Biri bu soruya cevap versin!
Abone olKalafat'a göre, uyuşturucunun ilacı bulundu. Ama bazıları, bu ilacı Türkiye'ye sokturmuyor. Peki kim bunlar?
Kalafat, İnternet Haber'de bugün kaleme aldığı yazısında,
uyuşturucuyla mücadelede dönün dolapları kaleme aldı: Uyuşturucunun
ilacı bulundu mu? Şimdi size magazin dışı bir haber vereceğim.
Bakalım kaç kişi bu haberle ilgilenecek? Konu Starlife programı
yaptığım dönemden kalma. Yani bir yıllık mesele… Çok samimi
görüştüğüm iki doktor arkadaşımı program yapmaya ikna etmiştim.
Konu, sadece o zaman değil, bu zamanda bile müthiş sayılacak
nitelik taşıyor. Özetle şöyle söylüyordu iki doktor arkadaşım. (
Biri professor, diğeri uzmandır. Her ikisi de İstanbul’daki bir
üniversite de uzmanlık alanlarıyla ilgili kürsüyü kurmuş halen
ögretim görevlisi olarak da ders vermektedirler.) Avusturalya da
kullanılan Amerikan FDA dairesi tarafından henüz onay almamış olan
bir ilaç var. “Biz bu ilacı hastalarımızda kullanıyoruz. Uyuşturucu
ile mücadelede kullanılan en etkin ilaç şimdilik. Ancak Türkiye’ye
girişi yasak olduğu için ithal edilemiyor.” Bu sözleri duyduğumda
kulaklarıma inanamamiştım. İnsanoğlunun başına çağlar boyunca bela
olan uyuşturucunun ilacı bulunmuştu ve hekimler tedavide
kullanıyorlardı. Merakım iyice geliştiği için doktorları soru
yağmuruna tuttum. Verdikleri bilgi aynen şöyleydi: “Bu ilaç insan
vucuduna girdiğinde gittiği adres beyindir. Uyuşturucunun
etkileştiği reseptörlere tesir edip, beynin o bölgesine dışarıdan
hiçbir uyaranın girmesine müsade etmiyor.. Kullanıcının uyuşturucu
bağımlılığı sırasında aldığı her madde geri itildiği için sonuç
getirmiyor böylelikle. Bu ilaç bir dönem sürekli kullanıldığında
ise hasta olan kişinin bağımlılığı azalıyor, vucud uyuşturucuyu
Kabul etmediği için kişi beyaz zehirden uzaklaşıyor.” Şaşırma
sırası sizde Şimdi soruyorum. Sizler, bu yazıyı okuyan kişiler daha
önce böyle bir ilaçtan haberiniz oldu mu? Neden sadece işinin
uzmanı olan bazı hekimler biliyor? Neden işlevselliği doktorlar
tarafından kabul edilmiş olan bu ilaç ülkemize ithal yoluyla değil
de bavulda giriyor? Yüzlerce insanı pençesine alan bu lanet olası
alışkanlığın maddesiyle ticaret yapan insanlık düşmanlarına rağmen,
devlet polisiye önlemin yanısıra bu tür tıbbi önlemi almıyor? Yoksa
birileri birşeylerden mi çekiniyor? Eğer o programı yapsaydım bu
soruları ve daha fazlasını soracaktım. Bu arada hemen hatırlatayım.
Bu ilacın fiyatı biraz pahalı. Geçen yıl 1,5 milyar civarındaydı.
Şimdi olsun 2,5 milyar. Uyuşturucu yüzünden anasını babasını
tanımayan iffetini bozuk para gibi harcayan, bir köşede “altın
doz”la hayatını sanal bir dünya uğruna terkeden, yüzlerce,
kullandığı bilinen ya da bilinmeyen insanı düşünün. Onlar, kaderin
pençesinde bundan sonraki yaşamlarında birer mahkum. Kıldan ince
bir sınırda gidip geliyorlar. Bu insanlarımızı kazanmak, toplum
adına, aileleri adına, sosyal yaşama döndürmenin sevabı başka hangi
hayır faaliyetinde vardır ki, söyleyin? Birileri çıkıp bu işin
aslını açıklasın. Eğer kulaklarınız dikildiyse ve merak ediyorsanız
sorun etrafınıza. Ben aynı soruyu Türkiyenin en büyük devlet
hastanelerinden birinde başhekim olan bir dostuma sordum. “Doğru”
dedi. İşin ilginç yanı o hastanedeki hekimler de bu ilaçtan ve
benzerlerinden kullanıyorlardı. Yine de aklıma bir soru takılıyor.
Eğer bu ilaç hastalar üzerinde kullanılıyorsa uyuştucu bağımlısı
neden bitmedi koca Türkiye’de? Cevap şunlar olabilir. 1- İlacı
temin etmek zor ya da herkes alamıyor. 2- İlacı kullanmanın belki
de bana anlatılamayan yan etkileri var. ( bu olasılığı dikkate
almayacak, hayatını kurtarmak için herşeyi göze alan yüzlerce
mağdur insan olduğuna da eminim.) 3- Birileri bu ilacın Türkiye’ye
ithalini istemiyor ve engel oluyor. Ben bir gazeteci olarak daha
fazla araştırma yapmadım. İlk televizyon programımda bu konuyu
işleyeceğim bilesiniz. Size neden anlattığıma gelince: Çok basit.
İlginizle kamuoyu oluşturmak için. Öte yandan şöyle bir tehlike de
mevcut. Bu köşeyi okuyup da haber sıkıntısı çeken bazı televizyoncu
arkadaşlar benden atik davranabilirler. İnanın hiç üzülmem. Önemli
bir konumu kaybederim belki, ama yüzlerce insana faydası
dokunabilecek bir olayın gündeme girmesine aracılık ederim ki, bu
benim için herşeyden daha önemli olur.