Bir tokattan ne çıkar!
Abone olHükümet, aile içi şiddeti yeniden 'şikâyete bağlı suç' kapsamına alıyor.
Hükümet, Avrupa Birliği'ne uyum ve aile içi şiddeti azaltmak
amacıyla getirilen yeni ceza sisteminden geri adım atıyor.
Aile içi şiddeti yeniden "şikâyete bağlı suç" kapsamına alan
tasarının gerekçesinde, "Bir tokat atılması halinde dahi soruşturma
açılıyor" ifadesinin kullanılması dikkat çekti.
Tasarı komisyonda
Adalet Bakanlığı'nca ceza yasalarına uyum gerekçesiyle hazırlanıp
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) gönderilen 223 sayfalık
kapsamlı tasarı, Adalet Komisyonu'nda yarın görüşülecek.
Okullarda ve toplumda şiddetin giderek yaygınlaştığı dönemde aile
içi şiddetin yaptırımını azaltan ve bu konuların soruşturulmasını
zorlaştıran hükümlerin Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan
tasarıda yer alması tepkiyle karşılandı.
Mevcut yasa ne diyor?
Mevcut Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinde şiddeti cezalandıran
hüküm şöyle: "Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığını
ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Yasa, kasten yaralama suçunun "üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe"
karşı işlenmesi halinde "Şikâyet aranmaksızın verilecek ceza yarı
oranında artırılır" hükmünü de öngörüyor.
Şikâyet şartı aranıyor
Hazırlanan tasarıyla bu
hüküm değiştiriliyor. Tasarının 156. maddesine göre, kasten
yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi
halinde şikâyet şartı aranacak.
Kasten yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı
işlenmesi halinde öngörülen ceza miktarı da düşürülüyor.
Mevcut yasada bir yıldan üç yıla kadar olan cezanın "yarısı
oranında artırılması" hükmü varken tasarıda "üçte bir oranında
artırılır" deniyor. Maddenin değişiklik gerekçesinde şöyle
denildi:
Tokada bile müdahale
"Aile bireylerine karşı işlenen kasten yaralama suçunun, ağırlığına
bakılmaksızın, resen yani şikâyet aranmaksızın soruşturulabilir bir
suç haline getirilmesi, örneğin bir tokat atılması halinde dahi
aile bireyleri arasındaki ilişkiye hukuk adına müdahil olmayı
gerektirmektedir.
Bunun doğurabileceği sakıncalar göz önünde bulundurularak TCK'nın
86. maddenin üçüncü fıkrasında yapılan işbu değişiklikle, aile
bireylerinden birinin diğerine karşı işlemiş bulunduğu kasten
yaralama suçundan dolayı, ancak şikâyet üzerine soruşturma ve
kovuşturma yapılabilecektir."
KADIN DERNEKLERİ AYAKTA
Feodal mantığın ürünü
Şenal Sarıhan (Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı, TCK Platformu
Temsilcisi, Avukat):
Şiddeti körükler nitelikte yeni bir düzenleme. Bir tokatla bir
kurşun arasında fazla fark yoktur. Tokat atarak başlar şiddet ve
giderek büyür.
"Bir tokat atılması halinde dahi" diyen mantık doğal olarak böyle
bir sonuç yaratacaktır. Aile içi şiddet okuldaki şiddeti de
körüklüyor, genel sosyal alandaki şiddeti de körüklüyor.
Şiddeti, aile içinde, büyükler - küçükler arasında gibi bir
statüyle affetmeye başlarsak, önüne geçmek mümkün olmaz.
Bunu ancak feodal mantık yapar. Bu kadın ve erkek arasında sorun
değil, bütün bireyler arasındaki sorundur. Bu yeni koşullara değil,
ancak yeniden 'eski anlayışa uyum' olabilir.
Bu neye uyumdur?
Sema Kendirci (Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı, Avukat):
Şiddete engel olacağı konusunda nutuklar atan iktidar, şiddeti
özellikle aile içinde kategorize etmek istiyor. Bir tokatta dahi
şikâyete konu edilebileceğinin endişesini taşıyıp ancak yaralamada
gündeme getirmek istiyorlar.
Bu ne kadar samimiyetsiz, ikiyüzlü bir tutumdur. Ceza Yasası'nı
yaptıklarında da Avrupa'ya övündüler. Bu neye uyumdur? "Bir tokat
atmak" o kadar doğal karşılanıyor. Bari doğrudan şunu desinler;
"Tokattan yaralamaya kadar bildiğimizi yapalım, kadın da sıkıysa
şikâyet etsin!"
(Milliyet)