Biz kovduk onlar alkışladı
Abone olAvrupa'nın ilk türbanlı vekili seçildi. Yemin töreninde ne olacak diye merak edildi. Akıllara Merve Kavakçı olayı geldi ama manzara orada çok başkaydı.
İNTERNETHABER
Avrupa'nın ilk türbanlı milletvekili seçilen Mahinur Özdemir,
Belçika Parlamentosu'nda saat 17'yi gösterirken yemin etmek için
kürsüye çıktı... Salondan yükselen alkış sesleri arasında yeminini
yaptı.
Bu görüntü akıllara TBMM'de yaşanan Merve Kavakçı olayını gündeme
getirdi. Türkiye meclisi Merve Kavakçı'yı türbanlı diye
Aslında Brüksel parlamentosundaki yemin töreni de sancısız
geçmedi. Orada da tören öncesi türban tartışmaları yaşandı. Ama
Valon Liberaller Partisi'nin engelleme çalışmalarına karşın Mahinur
Özdemir, türbanıyla Meclis'e girdi.
26 yaşındaki türbanlı Türk en genç vekil sıfatıyla katip üyelik
koltuğunda da yer aldı. Özdemir, kendi adını okuyarak ardından
milletvekilliği yeminini etti. Özdemir, yemini sırasında
parlamentodan büyük alkış topladı. Böylece bir anlamda Belçika
Parlamentosu'nun da onayıyla resmen AB'nin ilk türbanlı
milletvekili oldu. Özdemir, parlamentodaki diğer partilerden,
özellikle Yeşiller'den büyük destek aldı.
*TÜRBANLI YEMİN TÖRENİNDEN
FOTOĞRAFLAR 2. SAYFADA..
*TÜRKİYE İSE İLK TÜRBANLI VEKİLİNİ
MECLİS'DEN KOVMUŞTU... HAFIZAYI TAZELEMEK
İÇİN 5. SAYFAYA BİR BAKIN...
TÜRKİYE İSE İLK TÜRBANLI VEKİLİNİ
TBMM GENEL KURULUNDAN KOVMUŞTU...
KAVAKÇI'NIN KOVULUŞ ANLARI
HABERİN DEVAMINDA...
MERVE KAVAKÇI TBMM'DEN KOVULMUŞTU
Tarih 2 Mayıs 1999... Fazilet Partisi'nden milletvekili
seçilen Merve Kavakçı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kıyametler
kopmasına neden olmuştu. Mesele türbanlı olmasıydı ve o şekilde
yemin etmek istemesiydi.
NAZLI ILICAK GETİRMİŞTİ
Günler öncesinden başlayan ateşli türban tartışmaları o gün
doruk noktaya tırmanmıştı. FP'den milletvekili seçilen Nazlı Ilıcak
o gün Merve Kavakçı'nın en büyük destekçisiydi.
BU İŞARET ÖZETİ...
Merve Kavakçı'nın vekil sıralarına oturması ile birlikte genel
kurul salonu altüst olmuştu. Laf atmalar, sataşmalar doruk
noktadaydı. Nazlı Ilıcak'ın bu hareketi de yaşananların
özetiydi.
BİZİM VEKİLLER DE ALKIŞLAMIŞTI AMA...
Evet aynen öyle... O gün TBMM'deki bizim vekillerimizde Brüksel'de
türbanlı vekili alkışlayan Belçikalı vekiller
gibi alkış tufanı başlatmışlardı. Ama bir fark vardı
ki o gün TBMM'deki alkışlar bir protestoydu... Ön saflara da
Merve Kavakçı'nın hemcinsleri olan kadın vekiller
itiliyordu...
O GÜN KAZANAN ŞEKİLCİLİK OLDU
Türkiye bir sınav verdi o gün ama bu sınavdan sınıfta kaldı.
Demokrasi ve laiklik adına ileri değil, geriye doğru bir adım
atıldı. Bir Türk kadını dini inancı gereği örtündüğü için halkın
meclisinden kovuldu.
BİZ DE ALKIŞLASAK NE OLURDU?
Brüksel'deki gibi o gün bizim vekillerimiz de Merve Kavakçı'yı
alkışlasa, yemin etmesine izin verse ne olurdu? Türkiye'ye
şeriat mı gelirdi, yoksa meşhur korkumuzla, "Türkiye İran
mı olurdu?" Yoksa bugün hala çözemediğimiz türban
kördüğümü o gün çözülmüş mü olurdu... Yorum sizin...
BELÇİKA'DA DİNİ SEMBOLLERLE İLGİLİ UYGULAMALAR NASIL?
DİĞER SAYFADA...
DİNİ YASAKLAR İŞVERENE BAĞLI
Belçika'da dini ve felsefi sembollerin kullanımına ilişkin
hiçbir yasa veya genel kural bulunmuyor. Anayasa, her vatandaşa
inanç özgürlüğü ve bunu ifade etme hakkı tanıyor. Ancak, kamu
sektöründe, okullarda ve özel sektörde bazı “istisnalar” uygulama
konusu oluyor.
İşverenler, yapılan işin özelliklerine ve bireysel tercihlerine
göre, çalışanlara dini semboller taşımayı yasaklama hakkına sahip
bulunuyor.
Kamu sektöründe polis, asker, avukat, yargıç gibi üniformalı veya
özel giysili çalışanlar ve halkla doğrudan temasta olanların dini
sembollerle görev yapmaları uygun görülmüyor.
Okullarda bu konuya ilişkin uygulamalar iç yönetmeliklerle
belirleniyor ve kurumların tavrına göre değişiyor.
PARLAMENTO İÇİN GENEL KURAL YOK ANCAK..
Parlamentolarda ise dini ve felsefi sembollerin taşınmasına
ilişkin genel bir kural bulunmuyor. Halkın seçtiği temsilcilerin
tarafsız olmadıkları, inanç ve eğilimlerini açıkça
gösterebilecekleri, Belçika'nın laik bir devlet yapısında olmadığı,
“tarafsızlık” ilkesini benimsediği belirtiliyor.
Tartışmaya katılan tarafların geniş bölümünün, kargaşaya son vermek
için yasal belirlemeler yapılması gereği üzerinde uzlaştıkları
gözlemleniyor ancak bu yöndeki girişimlerin siyasette ve kamuoyunda
uzun sürebilecek gerilimlere neden olması endişesi de göz ardı
edilmiyor.