Bizim esnafımız ABD'den beter!

Mahallenizde tacizci bir esnaf olduğunu düşünün. Mesela bu esnaf bakkal olsun diyelim...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Mahallenizde tacizci bir esnaf olduğunu düşünün. Mesela bu esnaf bakkal olsun diyelim...

Kız ya da erkek çocuğunuzu, veyahut eşinizi bu esnafa gönderir misiniz? Tecavüze uğrama ihtimalleri olmasına rağmen onları bahsini ettiğim esnafa alışveriş için gönderir misiniz?

Ya da...

Mahallede, ailenizden birinin canına kıyan bir esnaf olduğunu varsayın. Babanızı ya da bir başka aile bireyinizi çekip vurmuş. Hiçbir şey olmamış gibi bu esnaftan alışveriş yapmaya devam eder misiniz?

Etmezsiniz değil mi?

Ama Türk insanı bunu yapıyor. Ülkesine ekonomik suikast yapan ve bununla birlikte teröristlere silah yardımı yaparak ülkesine açıktan düşmanlık yapan bir ülkenin mallarını vicdanı sızlamadan alabiliyor.

Bunu yapabilmek için bir de kuyruğa giriyor. 

Bir iPhone için binlerce lirayı, bir dandik kahve için bile 15 lirayı gözden çıkarabiliyor. Normal şartlarda onların karşısına geçip, "Yahu aldığınız bu ürünler size ve sizinle birlikte bütün İslam alemine silah olarak, kurşun olarak, ölüm olarak geri dönüyor. Siz katillerinizin sponsoru olduğunuzun farkında değil misiniz be asalaklar sürüsü" diye hakaret etmemiz gerekiyor değil mi?

Ama yapamıyoruz!

Yapamıyoruz çünkü bizim yerli ve milli dediğimiz kimi esnafımız da en az Amerika kadar aşağılık da ondan...

Şu alçaklığa bakar mısınız?

Adamın elindeki çayın fiyatı normalde 8 buçuk lira. Ama uyanıklık yapmak için etiketin üzerine iki fiyat yapıştırıyor. "Bu ürünü 14 liradan 11 liraya indirdik" diyerek müşterisini oracıkta 2 buçuk lira kazıklıyor.

Bu uyanıklık sadece bir tek ürün için geçerli değil. 

Sattığı karpuz ithal değil. Kaldı ki karpuz da karpuz değil, bildiğin kelek. Ama fiyatı iki katı artırıp, sonra indirim yapmış gibi düşürüyor. Ama yaptığı indirim sayesinde kilo başına 2 lira kazanıyor. Domates, patates, balık, yağ, hepsinde durum aynı...

Bir de şunu dinleyin lütfen...

Küçük bardak suları biliyorsunuzdur. Üzerinde Türk markası basılı. Yani anlayacağınız Türk malı su!

Fiyatı bir liradan bir buçuk liraya çıkarmış.

"Niye zam yaptın kardeşim?" diye soruyorsun. Puşt herifin verdiği verdiği cevaba bakar mısın:

"Doların artışıyla birlikte suyun ham maddesi de zamlandı!"

Ulan, suyun ham maddesi ne olabilir yahu? Bildiğimiz kadarıyla su dediğin şey hidrojen oksijenden oluşuyor. Renk yok, koku yok, tat yok. Yer altından çıkıyor, sen çeşitli teknik aletlerle alıp bardağa koyup satıyorsun. 50 kuruş zam neyin nesi be insafsız terbiyesiz!

Vatandaş haksız mı şimdi?

Bir yanda açıktan düşmanlık yapan ABD, diğer yanda "Ben yerli ve milliyim" diyen ama sinsice, haince, kalleşçe ekonomik kriz dalgası oluşturan bizim esnafımız.

Vallahi ben suçu vatandaşta görmüyorum.

Zira vicdanını, şerefini, onurunu ve ülke sevgisini paraya satan bu insanlar yarın ilk fırsatta ülkesini de satar.

Onun için bunların elini güçlendirmemek gerek!

Dipnot: Bu vicdansızları yeteri kadar denetlemeyen ve hak ettikleri cezayı kesemeyen devletimin yetkili kurum ve kuruluşlarını da buradan açıkça lanetliyorum!