Evet, İnternet Medyası'nda çok ciddi bir kirlilik olduğu kesin.
Bu kirliliğin önüne geçebilmenin yolu, kurumsallaşmaktan geçer.
Nasıl?
Yasa ile... Bizim yasamız geçen sene Beşir Atalay'a takıldı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın tüm iyi niyetiyle desteklediği
ve çıkması için gereken her şeyi yaptığı bir dönemde, Atalay ayak
sürttü ve İnternet Medyası Yasası asılı kaldı.
Bakan Yıldırım'ın sözü var:
-O yasa geçecek!
Ne zaman?
Bilmiyoruz!
Geçerse ne olur?
Sorumluluğumuz olur.. Künyemiz zaten var, yazı işleri müdürümüz
zaten var. Adresimiz zaten var. Cevap hakkını zaten kullanıyoruz.
Velhasıl, yazılı ve görsel medyada ne varsa bizde de var. Ama
bizler gazeteci değiliz (!) olamıyoruz.
Ben avazım çıktığı kadar bağırıyorum; çalıştırdığım gazetecilerin
212 sayılı yasadan faydalanmasını istiyorum. Ama sesimi duyan
olmuyor, hayır diyorlar o insanları 1475'ten çalıştır.
Başka?
Yasa da, medya sitelerinin de resmi ilanlardan faydalanması için
bir madde koyduk. O maddeye göre, kurumsal siteler resmi ilanlardan
faydalanacak.
Diyorlar ki:
-İlanı hangi birine verecekler?
İşte tam bu noktada, ziyaretçi sayısı devreye giriyor.
-Eee nasıl ölçülecek?
Onu da tartıştık, Telekomünikasyon Kurumu bu konuda çalışmalar
yaptı, hazırlıklar son aşamaya geldi. Tutulacak loglarla, kimin ne
kadar ziyaretçisi olduğu anlaşılacak. Bu da kimlerin resmi ilandan
faydalanacağını rahatlıkla ortaya çıkaracaktır.
Sözün özü şu:
Bizim sektöre de düzen gerek.. Kirliliğin ortadan kaldırılması için
yasamızın meclisten geçmesi gerek. Öyle olursa, kimse
ciyaklamayacak ve herkes kimin ne olduğunu çok daha rahat
görebilecek.
Fındık reklamındaki gibi, tabii yerseniz!
Yani bu yasa çıkarsa...
İnternet Medyası Derneği bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. 12
Nisan'dan önce yasanın çıkarılması için ne gerekiyorsa
yapacağız.
Bakalım politikacılar bu sefer de bizi es geçecek mi?
Bekleyip görelim!