Biri bunları söylemeliydi!

Hacer ALKAN hacer1@internethaber.com

Biz biliyoruz, alışkınız Erdoğan'ın bu hallerine... Kızdı mı kafasının tası attı mı dili bıçak gibi olur... Yok öyle diplomasi lisanıymış, yok diplomasi adabıymış... Bizim başbakanımız Kasımpaşalı, 'duygusal lisan" ile konuşur o... Kızdı mı bitmiştir...

Bir modarötör kalkıp da sözünü kesecek...
Başbakanı kolundan çekiştirecek...
Bizim başbakanımız da buna ses etmeyecek...
Herhalde o modarötör hayatının dersini aldı...
Ne yalan söyleyeyim bunu hak etti de...

Şimdi muhalefet "lisan"dan vuracak...
Konuşma adabı bu mudur?
Diplomasi lisani bilmez misin? diyecekler...
Bir bakıma haklı olabilirler...

Ama olayın bir diğer yönü var ki..
Bu "duygu lisanı" Arap camiasını mest edecek...
Artık Ahmedinejad ve Chavez out...
Kasımpaşalı Erdoğan in olacak...
Çünkü liderlerinden duymadıklarını ondan duydular...
O yüzden de bu ayağa kalkış büyük alkış alacak...
Sokaktaki halk için Erdoğan komşudaki yeni liderleri olacak...

Türkiye'ye gelince...
"Ananı da al git" dedi yine sevildi...
"Askerlik yan gelip yatma yeri değil" dedi yine alkışlandı...
Onun 'duygu' dilini bu halk kızsa da hep sevdi...
Kahvedeki insan bu tavra sadece;
"Helal olsun" diyecek, "tam destek" verecek...
Elbette yüzde 47'ye de biraz ek yapacak...

Özetle şunu diyebiliriz...
Diplomasi lisanı elbette önemlidir...
Ama "Gazze'deki zulüm" bundan da önemlidir...
Erdoğan'ın o sözleri belki çok sertti...
Ama birinin de bunları söylemesi gerekliydi...
Diplomasi dili yerine "duygu lisanı" şart olmuştu...