’’Birileri tekrar kirli hesaplar içine girebilir’’
Abone olBaşbakan Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birilerinin tekrar kirli hesapların içine gireb...
Başbakan Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birilerinin tekrar kirli
hesapların içine girebileceğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda”
konuşmasında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde
bulundu. Mayıs ayının, Soma’da meydana gelen kaza ve o kazada
Hakk’a uğurlanan 301 şehit nedeniyle büyük elem yaşanan bir ay
olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bugün bir kez daha, o elim
kazada hayatını kaybeden bütün şehitlerimize sizlerin huzurunda
Allah’tan rahmet diliyor, acılı ailelerine, milletimize başsağlığı
ve sabır temenni ediyorum” dedi.
“SOMA’YA DÜŞEN ATEŞ TÜRKİYE’NİN KALBİNE DÜŞTÜ”
Soma’daki facianın, sadece oradaki madencileri, şehit olan madenci
yakınlarını, Soma halkını değil, 77 milyon herkesi çok derinden
etkilediğini ve herkesin yüreğini acıttığını ifade eden Başbakan
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soma’ya düşen ateş,
milletimizin yüreğine düştü. Soma’ya düşen ateş, Türkiye’nin
kalbine düştü. Tarifi mümkün olmayan, tarihimizde eşine nadir
rastlanan bir acı yaşadık. Hepimiz, bu acı hadiseden dolayı büyük
bir üzüntü duyduk”
Başbakan Erdoğan, 13 Mayıs’ta meydana gelen kazayı haber alır almaz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a hızla Soma’ya
ulaşması, çalışmalara nezaret etmesi talimatı verdiğini söyledi.
İlgili tüm birimlerin, tüm imkanları, tüm gücü işçilerin,
insanların hayatını kurtarmak için seferber ettiklerinin altını
çizen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AFAD’ı derhal
harekete geçirdik. AFAD 156 personel ve 45 araçla bölgede görev
yaptı. Genelkurmay Başkanlığımız, 1 uçak ve 2 helikopterle
çalışmalara katıldı. Aynı şekilde Kızılayımız bütün imkanlarıyla
seferber oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız,
Zonguldak’tan, Çayıralan ve Tunçbilek’ten 226 personelle
çalışmalara katıldı. Sağlık Bakanlığımız 405 personelini, doktor ve
hemşirelerimizi, 6 hava aracını, 62 ambulansını bölgeye sevk
etti."
Başbakan Erdoğan, "Değerli kardeşlerim" diye devam ettiği
konuşmasında şunları söyledi: "Burada bütün bu çalışmalar devam
ederken, bizler an ve an buradaki sıkıntıları gidermenin gayreti
içinde olduk. Az önce Kızılay’dan bahsetmiştim. 100 personel ve 12
araçla onlar da çalışmalara katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Ankara, İstanbul,
Balıkesir, Denizli, İzmir, Manisa Büyükşehir belediyelerimiz, Uşak
ve Kütahya belediyelerimiz, personel ve araçlarıyla Soma’ya koştu.
Aynı şekilde, Sivil Toplum Örgütlerimiz Soma’ya intikal etti.”
“486 İŞÇİMİZİ MADENDEN SAĞ OLARAK ÇIKARDIK”
Başbakan Erdoğan, kazanın ertesi günü başbakan yardımcıları ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile birlikte Soma’ya giderek,
çalışmaları bizzat yerinde incelediğini, talimatlar verdiğini,
vatandaşlarla bir araya gelerek acılarını paylaştığını söyledi.
Ayrıca, İzmir’in Kınık ilçesini ziyaret ederek, orada şehit
madencilerimizin aileleriyle bir araya geldiğini anlatan
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bergama’dan gelen
şehit aileleri de bu toplantıda bizimle birlikte oldu.
Taziyelerimizi bir kez daha ilettim, yaraları sarmak için
yaptıklarımızı yapacaklarımızı kendileriyle bizzat paylaştım. Onlar
sordu ben de cevap verdim ve şu anda hazırlanmakta olan madenlerle
ilgili, özellikle kömür ocaklarıyla ilgili yasal düzenleme hakkında
kendilerini bilgilendirdim. Soma kazasının ardından, toplam 2 bin
743 personel, 258 kara aracı ve 9 hava aracı Soma’da arama kurtarma
çalışmaları, tedavi ve defin işlemleri, rehabilitasyon çalışmaları
için görev üstlendi. Arama kurtarma çalışmaları 4 gün sürdü ve bu 4
günün sonunda, yani 17 Mayıs’ta, toplam 486 işçimizi, madenden sağ
olarak çıkardık. Ne yazık ki, 301 işçimiz elim kazada hayatını
kaybetti.”
“TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLETTİR, BU MİLLET BÜYÜK BİR MİLLETTİR”
Türkiye’nin büyük bir devlet milletin büyük bir millet olduğunu
anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, bugüne kadar
birçok badire yaşadık, birçok zorluk, bir çok güçlük yaşadık ve her
seferinde birbirimize kenetlenerek, birbirimizle dayanışma içinde
olarak, bu badireleri, bu güçlükleri, bu sıkıntıları aşmayı
başardık. Soma’da yaşanan facia da, bize millet olma şuurunu bir
kez daha hatırlatmış, birliğimizi ve kardeşliğimizi daha da
güçlendirmiştir. Kaza anından itibaren, Türkiye’nin her yerinde
Soma’daki kardeşlerimiz için, oradaki şehitlerimiz için fatihalar
okundu, yasinler okundu, hatimler indirildi. Şu anda hâla, gerek
Türkiye’de gerek Türkiye dışında, Soma’da yaraları sarmak için
kardeşlerimiz seferber olurken, aynı zamanda dualarını, hatimlerini
şehitlerimizin aziz ruhlarına göndermeye devam ediyor. Hepimizi
derinden yaralayan bu acı hadise esnasında, 77 milyon tek yürek
olduğumuzu bir kez daha gördüğümüz gibi, yeryüzünde ne kadar çok
dostumuz, ne kadar çok kardeşimiz olduğunu da bir kez daha yakından
hissettik. Komşu ülkeler, bölgemizdeki dost ve kardeşlerimiz, en
yakınımızdan en uzağımıza kadar birçok ülke ve halk, acımızı
paylaştı, taziyelerini iletti, yardım tekliflerini gönderdiler.
Özellikle, Pakistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bizimle
birlikte milli yas ilan ederek, bayraklarını yarıya indirerek, iyi
günde olduğu gibi kötü günlerde bizlerle birlikte olduklarını
hissettirdi. Ve bu arada Katar özellikle defaetle ‘biz ne
gerekiyorsa yapmaya hazırız, bize düşen görev neyse biz varız’
dedi. Aynı şekilde ABD olsun, aynı şekilde Rusya olsun, Almanya
olsun, hepsi de ‘acaba bize ne düşüyor ve biz teknolojik
birikimimizi sizinle paylaşmaya hazırız’ diye onlar da bize bu
durumu ifade ettiler. Ve bütün batılı olsun, körfez ülkeleri olsun
hepsi burada, yanımızda olduklarını ifade ettiler.”
Başbakan Erdoğan, Soma’nın acısını yaşanırken Bosna Hersek ve
Sırbistan da büyük bir sel felaketinin yaşandığını ve kayıplar
verildiğini anımsattı. Soma’ya bütün imkanlarla ulaşılırken, Bosna
Hersek ve Sırbistan’daki dostlara ve kardeşleri ihmal etmediklerini
ve onlara da yardım eli uzattıklarına dikkat çekti.
Bosna Hersek’te, evinin içindeki çamuru temizlerken, kapısına gelen
Türk yardım kuruluşlarına, kendi derdini unutup Soma’yı
sormalarının kendilerini duygulandırdığını ifade eden Başbakan
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu vesileyle, bir kez de sizlerin huzurunda, hem içeride, hem
dışarıda, bu büyük acı karşısında dayanışma sergileyen herkese
yürekten teşekkür ediyorum. Şunu biliyoruz ki, ne yaparsak yapalım,
giden 301 can geri gelmeyecek. Ne yaparsak yapalım, eşini,
evladını, babasını, kardeşini yitiren yüreklerin feryadı
dinmeyecek."
Soma’ya, kazanın ertesi günü yaptığı ziyareti hatırlatan Erdoğan,
sözlerini şöyle tamamladı: "Orada ifade ettiğim şu hususun çok iyi
anlaşılmasını, çok iyi bilinmesini istiyorum. Bu acı hadisenin
üzerini hiç kimse örtemez, örtemeyecek. En ince detayına kadar, bu
kazanın bu facianın takipçisi olacağız. İhmaller, tedbirsizlikler
kusurlar ortaya çıkarılacak ve gereken mutlaka yapılacak. Bu tür
acıların tekrar yaşanmaması için de her türlü tedbiri artırıyor,
hem yasalarımızı, hem denetimlerimizi daha da güçlendiriyoruz.
Soma’da ve civar ilçelerde, madencilerimizin bizlere emaneti olan
yakınlarını da asla yalnız bırakmayacağız. Yasalarda değişiklik
hazırlıklarını başlattık. Şehit yakınlarımızın ve çalışanların
mağduriyetlerini gidermek adına, her türlü düzenlemeyi yapacak,
inşallah oradaki acıları bir nebze olsun hafifletecek, yaraları
saracağız.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında 10 Ağustos’ta yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birilerinin tekrar kirli
hesapların içine girebileceğini söyledi.
Siyasetin, bu kirli hesaplardan medet ummak isteyebileceği
konusunda uyarılarda bulunan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: “Ne
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, ne de sorasındaki
süreç, Türkiye için bir zaaf bir belirsizlik teşkil etmeyecek, tam
tersine Türkiye’yi daha da güçlendirecek. Siz, eminim ki bu
tahriklere aldırış etmeyecek, sandığa gidecek hür iradenizle
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanını belirleyeceksiniz. Artık
Cumhurbaşkanı seçme konusunda da karar doğrudan doğruya sizin,
yetki sizin ve mühür sizin elinizde. Siz ne derseniz, o
olacak.”
Başbakan Erdoğan, Millete Hizmet Yolunda konuşmasında gündemdeki
konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Soma’nın, bir kez daha
millet olma şuurunu hatırlattığını, ortak bir acıyı paylaşmaya sevk
ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçeride 77 milyon, dışarda dost ve kardeşlerimiz bu acıyı aşmak
için tek yürek oldu, tüm imkanlarıyla seferber oldu. Ancak, Türkiye
böyle büyük bir acıyı yaşarken, bu acıdan kendisi için, kendi
çıkarları, kendi hırsları, kendi örgütleri için rant devşirmeye
çalışanlar da çıktı. Acılardan rant devşirmeye kalkanlar, bilsinler
ki, aziz milletimiz, bu tür vicdansızlıkları, bu tür
insafsızlıkları, asla unutmayacak, asla affetmeyecektir. Kimileri,
bu ülkenin başına gelen her felaketten, bu ülkenin, bu milletin
yaşadığı her acıdan maalesef sevinç duyuyorlar.”
“DEVLETİN VE MİLLETİN ŞİDDET TUTKUNLARINA ARTIK TAHAMMÜLÜ
KALMAMIŞTIR”
Milletin bunlara itibar etmediğini ve bunları ciddiye dahi
almadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Biz,
Soma’da, 301 şehidimiz için yas tutarken, onları madenden çıkarıp
defnetmenin çırpınışı içindeyken, daha ilk andan itibaren bunu bir
tahrik ve istismar vasıtası olarak kullanmak isteyenleri de
milletimiz çok iyi görüyor ve onları çok iyi tanıyor. Bakınız,
İstanbul’da, Okmeydanı’nda, Soma için eylem yaptığını söyleyen yüzü
maskeli eli molotoflu, silahlı, taşlı militanlar yüzünden, önce bir
gencimiz hayatını kaybetti ardından bir başka gencimiz öldürüldü,
çok sayıda polisimiz de yaralandı. Hayatını kaybeden bu
gençlerimize de Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Polislerimize
geçmiş olsun dileklerimi bir kez de buradan iletiyorum. Burada, şu
hususun altını çizmek istiyorum, devletimizin de, aziz milletimizin
de, her hadiseyi istismar edip sokakları ateşe vermek isteyen bu
şiddet tutkunlarına artık tahammülü kalmamıştır”
“DÜRÜSTSENİZ YÜZÜNÜZÜ POŞULARLA NEDEN ÖRTÜYORSUNUZ?”
“Önce Gezi eylemleri ardından 17 Aralık operasyonu" denildiğini
belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdilerde, İstanbul
sokaklarına şiddeti egemen kılmak arzusuyla, bayat senaryoyu bir
kez daha uygulamak istiyorlar. Bu sokakları terörize etme adımıdır.
Huzurumuzu, barışımızı bozmak istiyorlar. Eğer siz samimi iseniz,
eğer siz dürüstseniz o zaman yüzünüzü poşularla neden örtüyorsunuz?
Açıkça ortada olun. Eğer samimiyseniz düşüncelerinizi ortaya
koyacaksanız molotoflarla niçin saldırıyorsunuz? Niçin bilyelerle
saldırıyorsunuz? Demek ki samimi değilsiniz. Sokakları terörize
etme gayreti içindesiniz. Ne yaparsanız yapın, şunu iyi biliniz ki
milletimiz bu girişimlerin hiç birine pirim vermeyecektir. Bundan
bizim hiç şüphemiz yok. Ancak hamdolsun ki, milletimiz bu
girişimlerin hiç birine itibar etmedi. 1 yıl boyunca milletimiz,
sabrını, sağduyusunu, vakarını muhafaza etti. 30 Mart’ta millet,
söyleyeceğini sandıkta gür bir sesle söyledi. Hiç kuşkusuz, bugün
de, yarın da, milletimiz vakarını koruyacak, bu tahriklere asla
itibar etmeyecektir. Gezi olaylarının faturasını Türkiye, aziz
milletimiz, yani sizler maalesef ağır ödediniz. Hamdolsun, sizlerin
desteği sayesinde, Hükümet olarak dik durduk, o badireyi atlattık.
17 ve 25 Aralık’ta bir kez daha Türkiye’ye hücum ettiler, onu da
durdurduk. Şu anda, ekonomimiz, 1 yıl önceki gibi çok sağlam bir
zeminde ilerliyor. Borsa İstanbul yeniden güvenle yükseliyor.
Merkez Bankası rezervimiz yeniden 130 milyar dolar seviyesini
aştı.”
“PARALEL YAPILANMAYI VE ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TASFİYE
EDECEĞİZ”
Başbakan Erdoğan, yüksek faizle, enflasyonla mücadelelerinin
kararlılıkla devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Türkiye, umutla, güvenle, huzur ve kardeşlikle geleceğe ilerliyor.
Türkiye düşmanlarının sokaklara saldıkları maşaların, bu huzuru, bu
istikrarı bir kez daha zedelemelerine izin vermeyeceğiz. Milletimin
şunu çok net olarak görmesini isterim. Gezi olaylarında, gençler,
içerdeki ve dışardaki hainlerin maşası olarak kullanılmıştı. Aynı
manzarayı 17 ve 25 Aralık saldırılarında da gördük. İçerde ve
dışarda, bir takım hainler, kendi ülkelerine karşı taarruza
geçtiler. Biz bunlara geçit vermedik, sizler bunlara geçit
vermediniz. 30 Mart’ta, bu hainlerle, bu maşalarla mücadele için
sizler bize sorumluluk yüklediniz, yetki verdiniz. Biz de bu
mücadeleyi sarsılmaz şekilde sürdürüyoruz. Ne bu mücadelenin
sekteye uğratılmasına, ne de Türkiye’de huzurun bozulmasına izin
vermeyeceğiz. Bir takım hain örgütlerin, yalanla, iftirayla, en
kutsal değerlerimizi istismar ederek Türkiye’nin kalkınmasını
zedelemesi emin olun mümkün olmayacak. Paralel yapılanmayı,
çeteleri, mafyatik örgütlenmeleri, bunların yanında dışardan
beslenen eli kanlı terör örgütlerini tasfiye edecek; güçlü bir
demokrasi, güçlü bir ekonomi, aktif bir dış politikayla hep
birlikte geleceğe yürüyeceğiz”
“ALMAN MEDYASININ YAPTIĞI SALDIRILARI UMURSAMADIK”
Arnavutluk’a gerçekleştirmeyi düşündükleri ziyareti Soma’da
gerçekleşen elim kaza nedeniyle ve orada imzalamayı öngördükleri
anlaşmaları ertelemek durumunda kaldıklarını anımsatan Başbakan
Erdoğan, Almanya’ya 24 Mayıs’ta yaptıkları ziyarette, Avrupalı Türk
Demokratlar Birliği adlı sivil toplum kuruluşunun 10’uncu kuruluş
yılı etkinliklerine katıldıklarını hatırlattı. Etkinlik
çerçevesinde, Köln Arena’da toplanan yaklaşık 20 bin vatandaşla bir
araya geldiklerini ve hasret giderdiklerini dile getiren Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu: “Oradaki vatandaşlarımızla da Soma’daki
yitirdiğimiz 301 şehidimizin acısını paylaştık. Aşr-ı şerifler
okundu, kasideler, ilahiler söylendi; ezan okundu, dualar edildi.
Ardından, orada bizi karşılayan 20 bin kardeşimize hitap ettim.
Alman medyasının önemli bir kısmı, ziyaretimizi provoke etmek
amacıyla, çok aleni şekilde ırkçı ifadelere başvurmaktan kaçınmadı.
Türkiye’deki bazı medya kuruluşlarıyla işbirliği içinde, ortak bir
üslup içinde davranan Alman medyasının yaptığı bu saldırıları
elbette umursamadık. Vakarımızı, sükûnetimizi muhafaza ettik,
ancak, Avrupa içinde bilhassa Müslümanlara, Türklere, göçmenlere
yönelik ırkçı saldırılara da dikkat çekmiş olduk. Umuyorum ki,
Avrupa, yükselmekte olan bu yabancı düşmanlığı ve ırkçı saldırılara
karşı, yükselmekte olan bu tehdide karşı önlem alacak; hoşgörüyü,
çok kültürlülüğü öne çıkaracaktır.”
Başbakan Erdoğan, Mayıs ayı içinde dış politika açısından çok
önemli kabuller gerçekleştirdiklerini ve dünyanın dört bir yanından
gelen devlet adamlarını Türkiye’de ağırladıklarını söyledi.
Ziyaretler kapsamında; ABD Temsilciler Meclisi Ülke Güvenliği
Komitesi Başkanı Michael Mccaul Başkanlığındaki ABD Kongre Heyeti
ile, Almanya Federal Cumhuriyeti Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı
Stephan Weil ile, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı
Bakir İzetbegoviç ile, BP Ceo’su Bob Dudley ile, Kırgız Cumhuriyeti
Başbakanı Cömert Otorbayev ile, Tanzanya Dışişleri ve Uluslarası
İşbirliği Bakanı Bernard Membe ile, Umman Dışişlerinden Sorumlu
Bakanı Yusuf Bin Alawi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade
etti.
Tüm bu temasların Türkiye için hayırlara vesile olması dileğinde
bulunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Yine, 19 Mayıs’ta,
Gençlik ve Spor Bayramı’nda, Başbakanlık Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı’nın, kısa adıyla TİKA’nın tamamladığı 5
ülkedeki 5 projeyi hizmete aldık. TİKA’nın tamamladığı eserler
arasında, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in babası
Ali Rıza Efendi’nin, Makedonya’nın Jupa Belediyesine bağlı Kocacık
köyündeki evinin aslına uygun şekilde inşası var. Aynı şekilde,
Filistin’de, 14 sınıftan oluşan, 4 katlı, son derece modern bir kız
ortaokulu, Gürcistan’da bir Engelli Merkezi, Somali’nin başkenti
Mogadişu’ya kazandırdığımız 23 kilometre uzunluğunda, çift yönlü
bir yol ve son olarak da, Tunus’ta önemli bir tarım projesi
var."
29 Mayıs’ta, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Efes Tatbikatına
katıldıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"tatbikatı komutanlarımızla birlikte izledik, ordumuzun caydırıcı
gücünü orada bir kez daha iftiharla müşahede ettik. 30 Mayıs’ta
ise, İstanbul’da, Şah Deniz Üretim Sahası ve TANAP Projesi’ne
Türkiye’nin ortaklığına ilişkin anlaşmaların imza törenine ev
sahipliği yaptık. Son 1 yıl içinde, her fırsatta defaatle ifade
ettim: birilerinin Türkiye üzerine, milletimiz üzerine hesapları
varsa, biliniz ki, Allah’ın da bir hesabı vardır, milletin de bir
hesabı vardır. Milletçe dik duruşumuz, birlik içinde oluşumuz,
özellikle de dualarımız, işte son 1 yıl içindeki tuzakları bozdu,
hesapları alt üst etti.”
“10 AĞUSTOS SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE BİRİLERİ TEKRAR KİRLİ HESAPLARIN
İÇİNE GİREBİLİR”
Engelleme girişimlerine rağmen Türkiye’nin büyümeye devam ettiğini
anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomiye
yönelik ağır saldırılara rağmen, hamdolsun Türkiye ekonomisi
başarılarını katlamaya devam ediyor. Huzurumuza, kardeşliğimize,
çözüm sürecine yönelik sabotajlara rağmen Türkiye istikrarını,
büyük hedeflerini muhafaza ediyor."
Türkiye üzerine hesap yapanlar, tuzak kuranların başarılı
olamayacaklarını anladığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle
tamamladı: "Allah’ın izniyle, sizlerin desteğiyle, özellikle de
hayır dualarınızla, Türkiye’yi büyütme mücadelemizi hiç sarsılmadan
sürdüreceğiz. Biliyorsunuz, bundan 54 yıl önce, yine bir Mayıs
ayında, 27 Mayıs’ta, milletin seçtiği hükümet silah zoruyla
devrilmiş, Milletin Başbakanı merhum Menderes ve arkadaşları Fatin
Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdi. Millet olarak asla
umutsuz olmadık, boynumuzu eğmedik. 54 yıl boyunca, benzeri
badireleri de atlatmayı başardık. Demokrasimizi daha da
güçlendirdik, darbenin izlerini sildik, 27 Mayıs’ın kalıntılarından
büyük oranda kurtulduk. En son, önce Gezi olayları, ardından 17 ve
25 Aralık operasyonlarıyla bu ülkeye bir kez daha 27 Mayıs’ı
yaşatmak istediler, biz onu da aştık. Türkiye’nin ufku alabildiğine
açıktı ve daha da açıldı. Türkiye’nin umudu hiç olmadığı kadar
çoğalmış, Türkiye’nin morali tarihte görülmemiş derecede
yükselmiştir. Şimdi, Ağustos ayında, demokrasimiz adına bir başka
önemli başarıya adım adım yaklaşıyoruz. Tarihimizde ilk kez,
Cumhurbaşkanımızı halkın oylarıyla, sizlerin oylarıyla iş başına
getirecek, demokrasimizin gücüne inşallah güç katacağız. Türkiye,
devletiyle, milletiyle, her zamankinden daha güçlü, daha kararlı,
daha umutlu şekilde geleceğe yürüyecek. Ne Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesi, ne de sonrasındaki süreç, Türkiye için bir
zaaf, bir belirsizlik teşkil etmeyecek, tam tersine Türkiye’yi daha
da güçlendirecek.10 Ağustos, inşallah, Türkiye için bir milat
olacak. 10 Ağustos seçimleri öncesinde, birileri tekrar kirli
hesapların içine girebilir. Siyaset, bu kirli hesaplardan medet
ummak isteyebilir. Sizler, eminim ki bu tahriklere aldırış
etmeyecek, sandığa gidecek, hür iradenizle Türkiye Cumhuriyeti’nin
Cumhurbaşkanını belirleyeceksiniz. Artık Cumhurbaşkanı seçme
konusunda da karar doğrudan doğruya sizin, yetki sizin ve mühür
sizin elinizde. Siz ne derseniz o olacak. Ben inanıyorum ki, siz ne
derseniz, o, Türkiye’nin hayrına olacak. Adaylar kim olursa olsun,
siyasette nasıl bir değişim olursa olsun, Türkiye, ilkeleri
doğrultusunda 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek. 30
Mart seçimleri öncesinde yaptığımız gibi, 10 Ağustos öncesinde de
Türkiye’de huzuru en güçlü şekilde muhafaza edecek, ülkemizi
sağduyu içinde, vakar içinde sandığa götüreceğiz. Ben, bu
düşüncelerle sözlerime son verirken, bu günlerde 561’inci
yıldönümünü kutladığımız İstanbul’un fethinin de hayırlı olmasını
niyaz ediyorum. Fatih Sultan Mehmet’i, onun övülmüş ordusunu,
kahraman neferlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum.Ailenizle,
sevdiklerinizle sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor
yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere hepinize hayırlı akşamlar
diyorum. Sağolun varolun, Allah’a emanet olun.”
(İHA)