Niye 8 veya altı değil, çünkü devlet adabı onu gerektirdiği
için. Ülkenin Cumhurbaşkanını geçmesi şık olmazdı. TBMM Başkanı’nın
sırasını almak da uygun düşmezdi.
Onun için 5’ olarak açıkladı. Benim tahminim böyle.
Ama Devlet Bey’in usule, erkana ne kadar riayet ettiğini bilen
biri olarak 5’ini böyle düşünüyorum.
Milletimiz zor zamanlarda hayırda yarışır. Destek olur,
birbirini ayakta tutar. Büyük ve gurur duyduğumuz bu milli
hasletimiz, Covid 19 nedeniyle işini gücünü kaybeden kardeşlerimiz
için de hemen ayağa kalktı.
Siyasetçilerimiz, bürokratlarımız, üniversitelerimiz,
işadamlarımız bu yarışta yerlerini aldılar. Allah’a şükürler olsun
ki, herkes iyi niyetle, kalp rahatlığı ile elinden geleni yapmaya
çalışıyor.
Pek çok sivil toplum kuruluşu ve belediyelerimiz de bu çerçevede
devreye girdiler. Ancak geçmişte bu neviden kampanyaların
suiistimali ile karşı karşıya kalındığı için kanun ile kampanya
düzenleyecek kuruluşlar için izin alma mecburiyeti getirildi.
İçişleri Bakanlığı belediyerde dahil tüm kurumlara bu
düzenlemeyi genelge ile yeniden hatırlattı. “2860 sayılı Yardım
Toplama Kanununda kamu yararına uygun olarak, amaçlarını
gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu
hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek ya da destek
olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor
kulüpleri, gazete ve dergilerin Kanunu 6'ıncı maddesi gereğince
yetkili makamlardan izin almak şartı ile yardım toplayabilecekleri
düzenlenmiştir”
Milletimizin hamiyet duygularının sömürülmesinin önüne geçmek
için, toplanan paraların amaç dışında tasarruf edilmemesi için bu
izin müessesi elbette gerekli.
Dünya uygulamalarına baktığımız zaman benzer düzenlemelerin
neredeyse her ülkede olduğunu, insanlardan para toplamanın
kurallara bağlandığını, toplanan paraların kullanımının ise
kesinlikle amaç doğrultusunda olması için açıklık ve şeffaflığa
önem verildiğini görüyoruz.
Birileri bunu yanlış yorumluyor, birileri de amacından
saptırıyor. Ya cehaletten ya da kötü niyetten “Merkezi Hükümet”,
“Yerel Hükümet” gibi laflar edenler de çıkıyor.
Tam bir terbiyesizlik, cahillik veya hadsizlik…
Türkiye üniter bir devlettir. Bir tek hükümeti vardır.
Cumhuriyet kuruldu kurulalı bu böyledir. Hiçbir zaman yerel
hükümetler olmamıştır. Yerel yönetim ile hükümeti karıştırmak ancak
büyük bir cahillik veya kötü niyet ile mümkündür.
Hükümet, yerel yönetimlere de amirdir. Anayasamız, yasalarımız
hükümet ile yerel yönetimler arasındaki ilişkileri tanzim etmiştir.
Yerel yönetimlerin hükümetlerden bağımsız bir hal ve harekât tarzı
anayasamıza ve yasalarımıza göre mümkün değildir. Kendilerine
verilen yetki sınırları içinde hareket ederler. Hiç birisinin
anayasa ve yasaların dışına çıkmak gibi bir tasarrufu olamaz.
Yardımlaşmayı ve dayanışmayı teşvik ve gerçekleştirmek için
yerel yönetimlerimizin böyle bir dönemde görev üstlenmelerini
elbette takdirle karşılar ve destekleriz. Onlardan da açıklık ve
şeffaflık içinde hareket etmelerini bekleriz. Ancak izinsiz iş
yapmalarını ve karanlıkta kalacak şekilde hareket etmelerini
istemeyiz.
İzin almak bu kadar zor mu? Polemiklere girmeden, yasanın amir
hükmünü yerine getirip kampanyalarını başlatmış olsalar kim
kendilerine engel olacaktı?
Polemikler yerine yasaların, açıklık ve şeffaflığın olduğu bir
yapıyı tercih ve teşvik edelim; hükümet ne demek, yerel yönetim ne
demek kavramamış cahillere, karanlıklardan medet uman kötü
niyetlilere meydan vermeyelim.
Cumhurbaşkanı devletin başı olarak böylesi tarihsel
sorumluluğumuzun yüksek olduğu bir süreçte hepimize hayırda
yarışacağımız bir ufuk açtı, biz de kendi gücümüz ve kudretimizce
içinde olma çabasına girelim.
Bu günler de geride kalacak ve inşallah millet ve devlet olarak
ebet müddet yaşayacağız. Bunun bilincinde olalım.