Biz değil AB ağlasın
Abone olDışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin AB üyeliğinden her iki tarafın da kazanacağını söyledi.
Gül, ''AB'ye giremezsek oturup ağlayacak halimiz yok. AB,
Türkiye'yi kaçırırsa oturup ağlasın'' dedi. Gül, ATV'de yayınlanan
''Ankara'da Sabah'' programında, Sabah gazetesi Ankara temsilcisi
Muharrem Sarıkaya ile Haber Müdürü Okan Müderrisoğlu'nun sorularını
yanıtladı. Türkiye'nin AB'ye giremese de yoluna devam edeceğini
kaydeden Gül, ''Türkiye gibi güçlü ordusu olan bir ülkenin AB'ye
çok şey kazandıracağını'' ifade etti. 7. pakette MGK'nın durumu
Türkiye'de hiçbir kurumun tabu olmadığını belirten Gül, ''Hepsi
devletin kurumlarıdır. Bazı reformlar, değişiklikler yapılacaksa
her yerde yapılabilir. Bunu yanlış yöne çekmek tehlikelidir'' diye
konuştu. Gül, son MGK bildirisinde gönderme yapılan cumhuriyetin
temel nitelikleriyle kastedilenin, muasır medeniyet seviyesine ve
hatta onun da üstüne çıkma hedefi olduğunu söyledi. Abdullah Gül,
Türkiye'de Kürtçe konuşmanın serbest olduğuna işaret ederek,
''Kürtçe kitaplar var, gazeteler var, yayınları da var. Belki
pratikler mevzuatlara uyumlu hale getirilmediği için sıkıntı
olabilir. Bazen mahkemeleri bağlayan mevzuatlar olabilir. Reform
paketleriyle bunlar düzenlenecektir'' diye konuştu. AB'ye uyum
yolunda Anayasa değişikliğinin CHP'nin desteğine bağlı olduğunu da
kaydeden Gül, ''Eğer desteklerini açık bir şekilde deklare ederler
ve konsensüs oluşursa değişiklik yapılabilir'' dedi. Genelkurmay'a
ABD'den mektup Dışişleri Bakanı Gül, Genelkurmaya iki gün önce
ABD'den gelen mektupta Türkiye'nin Irak savaşı sırasında yaptığı
katkı ve Türk-Amerikan ilişkileri gibi konuların yer aldığını
söyledi. Tezkere krizinden sonra bir soğukluk dönemi yaşandığını
dile getiren Gül, ''Genelkurmay Başkanımıza daha iki gün önce
gönderilen bir yazı var. İçinde, Türkiye'nin Irak savaşı sırasında
yaptığı katkı, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin ve
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önemi anlatılıyor'' diye konuştu. Gül,
Kuzey Irak'taki Türk askeri varlığıyla ilgili olarak da şunları
söyledi: ''Bölgedeki askeri güçler orayı (Kuzey Irak) kontrol
edebilmeli. Orada Türkiye'ye karşı faaliyetler gösteren terörist
unsurlar barınmamalı. Bu sorun çözülünceye kadar bölgedeyiz.'' Gül,
'Bizim başka bir ülkenin toprağında gözümüz yok, başka ülke
toprağında da bulunmak istemeyiz'' şeklinde konuştu. Ege'de
Türk-Yunan sorunu Gül, Ege'de Yunanistan ile Türkiye arasındaki
sorunun, ''Hava sahası 6 mil mi, 10 mil mi?'' meselesi olduğunu
belirterek, ''Kasıtlı olarak 6 milin üstünde uçuş olamaz. Ama
mesafe çok dar. Dolayısıyla onların bizim hava sahamızı, bizim de
onlarınkini zaman zaman ihlal ettiğimiz olur'' dedi. Kıbrıs'ta
dünyanın algılamasının, Türkiye'nin çözümsüzlüğü çözüm olarak
görmesi şeklinde olduğunu kaydeden Gül, ''(KKTC Cumhurbaşkanı Rauf)
Denktaş, Annan planı ölmüştür dese de, önemli olan ortada tatmin
edici bir metin olması. Kıbrıs'ta 25 yıldır yapılamayan şeyler 2
ayda yapıldı'' diye konuştu. Türk-Ermeni ilişkileri Gül, Ermenistan
ile sınır kapısının şu an gündemde olmadığını, ancak konunun
gelecekte gündeme gelmemesi için bir neden bulunmadığını belirtti.
''Şu an sınır kapısı yok ama niye olmasın'' ifadesini kullanan Gül,
Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkileri istediklerini kaydederek,
''Bizim tarihte utanacak hiçbir şeyimiz yok. Hiç kimseyi asimile
etmemişiz'' dedi. Saddam'ın 12 milyar doları Gül, devrik Irak
lideri Saddam Hüseyin'in Irak Merkez Bankası'ndan savaş öncesinde
12 milyar dolar kaçırdığı ve bu paranın bir kısmının Türkiye'ye
geldiği, hatta hazine kağıdına yatırıldığı söylentilerinin
kendisine de ulaştığını belirterek, bunun doğru olmadığını söyledi.
Abdullah Gül, ''Türkiye'ye bu para girse mutlaka ortaya çıkar,
haberimiz olur'' diye konuştu. YAŞ kararlarına mahkeme yolu
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, ''Siz Yüksek Askeri
Şura kararlarına şerh koydunuz. Sayın Başbakan da 30 Ağustos
Şurası'nda sizin gibi davranacak mı?'' şeklindeki bir soru üzerine,
şunları söyledi: ''Yüksek Askeri Şura kapalıdır. Kararların dışarı
sızması üzücü ama her şey kanunlara uygun olarak yapılmakta. YAŞ
kararlarının yargı denetimine açılması gerektiğini Anayasa
Mahkemesi, Danıştay Başkanı da söylüyor. Her şeyin bir zamanı var.
Yanlış anlamalara fırsat yaratmamak lazım. Şu an başka şeylere
odaklanıyoruz.''