Hizan'a bağlı Yeşilova Mahallesi'nde yaşayan evli ve 3 çocuk babası Arif İltaş, dededen kalma yöntemlerle el işi örme sepetler yaparak, artık çok yaygın olmayan 'sepetçilik' geleneğini günümüzde de yaşatmaya çalışıyor. İltaş'ın söğüt ağacı dallarını kullanarak yaptığı sepetlerin yanı yanı sıra, ekmeklik, meyvelik ve kara kovan gibi ürünleri de rağbet görüyor. Dededen kalma sepetçilik mesleğini 40 yılı aşkın bir süredir evinde çalışarak yaşatmaya çalıştığını belirten İltaş, “Bu meslek dedemden bana kaldı. Evimde çalışıyorum. Çok şükür bugüne kadar beni kimseye muhtaç etmedi. Şimdi bu işin çok fazla zorluğu yok. Zevkli bir meslektir. Ancak benden başkası da bu işi yapmıyor." dedi. Mesleğin son temsilcisi olduğunu belirten İltaş "Bu mesleğin son temsilcisi benim. Dere kenarları ve köylerdeki söğüt ağaçlarının küçük dallarını kesip buraya getirerek temizleyip ayrıştırıyorum. Daha sonra da siparişlere göre bazen sepet, bazen karakovan, bazen de değişik alanlarda kullanılan malzemeler üretiyorum." diye konuştu. Kimsenin bu mesleği öğrenmemek istemediğinden siten eden İltaş "Bu şekilde ekmeğimiz de çıkıyor. Ekmek sepeti, karakovan, meyve saklama sepetleri ve süs sepetleri gibi ürünleri üretiyorum. Bu mesleği öğrenmek için kimse bana gelmiyor. İstiyorum ki benden sonra da bu meslek devam etsin." şeklinde ifade etti. Günlük kazancını açıklayan İltaş "Sepetçilik yaparak günde 300-400 TL kazanıyorum." diyerek sözlerini tamamladı.