Birileri öküzün altında buzağı arıyor
Abone olMilli Eğitim Bakanı Çelik, eğitim sistemini ve bu sistemin değiştirilmemesi için yaygara koparanları kıyasıya eleştirdi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''Çocuklar, okula gitmek
yerine rapor alıp dersaneye gitmeyi tercih ediyor. Bu yanlıştır,
bunu düzeltmemiz gerekiyor dediğimiz zaman birileri çıkıyor, öküzün
altında buzağı arıyor. Yok efendim, İmam Hatip Lisesi, şu lise, bu
lise... Türkiye'de şu kadar imam varmış, bu kadar cami varmış.
Şapla şekeri birbirine karıştırmayalım'' dedi. Çelik, Milli Eğitim
Vakfı (MEV) tarafından düzenlenen Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve
Liselere Giriş Sınavı'nda (LGS) dereceye giren 31 öğrenci için
düzenlenen ödül törenine katıldı. Törende konuşan Çelik,
Türkiye'nin çok önemli bir vakıf medeniyetine sahip olduğunu ve
kişilerin ''kubbeden hoş bir sada bırakabilmek'' adına insanlığa
hayırlı eserler bırakması gerektiğini kaydetti. Osmanlı döneminde
''Gurabahane-i Laklakan'' adlı bir kuruluşun bulunduğunu ve burada
leyleklerin tedavi edilerek yeniden doğaya bırakıldığını anlatan
Çelik, ''Bizim atalarımız, leyleklerin hakkını bile gözeten bir
nesildir. Tarih, ibret bilimidir. O zaman tarihe bakmak
zorundayız'' diye konuştu. Hükümet olarak milli eğitimin birinci
öncelikleri olduğunu vurgulayan Çelik, ancak eğitimin konsolide
bütçenin ''merhametine'' bırakılamayacağını, özel sektörün ve
vakıfların bu işin içine girmesi gerektiğini ifade etti. Çelik,
''Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası'nın toplumda ciddi bir
sinerji yarattığına, yaratacağına inanıyorum. Yüzlerce insan, okul
yaptırmak için müracaat ediyor. Sayın Başbakan, ben, temel atma
törenlerine yetişemiyoruz'' dedi. ''BİN KİŞİYE BİR KAZANDA MAKARNA
PİŞERDİ'' Başarının ödüllendirilmezse köreleceğini belirten Bakan
Çelik, fidelerin fidana dönüşebilmesi için ışığa, suya, şefkate
ihtiyacının bulunduğunu kaydetti. Eğitimin de şefkat işi olduğunu
vurgulayan Hüseyin Çelik, Anadolu'da gerekli fırsatları bulamadığı
için ''fidana dönüşemeyen fideler'' bulunduğunu söyledi. Kendisinin
de devlet parasız yatılı okulunda çok zor şartlar altında okuduğunu
anlatan Çelik, ''Ben, parası olmadığı için devlet parasız yatılı
okulunda okuyan bir ağabeyinizim. Çok zor şartlarda okuduk. Bin
kişiye bir kazanda makarna pişerdi. 15 günde bir banyo yaptığımız
için bazı arkadaşlarımız bitlendi'' dedi. Türkiye'de çok değerli
insanların yetiştiğini ve bunların birçoğunun yurtdışına giderek
çalıştığını ifade eden Çelik, ''Bu, beyin göçüdür. Bizim harika
çocuklarımız var. Onlara gerekli şartları oluşturamadığımız için
birileri onları kapıyor yurtdışına götürüyor'' diye konuştu.
''ŞAPLA ŞEKERİ KARIŞTIRMAYIN'' Milli eğitimin sorunları arasında
sınav sisteminin de bulunduğunu belirten Çelik, ilköğretim
çağındaki çocukların, ''bayrama, düğüne gider gibi okula gitmek
yerine'' o yaşlardan yoğun bir temponun içine sokulduklarını
kaydetti. Çelik, şöyle konuştu: ''Dün Milli Eğitim Komisyonu'nda da
söyledim; bu yanlış ÖSS sınavından dolayı liselerimizde 4 yıla
çıkarılması gereken ve bizim de buna çalıştığımız eğitim sistemimiz
1.5 yıla inmiştir. Üçüncü sınıflar adeta tatil ediliyor. Niçin?
Çünkü, lise 2, lise 3 müfredatından soru sorulmuyor. Sekizinci
sınıf, belki lise 1'den soruluyor. Çocuklar, okula gitmek yerine
rapor alıp dersaneye gitmeyi tercih ediyor. 'Bu yanlıştır, bunu
düzeltmemiz gerekiyor' dediğimiz zaman birileri çıkıyor, öküzün
altında buzağı arıyor. Yok efendim, imam hatip lisesi, şu lise, bu
lise, Türkiye'de şu kadar imam varmış da, bu kadar cami varmış...
Şapla şekeri birbirine karıştırmayalım. Biz, dünyanın medeni,
modern ülkeleri ne yapıyorsa onu yapıyoruz, onu yapmaya
çalışıyoruz. Üçüncü dünya ülkelerini örnek falan almıyoruz.''
ÖSS'de sayısal, sözel ve eşit ağırlıklı puan türlerinde birinci
olan Emre Kacar da, törende yaptığı konuşmada, çok çalıştıklarını,
ancak ''yeter'' demedikleri için önlerinde uzun bir yolun
bulunduğunu kaydetti. Kacar, ''Yolun sonu hala pek açık görünmüyor.
Bulanıklıklar var. Ama, attığımız her adım başarıya gidiyor'' dedi.
Liselere Giriş Sınavı'nda birinci olan Pelin Doğan ise böyle bir
törende 20-30 değil yüzlerce öğrencinin bulunmasını istediğini
belirterek, ''Pek çok arkadaşımızın elinde olanakları yok. Tüm
öğrencilerin eşit eğitim almasını ve başarıyı yakalamasını
diliyorum'' diye konuştu. Daha sonra, Milli Eğitim Bakanı Çelik,
başarılı öğrencilere ödül verdi ve Atatürk'ün Nutuk'unu armağan
etti. Çelik, dereceye giren öğrencilerle birlikte toplu hatıra
fotoğrafı çektirdi.