Biraz da yas tutalım!

Abone ol

Yas eksikliği sizi daha büyük bunalıma sokabilir. İşte psikolojik bir sendromdan Şemdinli analizi...

Can Dündar/Milliyet

Genç yaşta annesini kaybetmiş bir arkadaşım bahsetti "yas eksikliği" sendromundan...
Annesinin acısını unutabilmek için hemen yoğun bir ilişkiye girmiş. Çok bağlanmış. Ayrılınca da yaman bir aşk acısına düşmüş. Çökmüş. Kendi başına atlatamayacağını anlayıp bir psikoloğa gitmiş. "Senin asıl sorunun aşk acısı değil, yas eksikliği" demiş psikolog... "Annenin yasını tutmadan yeni bir ilişkiye girmişsin. Biriktirdiğin acılar, ayrılıkla katlanmış." O yüzden önce yas eksikliğini tamamlaması gerektiğini söylemiş. "Annenin fotoğraflarını çıkar yeniden, ona mektuplar yaz, mezarını ziyaret et. O acıyla yüzleş. Ondan sonra ayrılık acısıyla daha kolay baş edersin" demiş.

Modern toplum yastan kaçar. Hayatın temposunu düşüren bir maniadır yas... İçe kapatır insanı; üretimden, tüketimden alıkoyar. O yüzden "Unut" der, sistemin kanaat önderleri; dertlerin üzerinden atlamayı telkin eder. Dönüp geri bakılmayacaktır, ölüm hiç yokmuş gibi yaşanacaktır, mezarlıklar kent dışına taşınacaktır, yitirilen aşkın acısı, yeni aşkın koynunda unutulacaktır

"Her canlı ölümü tadacaktır" tabelası oradan kaldırılacaktır. Televizyonlar göbek havasıyla açılıp göbek havasıyla kapanacaktır. Acılar katlandıkça daha çok kahkaha atılacaktır. Yas tutulmayacaktır.

Arkadaşım annesine mektuplar yazmamış gerçi; ama gecikmeyle de olsa tutmuş yasını... O sayede üstesinden gelmiş acılarının... Maziye gömdüğü kederleri birer birer çıkarıp ilmek ilmek çözmüş ve nihayet yüzü gülmüş.

Onu dinlerken Türkiye'nin başına gelenlerin biraz da "yas eksikliği"nden kaynaklandığını düşündüm. Ne çok tutulmamış yas, verilmemiş hesap var tarihimizde; düşünsenize... Düşe kalka sürdürmeye çalıştığımız demokrasimizde ne darbeler, ne katliamlar, ne darağaçları var. Kapanmış dosyalar... kapanmamış yaralar..

Yasını tutmadık hiçbirinin... Menderes asıldığında alkışladık. Deniz'lerle intikam aldık. 17'lik çocuğu yaşını büyütüp astık. İşte daha dün o kanlı 1 Mayıs'ı yeniden hatırladık. Onu da gömmüştük hafızamıza, diğer faili meçhullerin yanına... 90'larda yeni kurbanlar istedi kanlı toprak; yeni cenazeler taşıdık. Susurluk'u çözmeden unuttuğumuz gibi Şemdinli'yi de arşive kaldırdık

Hesaplaşmadan unuttuğumuzdan, unutup yeni maceralara koyulduğumuzdan, inatla peşimizden geldi biriken acılar... Eski aşkın acısını yenilere taşıyarak çoğaltan bir divane gibi yaşadık. Her darbe bir öncekinden daha ağır; her kriz eskisinden daha derin oldu.

Belki "yas eksikliği"dir bugünkü dertlerimizin nedeni... 78'lilerin şimdi çözmeye çabaladığı 1 Mayıs 1977'yi o zaman çözseydik Sivas'ı yaşamazdık belki... Susurluk'u aydınlatsak aynısını Şemdinli'ye tekrarlamazdık. Eski kurbanlara sahip çıksak yenilere kapı aralamazdık. İyi oldu; dün çıkardık 1 Mayıs kurbanlarının fotoğraflarını... Bundan böyle, unutmayalım, anımsayalım kayıplarımızı; mektuplar yazalım onlara, kabirlerini ziyaret edelim. Böyle sabah akşam göbek atarak azaltamayız acılarımızı...
Yas tutalım biraz, yas...

Günün Önemli Haberleri