Bir yastıkta 40 yılın sırrı
Abone ol'Bir yastıkta 40 yıl' geçirerek uzun süre evli kalabilmenin sırları araştırıldı.
İNTERNET HABER - Çalışma sonucunda
ortaya çıkan uzun evliliğin sırlarından ilk sırada niyet
çıktı.
'Bir yastıkta 40 yıl' geçirerek uzun süre evli kalabilmenin
sırları araştırıldı. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi,
Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali
Balkanlıoğlu başkanlığındaki bağımsız 15 kişilik Aile ve Sosyal
Politikalar Araştırma Grubu, 'Uzun Evliliklerin Sırları'nı
araştırdı. Bir buçuk yıl süren projede veri toplamak için anket,
mülakat ve doküman analizi ile gözlem teknikleri kullanıldı.
Onlarca aileyle birebir görüşülerek uzun evliliklerin profili
çıkartıldı.
Moral Dünyası dergisinde yayınlanan araştırmayla ilgili bilgi veren
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Balkanlıoğlu, çok ilginç sonuçlara
ulaştıklarını belirtti. Mesela; görüşmelerinde pek çok kişinin
inandığının aksine evliliğin aşkı öldürmediğini gördüklerini
aktaran Balkanlıoğlu, "Eşlerden kimisi âşık olarak evleniyor,
kimisi de evlendikten sonra âşık oluyor ama evliliğin aşkı
öldürmediği konusunda pek çok çift hemfikir. Aşkı tarif edemeyenler
de var; aşkı, eşi olarak tarif edenler de var. Uzun evliliklerde
fiziki şiddet ise yok denecek kadar az. Sözel şiddeti ise kimse
şiddetten saymıyor. Yani eşlerin birbirine bağırıp çağırmasını
evliliğin tuzu-biberi olarak gören anlayış hâkim uzun evlilerde."
dedi.
Çalışma çerçevesinde çeşitliliği yakalamak için eşler her açıdan
çok farklı gruplardan seçilmiş. İçleinde içinde işçiden memura,
avukattan öğretmene, ev hanımından şoföre ve emekliye varana kadar
pek çok meslek grubundan eşler olduğu gibi, dinî hayat açısından da
hiç namaz kılmayan ile beş vakiti kaçırmayanlar da bulunuyor.
Aralarında Alevi ve Sünni eşler olduğu gibi, daha önce Hıristiyan
iken evlenerek Müslüman olan ve Türkiye’ye göçenler de var. Ayrıca
ekonomik gelir, cinsiyet, yaş, eğitim ve diğer yönlerden pek çok
çeşitlilik de gözetilmiş. Çalışma sonucunda ortaya çıkan uzun
evliliğin sırlarından bazıları şöyle aktarılıyor:
Niyet: Uzun ve mutlu evliliklerin ilk ve en önemli
şartı niyettir. Uzun evlilerde görülen bu niyet, evlilikle
başlayıp, daha sonra da devam etmektedir. Uzun ve mutlu bir evlilik
isteyenler için de bu niyet, bireyin henüz evlilikle ilgili
düşüncelere başlamasından itibaren başlar ve ölene kadar devam
eder.
İsabetli eş tercihi: Uzun evliliklerin sırlarından
birisi de isabetli eş tercihidir. Evlenecek kişi öncelikle iyi bir
eş olmalı, daha sonra da iyi bir eş bulmalıdır. Bunların ikisi de
tek başına yeterli değildir. Kendisi iyi bir eş fakat iyi bir
tercih yapamamışsa ya da iyi bir eş olamamışsa, mutlu ve uzun bir
evlilik hayal demektir. Hiçbir şey tek taraflı değildir.
Aktif sabır: Günümüz insanının hayat felsefesi ise
maalesef 'hızlı yaşa, çabuk tüket' formatındadır. Dolayısıyla
pekçok şey, çok çabuk tüketilmekte, hatta söz-nişan döneminde
bitirilmekte, ilişkiler zayıflamakta ve evlilikten hemen sonra da
boşanmalar gelmektedir. Hâlbuki ilişkinin kalitesi ve devamı adına
sabır çok önemlidir.
Fıtrata uygun sorumluluk: İnsan fıtratı (tabiatı)
ona uygun olmayan şeyleri reddeder. Dolayısıyla fıtratla savaşmamak
gerekir. Evlilikte de eşler arasında orantılı ve fıtrata uygun
sorumluluk paylaşımı, evliliğin en önemlisi kısımlarından birisini
oluşturmaktadır.
Her işte istişare: Eşinizi önemsediğinizi
göstermenin en tesirli bir yolu, onun fikirlerine önem vermektir.
'İstişare eden hata etmez' sözü evlilikte daha bir anlam ifade
etmektedir. Uzun evliler istişareye verdikleri önemi ortaya
koymuşlar, karar alırken eşlerin birbirlerine ve ailelerine
danışmalarının son derece önemli olduğunu belirtmişlerdir.
Beklentisiz fedakârlık: Evlilikte ne kadar mutlu
olacağınızı bilmek istiyorsanız, ne kadar fedakârlık
yapabileceğinize bakın. Evlilik kelimesi fedakârlıkla eş
anlamlıdır. Boşanmalar büyük oranda eşler fedakârlıkta bulunmadığı
zamanlarda evlerin kapılarını çalmaktadır. Uzun ve mutlu
evliliklerde eşlerin ısrarla vurguladıkları en önemli bir tutkal da
fedakârlıktır. Fedakârlıkta güneş ve toprak çok iyi iki örnektir.
Hiç beklentiye girmeksizin herkesi ısıtır, aydınlatır ve sürekli
verirler, kendilerine zarar verenlere dahil.
Dua: Her ne kadar modernite metafiziğe mesafe
koysa da, postmoderniteyle birlikte metafiziğin hakkı yeniden
teslim edilmeye başlanmıştır. Metafiziksiz bir dünya mümkün
değildir. Günümüzde hastalıkların tedavisinde, iletişimde, eğitimde
vs. her alanda duanın gücü sürekli dile getirilmektedir.
Diğerleri: Güven, bitmeyen saygı-sevgi, sonsuz
sadakat, aşk ateşini alevlendirmek, cinsel uyum, sıfır yalan,
hoşgörü ve af, kabullenme, empati, çocuk, kanaat ve bereket, makul
beklenti, yeterli miktarda maddiyat, ölçülü olmak, mahremiyete
dikkat, öfke kontrolü, olumsuzlukları unutup güzellikleri tekrar
etmek, ortak sosyal faaliyetler, onun gözünden aynaya bakmak, eşin
ailesine saygı, teslimiyet, fıtratla savaşmamak, nitelikli
tartışma.