Toplantısı’nda madencilik ile ilgili çalışmalarımız hakkında
bilgilendirme yapacağız. Biz burada ne yaşamışsak hangi rakamlarla,
hangi risklerle doğru olarak kamuoyuyla paylaştık. Her bir
vatandaşımızın biri eksik olmak kaydıyla yüreği buradaydı. Kalbi
gönlü buradaydı. Şeffaflığın gücü elimizdeki en büyük sermayeydi.
Bütün her şeyi doğru bir şekilde paylaştık. Emin olmadığımız bir
bilgiyi paylaşmamaya gayret ettik” diye konuştu.
"O KADAR KONUŞACAĞIMIZ ŞEY VAR Kİ BUNA JARGONUM MÜSAİT DEĞİL"
Özellikle sosyal medyadan Suriyeli işçilerin madende çalıştırıldığı
ile ilgili iddialar hakkında bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan
Bakan Yıldız, “Yaptıklarımızı anlatmakta güçlük çektiğimiz bir
ortamda bize lütfen yapmadıklarımızı savunma ihtiyacı duyurmayın.
Bu bizim yüreğimize ağır gelir. Şimdiye kadar hiç bu konulara
girmedim. Bu konuyla alakalı anlamaktan yana sıkıntısı olmayan
bizlerin konuşmayacak şeyleri olmadığı için değil, çok fazla
konuşulacak şey var, hatta o kadar konuşacağımız şey var ki buna
jargonum müsait değil. Bu kadar insanların aklıyla fikriyle
kanaatleri ile oynanmaz arkadaşlar. Burada bir can pazarı yaşandı.
Neyin üzerinden politika yapmak istiyorsanız gidin orada politika
yapın. Neyin üzerinden itham etmek istiyorsanız, orada yapın ama
burada yapmayın. Eğer bizimle alakalı herhangi bir derdi olan varsa
bizi her tarafta bulabilir. Gelir söyler. Havada karada, köyde
nerede olursa olsun bizi bulur. Şu acının içerisinde bu kadar ağır
iftiraların, yaşanması ancak bunu yapanları küçültür. Bakın
göreceksiniz millet onları affetmeyecek. Arkadaşlar bizi yalnızca
kanun bağlamıyor. Bizi dünya ve ahiretteki değerlerimiz bağlıyor.
Buradaki vebali buradaki hiçbir arkadaşım kabullenemez. Eğer
Suriyeli çocuklarla alakalı hassasiyeti olanlar varsa gitsinler
Esed’in binlerce öldürdüğü Suriyeli çocuklar için orada karşı
çıksınlar. Oradaki yapamadıklarını gelip de bu ocakta yapmaya
kalkmasınlar. Bu maden ocağını kötü emellerine alet etmesinler.
Bize yapılan ithamları şu bağrımıza gömdük. Ama bu sessizliği, çoğu
zamanda içimizdeki bu fırtınayı sessizlik olarak tercüme etmeye
kalkmayın. Ama zannetmesin ki o arkadaşlar bizim bu hislerle
alakalı söyleyeceğimiz çok şey olmasın. 4 günden beri sosyal
medyada Suriyeli çocukların burada çalıştığını, buna rağmen 100-150
civarında olan bu çocukların üzerinin kapatıldığı söyleniyor. Bu
nasıl bir insanlık dışı hadisedir. Benim ufkumda böyle bir insan
tipi yok. Biz şeffaf bir şekilde her şeyi anlatıyoruz” dedi.
İsim listelerinin geç açıklandığı ile ilgili soruyu da yanıtlayan
Bakan Yıldız, “Biz yanlış yapmamaya sadece doğru isimleri aktarmaya
çalışırken, biz o isimleri bundan 3 gün önce açıklayamazdık. Şimdi
bakın AFAD’ın sitesine girin ve orada bütün isimleri bulacaksın.
Onların her birisi gerçek. Şimdi bize yapılan ithamları, bize
iftira atanları ispata davet ediyorum” şeklinde konuştu.
"KÖŞE BUCAK KOMPLE O KOCA LABİRENT ARANDI"
Madenden çıkarılan 301 işçinin cansız bedeninin ardından bir kez
daha madende geniş çaplı arama yapıldığını ifade eden Bakan Yıldız,
“301 işçimizin hepsinin kimlik tespitleri yapıldı. DNA testi için
son çıkarılan 2 kişi de İzmir’e gitmişti. Onlar da toplamda 7 kişi
ailesine teslim edilmek üzere sırada. İzmir’e gönderilen o 2
kişinin sonuçlarını bekliyoruz. Kimliği tespit edilmeyen herhangi
bir işçimiz yok. Bugün itibariyle herhangi bir eksiklik olmazsa
ailelerine teslim edeceğiz. Köşe bucak komple o koca labirent
arandı. Bunun için geniş bir ekip çalıştı. Sonuçta orada herhangi
bir cesede veya herhangi bir varlığa rastlanmadı” diye konuştu.
“BEN BUNU KABULLENEMEM”
Bir gazetecinin ilk günlerde rakamlarda belirsizliğin yaşanmasının
sebebinin ne olduğu ile ilgili sorusunu da yanıtlayan Yıldız, “Ben
bunu kabullenemem. Bizden kaynaklanan bir belirsizlik değil. Eğer
bir insan kalkıp da ‘burada daha yüzlerce insan var’ diye çok rahat
konuşabiliyorsa ve sosyal medyadan çok rahat etkilenip buna
inanabiliyorsa, biz bütün ciddiyetimizle bu açıklamaları yapıyorsak
kusura bakmayın o kadarını da biz almayalım. Biz herhangi bir kastı
olana bizim burada söyleyebilecek bir cümlemiz yok. Biz
işçilerimizle ilgilendik” dedi.
(İHA)