Bizi yakan aracılar
Abone olMevcut sistemde üretici'nin 500 bin liraya verdiği bir mal Ankara haline 800 bin liraya giriyor...
Yetkin, İçkale Oteli'nde Isparta'lı çiftçi Süleyman Altınbaş ile
birlikte, meyve ve sebzenin üreticiden tüketiciye kadar olan fiyat
değişimleri üzerine yaptıkları araştırmayı basına açıkladı.
Üretici Birlikleri yasasının TBMM'de olduğunu belirten Yetkin, Hal
yasasında yapılacak bir değişiklikle üretici birliklerine yetki
verilerek, Antalya'daki bir ürünün aracısız Ankara'ya geleceğini ve
bundan dolayı tüketicinin meyve-sebzeyi yüzde 30 oranında daha ucuz
yiyebileceğini kaydetti.
Mevcut sistemle üreticinin ve tüketicinin zarar ettiğini savunan
Yetkin, araştırma sonucunda, Antalyalı bir çiftçinin Hal'e 500 bin
liraya verdiği bir maldan kesintiler sonucunda 435 bin lira
alabildiğini, bu ürünün Antalya'dan, Ankara Hal'ine gelirken 800
bin liraya çıktığını kaydetti.
HAL'E GİRİŞTE AYAK BASTI PARASI
Yetkin, şöyle devam etti:
''Ankara Hal'ine gelen her araçtan kapı girişi adı altında 3-6
milyon, 9 milyon 300 bin lira tartı parası, sanki ayak bastı parası
alınır. Bunun üstüne hamaliye, rüsum, komisyon ve KDV eklenir.
Bunun yanı sıra işçilik ve nakliye rakamları şişirilmektedir. Sonuç
olarak 500 bin liralık ürün salt bu giriş-çıkışlardan dolayı 400
bin liralık bir artış meydana gelir. KDV ile birlikte markette 1.
sınıf domatesin fiyatı 1 milyon 290 bin liraya çıkar. Mevcut Hal
sistemi ile fiyatlar yüzde 30 oranında artıyor. Mevcut durumda
üreticinin satıştan aldığı pay yüzde 34, aracının aldığı pay yüzde
39, nakliyecilerin aldığı pay yüzde 19 KDV ise yüzde 8'dir. Olması
gereken ise üreticinin yüzde 48, aracının yüzde 23 nakliyecilerin
alması gereken pay yüzde 28, KDV'nin de yüzde 1'dir.'' Hükümete,
çağrıda bulunan Yetkin, meyve-sebze fiyatlarının enflasyon
üzerindeki etkisinin de düşünülerek, Üretici Birlikleri yasasına
eklenecek bir madde ile üretici birliklerinin de devreye konularak,
bir ürünün başka bir İl'in Hal'ine aracısız gönderilmesini
istedi.
Yetkin, meyve ve sebzede yüzde 8 olan KDV oranın da yüzde 1'e
indirilmesi talebinde bulundu.
PATATESİ TARLADA HAYVANLAR YİYİYOR
Mevcut sistem nedeniyle üretim planlaması yapılamadığını anlatan
Yetkin, bazı dönemlerde ürün fazlası nedeniyle fazla olan ürünlerin
denize döküldüğünü ancak fiyatların düşmediğini hatırlatarak, ''Bu
yıl 200 bin ton patates fazlası var, tarlada hayvanlar yem olarak
yiyor ama biz kilosunu 300 bin liraya alıyoruz. Soğanın fiyata
500-600 bin lira biz 1 milyon 100 bin liraya yiyoruz.'' diye
konuştu.
Yetkin, bir gazetecinin Devlet Bakanı Ali Babacan ve Dünya Bankası
yetkilisinin tarıma yapılan desteğe ilişkin açıklamalarını
hatırlatması üzerine, şunları söyledi:
BABACAN'IN TARIMA DESTEK DEĞERLENDİRMESİ
''Bakan Babacan'ın ve Dünya Bankası yetkilisinin tarıma destek
konusundaki söyledikleri beni şaşırttı. böyle bir şey hiç
görmemiştim, bu dönemde görüyoruz. Tarıma ayrılan destek rakamların
bölünmesiyle çarpılmasıyla 3 sıfırın atılmasıyla olmuyor. Tarıma
ayrılan destekte üretim, ihracat artışına bakarım. Türkiye'de temel
tarım ürünlerinde artış var mı? Hayır... Çiftçinin refahı artmış
mıdır, biz ona bakarız.'' Hükümetin, hayvancılık, üretici
birlikleri ve tarımsal krediler konusunda olumlu işler yaptığını
vurgulayan Yetkin, şöyle devam etti:
''Tarımda her şeye ciddi destek var, durum iyidir... Böyle bir şey
yok. Atılmış adımlar var ama yara o kadar büyük ki toparlanamıyor.
Doğrudan Gelir Desteği dışında temel tarım ürünlerine destek var
mı? Bir de 5 ürüne prim desteği veriliyor. Dünyada üretilen tüm
ürünler kaçak da olsa Türkiye'ye giriyor. Ben, Bakan Babacan'dan
şunu demesini beklerdim. (Daha yapacaklarımız eksiktir. Tarım kan
kaybediyor, bunları iyi niyetle aşmaya çalışacağız. Ben de size
katılıyorum ey Dünya Bankası yetkilisi) demesi lazımdı. Başkasının,
bizi yetkililerimizden daha çok düşünmesi bizi üzüyor.''
ISPARTALI ÇİFTÇİ ALTINBAŞ
Ispartalı Çiftçi Süleyman Altınbaş da elmayı 300 bin liraya tüccara
sattıklarını belirterek, ''Biz 100 bin lira kazanıyoruz böyle
giderse 2010 yılında çiftçi kalmayacak, çiftçiler elma ağaçlarını
söküyorlar. Tüccar kazanıyor, çiftçi kazanmıyor'' diye konuştu.
Girdi fiyatlarına da değinen Altınbaş, 2002 yılında aldığı gübrenin
bozuk çıktığı bu nedenle yeterli ürünü alamadığını, ''gübre
mafyası''nın bulunduğunu ileri sürerek, ''Devlet sırf bankaların
otun kökün üstüne değil, gübre mafyasının da üzerine gitmeli''
dedi.
Bu arada, basın toplantısı sırasında Yetkin ve Altınbaş'ın
önlerindeki masanın üzerinde, domates, patates, biber ve elmanın
sergilenmesi dikkat çekti.