Birinci Çin ikinci Türkiye!
Abone olDünyanın en büyük 225 müteahhitlik firmasının listesinde 2009 yılında 31 Türk firmasının yer alıyor...
TMB Başkanı Erdal Eren, yarattığı istihdam ve faaliyet alanının
genişliğiyle inşaat sektörünün hem yoksulluğa, hem de bölgeler
arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz
kalkanı olduğunu söyledi
İnşaat sektörünün Türkiye'de etkilediği 200 kadar sektörle birlikte
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) içindeki payının yüzle
30'lara ulaştığını belirten Türkiye Müteahhitler Bitliği (TMB)
Başkanı Erdal Eren, "İnşaat sektörü, yarattığı istihdam ve
faaliyetlerinin coğrafi dağılmışlığı nedeniyle hem yoksulluğa, hem
de bölgeler arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal
kriz kalkanıdır. Sektörün bu özelliği işsizliğin yüzde 14'e kadar
yükseldiği küresel kriz ortamında daha da önemli hale gelmiştir"
dedi. Türkiye Müteahhitler Birliği'nin 150 üesiyle yurtiçindeki
projelerin yüzde 70'ini gerçekleştirdiğini ifasde eden Eren, Türk
müteahhitlerin yurt dışındaki işlerinin %90'ını da TMB üyelerinin
hayata geçirdiğini kaydetti.
'DÜNYA İKİNCİSİYİZ'
Müteahhitlik hizmetlerini
Türkiye'nin rekabet gücünün en yüksek olduğu faaliyet alanlarından
biri olduğunu vurgulayan Eren, "Yurtdışı müteahhitlik
hizmetlerinin geçtiğimiz 37 yıllık süredeki gelişmesi, dünyanın
dikkatlerini çeken parlak bir başarı öyküsü olarak özetlenebilir.
Uluslararası pazara 1972'de Libya'da açılmış olan
müteahhitlerimizin, 2009 sonu itibariyle, faaliyet gösterdikleri
ülke sayısı 81'e, uluslararası işlerinin toplam tutarı 155 milyar
dolara, yurt dışında gerçekleştirdikleri proje sayısı ise 5 bin
100'e ulaşmıştır" dedi. Uluslararası "Engineering
News Record Dergisi"nin dünyanın en büyük 225 müteahhitlik
firmasını gösteren listesinde 2009 yılında 31 Türk firmasının yer
aldığına dikkat çeken Eren, Türkiye'nin bu sayı ile dünyada Çin'den
sonra ikinci konumuna yükseldiğini kaydetti.
'KRİZLER KIRILMA NOKTASI OLDU'
Eren, Türk
inşaat sektörünün yurt içindeki son 25 yıllık gelişmesini ise
inişli, çıkışlı bir süreç olduğuna işaret ederek, "80'li
yıllardaki altyapı yatırımları hamlesi Türk firmalara yabancı
ortaklarla işbirliği yapmak, teknik ve idari becerilerini
geliştirmek ve küresel finans sistemi ile tanışmak için çok değerli
fırsatlar yaratmıştır. Ekonominin deprem ve krizler nedeniyle
resesyon yaşadığı 1995, 1999 ve 2001 yılları ise inşaat sektörü
için de kırılma noktaları olmuştur. 1993- 2001 döneminde tarihinin
en büyük krizini yaşayan inşaat sektörü 2002'den itibaren
canlanmış, 2002-2006 döneminde yaşanan büyüme 2006'da +yüzde 18,5
ile zirveye ulaşmıştır. Söz konusu büyümede uluslararası
piyasalardaki likidite bolluğunun Türkiye'ye yönelmesi, döviz kuru
ve faiz oranlarındaki düşüşler ve patlama noktasına gelen konut
talebi büyük rol oynamıştır" diye konuştu.
İNŞAAT' TA 2011-2012 BÜYÜME YILLARI OLACAK
İnşaat sektöründeki büyümenin 2007'de konut talebi artışının
yavaşlamasına bağlı olarak hız kestiğne, 2008'de ise küresel krizin
de etkisiyle yerini küçülmeye bıraktığını anlatan Eren,
"Sektör 2007'yi yüzde 5.7'lik bir büyüme ile, 2008 ve 2009
yıllarını ise sırasıyla yüzde 8.2'ye ve yüzde 16,3'e ulaşan küçülme
oranları ile tamamladı. Geçtiğimiz iki yıllık dönemde inşaat,
küresel krizden ve ekonomide yaşanan daralmadan en fazla etkilenen
sektör oldu" dedi. Eren, inşaat sektörün 2010 yılının
ikinci yarısından itibaren toparlanma sürecine girmesinin
beklendiğini belirterek, büyümeye geçişin ise en iyimser tahminle
2011-2012 yıllarını bulmasının öngördüğünü sözlerine ekledi.