"Bizi kötülemek için site açmışlar"
Abone olGüvenilirlik anketi yapılan ve jandarma aleyhine mektuplar yazılan site gerekli tepkiyi çekince ankete son vermiş...
Gözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk, jandarma-emniyet
çekişmesiyle ilgili ilginç bilgilere ulaştı.Öztürk'e konuşan
Jandarla yetkilileri, "Emniyet içindeki bir grup” jandarmayı halkın
gözünden düşürmek için İnternet’te site açtı. Bu sitede jandarmanın
aleyhine mektuplar yazılıyor, güvenirlik anketi uygulanıyor.
Gerekli tepkiyi gösterince ankete son verildi" dedi.İşte ilginç
iddialar..
Jandarma, irticai faaliyetlerin, yolsuzlukların üzerine
kararlılıkla gittiği için bazı çevrelerin hedefi haline geldi. Önce
görev alanının daraltılması gündeme geldi. TBMM’den geçen yasayı
Cumhurbaşkanı veto etti. Ancak, yıpratma operasyonları bununla
kalmıyor. Jandarma yetkililerine göre “Emniyet içindeki bir grup”
jandarmayı halkın gözünden düşürmek için İnternet’te site açtı. Bu
sitede jandarmanın aleyhine mektuplar yazılıyor, güvenirlik anketi
uygulanıyor. Gerekli tepkiyi gösterince ankete son verildi.
- Jandarma yetkilileri, “İnternet’te iki teşkilat arasında
güvenirlik araştırması yaptırılması, iki kuruluşun kardeşliğini
engelleyemeyecektir. Bu kardeşliği bozma çabası içinde olanlar
tarihe karşı sorumlu olacaktır” dediler. Yetkililer, gelinen
noktanın artık bardağı taşırmaya başladığını belirttiler,
rahatsızlığın ilgili makamlara iletileceğini de söylediler
İrticai faaliyetler başta olmak üzere yolsuzlukların üzerine
kararlılıkla gidilmesi nerededeyse suç oldu. Ankara’nın Pursaklar
kasabasında “Menzil Şeyhi”nin evinin Jandarma tarafından basılması
ve aralarında 35 kamu görevlisinin bulunduğu kişilerin sorgulanması
bazı çevreleri son derece rahatsız etti. Yargıyı etkilemek için
“çete oluşturdukları” gerekçesiyle bazı kişilerin telefonlarını
mahkeme kararıyla dinleten Ankara DGM Savcısı Ömer Suha Aldan,
görevini yaptığı için neredeyse suçlu ilan edilecekti. Balıkesir’de
Jandarmanın yaptığı aralarında müteahhit ve bürokratların
tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonun ucu bazı siyasilere
dayandığı için “Ne oluyor bu jandarmaya” denilmeye başlandı.
İrticai faaliyetlerin üzerine gitmek bu dönemde yürek istiyor.
Çünkü, bunların üzerine gittiğiniz zaman size yönelik karalama
kampanyası başlatılıyor. Bunun en somut örneği de Jandarma Genel
Komutanlığı’nda yaşanıyor.
“Büyükşehir Yönetimi Hakkındaki Kanun”da yapılmak istenen
değişikliğe hep “AKP’nin varoş oylarını elde etmesi” diye bakıldı.
Oysa yasanın belki de gündeme getirilmeyen bir başka yönü hep
gözden kaçırıldı. Yeni düzenleme, jandarmayı büyük ölçüde
pasifleştirmeyi, görev alanını daraltmayı öngörüyor. Bunu 1 Ocak’ta
GÖZCÜ okurlarının dikkatine sunmuştuk.
JANDARMAYA DARBE
Cumhurbaşkanı Sezer’in veto ettiği yasa, TBMM’den yeniden
geçirilirse, jandarma önemli ölçüde pasifleştirilecek. Örneğin özel
statü getirilen İstanbul’da, Kocaeli’de jandarma sorumluluk bölgesi
kalmayacak. Nüfusu 2-5 milyon arasında olan Ankara ve İzmir’de 3-5
ilçe jandarmanın sorumluluk alanında kalacak. Bursa, Adana,
Gaziantep, Konya gibi illerde jandarmanın sorumluluk alanı önemli
ölçüde azalacak.
Yasanın görünen yüzü Büyükşehir Belediye Başkanlıkları seçimleriyse
de, öne çıkarılmayan yönü de jandarma-polis sorumluluk alanlarının
düzenlenmesi. Sezer’in veto ettiği yasa, yeniden eski haliyle
çıkarılırsa Büyükşehir belediyelerinin tamamı polis sorumluluk
alanından çıkarılmış olacak.
Bu düzenleme, 250 civarında ilçe jandarma komutanlığının, 850
jandarma karakolun, sorumluluk sahasında yaşayan 27 milyon
nüfustan, 10 milyonunun polis sorumluluk sahasına geçmesi sonucu
getirecek. Bunun yanında büyükşehir belediyeleri dışında kalan
nüfusu 100 binden fazla il ve ilçelerde belediye sınırlarının 10
kilometre, 100 binden az olan il ve ilçelerde ise 5 kilometreye
çıkarılması hedefleniyor. Bu durum, jandarmanın görev sahasını daha
da daraltacak.
İRTİCAİ OPERASYONLAR
Nedendir bilinmez, Emniyet irticai operasyonlar konusunda
jandarmanın gerisinde kalıyor. Ankara’nın Pursaklar kasabasınada
bir “şeyh”in elini öpmeye gidenler arasında Emniyet mensuplarının
çok olması da dikkat çekiyor. Şeyhin elini öpmeye giden Emniyet
mensuplarından bir operasyon yapmasını kim bekler?
Büyükşehir belediye sınırları içine alınmasına çalışılan
İstanbul-Tuzla-Akfırat, Ankara-Pursaklar, Sakarya-Akyazı,
Adana-Yüreğir, Antalya-Korkuteli’de ve bazı yerleşim birimlerinde
Jandarma, 70 önemli operasyon yaptı.Çocuklara yönelik irticai
eğitim veren 13 “medrese” kapatıldı. Gözaltına alınan 202 kişiden
11’i tutuklandı. İzinsiz dini eğitim verilen yerlere götürülen bin
409 çocuk ailelerine teslim edildi.
Ankara, Bursa, Çanakkale’nin de aralarında bulunduğu 10 il’de 15
irticai toplantı ile 4 irticai propaganda olayına müdahale edildi,
sorumluları adalete teslim edildi. Jandarmanın irtica ile
mücadelesinin önüne geçilmesi gayretlerinden birisi de Bursa’da
yaşandı. Osmangazi belediye alanındaki tarikat yuvaları olarak
kullanılan kaçak yapıların yıkılması aşamasında yaşandı.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 17 haziran 2003 tarihinde
yayımladığı bir genelge ile kaçak yapılaşma bölgesindeki 11 köyü
belediye mücavir alanı dışına çıkararak yıkım işlemlerinin önüne
geçti. Şimdi bu alanlar da, belediye sınırlarının genişletilmesi
ile jandarma sorumluluk alanı dışına çıkarılmak isteniyor.
“OYUNUN İÇİNDE EMNİYETÇİLER VAR”
Son dönemlerde, Jandarmaya dönük bir karalama kampanyasının
arkasında bazı Emniyet mensuplarının bulunulduğuna inanılıyor.
Karalama kampanyasının kurumsal değil, ferdi çabalar olduğu görüşü
hakim.
Jandarmayı tartışılır hale getirmek için “oyunlar oynandığı”na
dikkat çeken Jandarma yetkililerine, “örneğin neler yapılıyor?”
diye soruyorum. Şunları sıralıyorlar:
- İnternet sitelerine Jandarma Genel Komutanlığı aleyhine belli bir
merkezden yazılar gönderiliyor. Bazı günlerde jandarmayı karalayan
20-25 mailin yer aldığını görüyoruz. Özellikle irticai faaliyetlere
dönük çalışmalar yoğunlaştığı dönemlerde karalama kampanyası da
artıyor.
- Jandarma mensuplarının öğrenim düzeyleriyle ilgili kasıtlı olarak
yanlış bilgiler veriliyor, jandarma yıpratılmak isteniyor.
- İnternet’te polis ve jandarma güvenirlik anketi yatırıldı. Polise
mi, yoksa jandarmaya mı daha çok güvenildiği soruldu. Bunun
Emniyetin hangi birimi tarafından yapıldığını da biliyoruz, bunun
hangi birim tarafından yapıldığını kesin olarak belirlemiş
durumdayız.
- Bazı Emniyet mensupları jandarmayı her fırsatta eleştiriyorlar.
Bilgi eksikliği yüzünden gerçekleri söylemiyor ya da işlerine öyle
geldiği için bunlar yapılıyor. Son dönemlerde Jandarmaya dönük
dezerformasyonlar hayli yoğunlaştı. Sanki bazı toplantılar
jandarmayı eleştirmek için planlanıyor.
“TARİHE KARŞI SORUMLULUK””
Bazı Emniyet mensuplarının, Jandarmaya dönük açıklamalarının bilgi
eksikliğinden ya da kasıtlı olduğu görüşünde olan Jandarma Genel
Komutanlığı’nın üst düzey yetkilileri, GÖZCÜ’ye şu açıklamayı
yaptılar:
“Birlikte çalışıp kader birliği yaptığımız Emniyet mensuplarını
saygıyla anıyoruz. Jandarma ve Emniyet iki kardeş teşkilattır.
Yalnızca Emniyet Teşkilatının bir biriminde, iki güzide teşkilatın
arasına ayrılık sokmak istiyor. Jandarma Genel Komutanlığı aleyhine
düzmece mektuplar yazdırılıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın
tahsil seviyesiyle ilgili dezerformasyon yapılıyor. İnternet’te,
iki teşkilat arasında güvenlik araştırması yaptırılması, iki
kuruluşun kardeşliğini engelleyemeyecektir. Bu kardeşliği bozma
çabası içinde olanlar tarihe karşı sorumlu olacaktır.”
Yetkililer, gelinen noktanın artık “bardağı taşırmaya başladığını”
belirttiler, bu rahatsızlığın ilgili makamlara bildirileceğini
eklediler. Jandarma ile Emniyet arasında kritik bir döneme girildi.
Eğer önlem alınmazsa geçmişte askerle yaşanan sorunlar yeniden
gündeme bomba gibi düşecek gibi gözüküyor.