Bitlis e barolardan İsraile tepki

İsrail'in sivillere yönelik gerçekleştirdiği saldırı Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Kars, Mardin, Muş, Hakkari, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van baroları tarafından yapılan ortak açıklama ile kınandı.

Bitlis'in Tatvan ilçesindeki Filistin Parkı'nda yapılan basın açıklamasını bölge baroları adına okuyan Bitlis Baro Başkanı Mezher Yürek, yaşam hakkının bütün uluslararası insan hakları belgelerinde güvence altına alındığına dikkat çekilerek, "İnsan hakları evrensel bildirgesinde, her kişinin yaşam, özgürlük ve güvenlik hakkına sahip olduğu açıkça ifade edilmiştir. İsrail terör devletinin söz konusu eylemi, Akdeniz'in uluslararası sularında gerçekleşmiştir. Oysa ki bir devletin diğer bir egemen devlete ait gemileri, hangi sebeple olursa olsun uluslararası sularda durdurma, arama ve el koyma yetkisi hiçbir şekilde bulunmamaktadır" dedi.

"SALDIRI ULUSLARARASI SUÇ"

Yapılan saldırının Birleşmiş Milletler şartının 51'inci maddesi ile diğer birçok uluslararası sözleşme, şart, belge ve anlaşmaya aykırı olduğu ve bu anlamda uluslararası suç teşkil ettiğini ifade eden Yürek, İsrail devletinin uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve hukuk tanımaz tavrını ısrarla sürdürdüğünü söyledi. Yürek, "İsrail bu eylemi ile uluslararası sözleşmelere bağlı olmadığını açıkça ortaya koydu. Uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınmış bulunan sivil ve savunmasız kişilerin yaşam hakkını, seyahat ve serbest dolaşım hakkını, kişi özgürlüğünü ve güvenlik hakkını, sağlık ve tedavi hakkını, mülkiyet hakkını, haberleşme ve iletişim özgürlüğü hakkını ve devletlerin egemenlik hakkını açıkça ihlal etmiştir" ifadelerini kullandı.

"CILIZ TEPKİLER İSRAİL'E CESARET VERİYOR"

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kınamasının etkisiz ve cılız bir tepki olduğunu belirten Yürek, "Bu cılız ve etkisiz tavır caydırıcı olmaktan uzak olduğu gibi daha önce de benzer hukuk ihlallerinde bulunan İsrail devletine cesaret vermektedir. Uluslararası hukuk kuralların çifte standart olmaksızın tüm devletlere eşit bir şekilde uygulanması, dünya barışının sağlanması açısından temel koşuldur. Türkiye'nin bu aşamadan sonra İsrail ile bulunan bütün askeri, ekonomik, stratejik ortaklıklara ilişkin sözleşmeleri derhal sonlandırması gerekir. İsrail uygulamalarının insanlık suçu oluşturduğu, uluslararası camiaya etkin bir diplomasi ile anlatılarak, hukuki mekanizmalar işletilmesi suretiyle Sırbistan örneğinde olduğu gibi sorumluluklarının uluslararası savaş suçlusu olarak yargılanmaları sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.

Kıbrıs'ın güneyinden Gazze'ye doğru giden gemilerde farklı ülkelerden yaklaşık 700 insani yardım gönüllüsü bulunuyordu. Tatvan Özgür-Der Şube Başkanı Ersin Sönmezler, babası Mehmet Zeki Sönmezler'in de insani yardım gönüllülerinin arasında olduğu ve henüz kendisinden haber alınamadığı öğrenildi.

Basın açıklamasından sonra İsrail bayrağı yakan kalabalık, olaysız bir şekilde dağıldı.