Birmanya'nın favori komedyeni Zargana
Abone olBBC muhabiri Andrew Harding, Birmanya'da geçen hafta salıverilen siyasi mahkumlardan biri olan komedyen dostu Zargana'yı anlatıyor.
Gardiyanlar Zargana'yı Çarşamba sabah erkenden uyandırmış.
Açıklama yok. Dar, penceresiz hücresini paylaşan diğer mahkumlara veda etme şansı yok.
Gardiyanlar tek kelime etmeden onu bir ofise götürmüşler.
Ve haberi orada vermişler: Özgürsün. Hemen gidebilirsin. Ha, kitapların burada kalacak.
Zargana bunları bana ertesi gün telefonda anlattı. Kalın, kıkırdayan sesiyle.
Allah vergisi, hemen herşeyin komik tarafını görebiliyor - profesyonel bir komedyen için faydalı bir meziyet.
Zargana eskiden dişçiymiş. Ama ben onunla 2006'da tanıştığımda Birmanya'nın en ünlü komedyeniydi.
Mesleği sayesinde sürekli cezaevine girip çıkması kaçınılmazdı tabii.
Malum, askeri diktatörlüklerin mizah duygusu pek gelişmemiştir.
Ne zaman Birmanya'ya gizlice girsem, buluşurduk.
Pekçok insan ağzını açmaya korkarken, Zargana'nın sohbeti siyasi esprilerden geçilmezdi.
Sonra 2008'de hükümetin korkunç bir tayfuna yanıt vermekte gecikmesini eleştirdiği için 59 yıl hapse mahkum edildi.
47 yaşında, kel ve şişman bir kalp hastası için durum pek de parlak görünmüyordu.
Son gülen generaller olacak gibiydi.
Gizli mektup trafiği
Zargana ülkenin kuzey ucundaki Mitkina cezaevine gönderildi. Tecrit edilmesine rağmen benimle teması koparmamayı başardı. Gizlice mektup yazdı.
Gardiyanlardan biri, bir paket kahve karşılığında ona kağıt kalem vermeyi kabul etmişti. Zargana buna "hapishanomi" diyordu.
Mektup gizlice dışarı çıkarıldı. Kendisinin ve diğer siyasi mahkumların nasıl birbirlerinden uzak tutulduğunu, hücrelerinden hiç çıkamadıklarını anlatıyordu.
Aynı odada uyuyor, yiyor, işiyorlarmış. "Kitaplar en iyi dostum," diye yazıyordu, "Ama iyiyim. Bazen."
Ve bunu kanıtlamak için de mektubunu çocuklarım için yazdığı bir dizi espriyle bitiriyordu. Bir tanesi muzlarla ilgiliydi.
Bir diğeri de "İki tip avukat vardır," diyordu, "Hukuku tanıyanlar ve yargıcı tanıyanlar."
O dönemde ben artık Güney Afrika'da yaşıyordum.
Zargana'ya mektup yazdık; onu ara sıra ziyaret edebilen baldızı aracılığıyla espriler ve kitaplar yolladık.
"En çok PG Wodehouse'u beğendim" diye yazdı Zargana, "Jeeves, Wooster ve korkunç Agatha teyze. Anlaması biraz zor ama en az üç kere okudum. Bir de yastık olarak kullandım."
Hapishanenin dışında Birmanya değişiyordu. Pencerelerini dış dünyaya kapamış, paranoyak generaller uluslararası imajlarını düzeltmenin ve kısaca "gözetimli demokrasi" diye tanımladıkları bir sisteme doğru ilerlemenin yollarını arıyordu.
Böylece geçen yıl kontrollü seçimler düzenlediler.
Kısa süre sonra da Birmanya'nın en ünlü mahkumu, Aung San Suu Kyi ev hapsinden salıverildi.
Reformlar samimi mi?
Son birkaç aydır reform süreci hızlandığı izlenimi veriyor. Medyayı boğan kısıtlamalar hafifletildi. İnsan hakları komisyonu kuruldu.
Müthiş tepki çeken bir Çin baraj projesi askıya alındı.
Ama hala Birmanya'da 2 bin kadar siyasi tutuklu olduğu tahmin ediliyor. Bugüne dek ancak 200'ü salıverildi.
Zargana'ya pekçok kişinin aklındaki soruyu, yetkililerin reformculuğunun göstermelik olup olmadığını sordum. Emin değildi.
"Burada hiçbir şey değişmedi. Ama hayır, bunun bir aldatmaca olduğunu da sanmıyorum. Bir tür test. Aklıma her geleni söyleyebilirim. Bana 'Konuşma' diyen olmadı."
Bu yüzden o da konuşuyor - hem de hiç durmadan. Birmanya'nın yeni cumhurbaşkanının hoşgörüsünü sınarken, sözleri aç Birmanyalı gazeteciler tarafından havada kapılıyor.
"Kendimi iyi hissediyorum," diyor bana, "Kalbim iyileşti sanki."
İğneleyici yeni espriler üzerinde çalışıyormuş. "Önceliğim siyaset" diyor, "Jeeves ile Wooster'ı hapiste bıraktım."