Bir tek Aydın Doğan ödülü işe yaradı!
Abone olHabertürk'te konuşan ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler, sanat hayatı ve gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu...
Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı.
İlter'in "Demirel döneminde size Ermenisiniz diye devlet sanatçılığı payesi verilmemiş." hatırlatması üzerine, Ara Güler, "Orayı kapatalım. Devlet sanatçılığı diye bir şey yoktur. Ben o kadar yerden madalyalar falan almışımdır ki, devlet sanatçılığı olsa ne olur, olmasa ne olur. Ben Cumhurbaşkanlığı büyük ödülünü almışım, Halil İnalcık'la beraber. Bir kere Halil İnalcık yeter... Türkiye değişiyor, bir şeyler oluyor, ama sonunda ne olacağını hiç bilmiyoruz." şeklinde cevap verdi. "Ben bir fotoğrafçı değilim, foto mubabiriyim." diyen Ara güler, Hrant Dink cinayetine de değinerek, "Adamı siyasete kurban ettiler." diye konuştu.
ÇOK ÖDÜL ALDIM AMA SADECE AYDIN DOĞAN ÖDÜLÜ İŞE YARADI
Bana bir sürü ödül, madalyalar, bilmem neler veriyorlar. Ne iyi ne iyi. Peki ama ne yapayım? Manevi değeri vardır, maneviyat üzerine yürüyoruz biz de. Benim bugüne kadar aldığım işe yarayan tek ödül; Aydın Doğan ödülüdür, çünkü paraydı. Ötekiler hep laf ediyorlar, kağıt veriyorlar kardeşim adama. Paris şehrinin anahtarını verdiler bana. Nereye sokacağım o anahtarı ben şimdi?
BİR TEK EINSTEİN, CHAPLIN VE SARTRE'Yİ ÇEKEMEDİ
Bir tek Einstein, Charlie Chaplin ve Sartre'ın fotoğraflarını çekemediğini söyleyen ünlü fotoğrafçı, Fransız ressam Chagall'ın fotoğrafını çekme macerasını da şöyle anlattı:
Ben niye Chagall'ın resmini çekmiyorum, Chagal'ı tanıyan var mı dedim. Lionelle Venturi'nin oğlu vardır. Onun evinde kalıyorum. 'dur, ben sana ayarlayayım,' dedi. Telefon etti. Biz Cenevre'deyiz, o Paris'te oturuyor. Gittik, kapıyı çaldık. Dünyanın en büyük ressamı olarak anılan bu adamın evinde duvarda asılmış tek bir resmi yok. Kaldık bembeyaz duvarın önünde! Su verirsin büyümez, kabiliyetsiz çiçekler vardır, öyle bir çiçek vardı. O çiçeğin yanında poz verdiriyorum adama. Kepazelik! İstediğim resimleri çekemedim o gün. Sonra yazlık evine gittim. Her taraf resim doluydu. Bir sürü resim çektim orada, hoşuma gitti. Orada bir şey öğrendim; Chagal Rusya'dan kaçınca 2 sene İstanbul'da oturmuş. Benden Büyük Ada'nın resimlerini istedi. Karşılığında resim verecekti, ömrü yetmedi.