Bir tasarruf tedbiri Bizansın sonu oldu
Abone olBatılılaşma sürecimiz Orhan Bey'e dayanıyor
Osmanlı tarihi konusunda bir otorite olarak kabul edilen tarihçi
Prof. Dr. Halil İnalcık, günümüzdeki Doğu-Batı çatışmasının
benzerinin Orhan Bey döneminde bile yaşandığını söylüyor.
Prof. Dr. Halil İnalcık, yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı
İmparatorluğu tarihi konusunda otorite haline gelen önemli bir
isim. Ünlü tarihçi daha önce Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan
Cumhuriyet sonrası döneme ilişkin önemli tartışmaları içeren, Doğu
Batı dergisinde yazdığı makaleleri '' ismiyle yayınlamıştı. Kitabın
devamı olan ' ise geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı. Kitapta
yazarın Doğu Batı dergisinde ve başka yerlerde yayınlanmış
makaleleriyle birlikte, hiç yayınlanmamış bazı yazıları da yer
alıyor. Kitapta, Gaza ve Uclar, Osmanlı Devletinde Kurumlar,
Osmanlı ve Avrupa, Modern Türk Tarihçiliği başlığını taşıyan dört
bölüm var.
BÜYÜK KIRILMA VİYANA BOZGUNU
Tarihçi, Osmanlı'nın sosyal-ekonomik yapısını belirleyen belli
başlı kurum ve kanunlar, tahrir sistemi, mirî arazi rejimi, köle
emeği, kul sistemi gibi yapılar hakkında dikkat çekici saptamalar
yapıyor. İnalcık, Osmanlı'daki Batılılaşma hareketinin
bilindiğinden çok daha eskiler dayandığına da dikkat çekiyor.
Osmanlı devleti Bizans Uc bölgesinde ortaya çıktığı zaman daha
Orhan döneminde Doğu- Batı arasında bugünkü çatışmaya benzer bir
ayrılık ve çatışmanın ilk izleri görülüyor:
“Devleti idare edenler halk kitaplarında Frenkleşme ile İslam'a
aykırı fiiller işlemekle suçlanıyordu. Başka bir ifade ile
bürokrasi ve halk, tutuculuk konusunda karşı karşıya gelmişlerdi.
Anonim halk tarihleri 'idareciler Frengi taklit ederek sakallarını
kırıyorlar' diye yazıyordu.” Kitapta, I. Murad zamanında Sırplar
yoluyla topçuluk öğrenilmesi, Fatih Macar Urban'ın döktüğü toplarla
İstanbul'u fethetmesi, Kanuni Sultan Süleyman'ın tophanesinde Alman
top ustalarının çalışması ve daha birçok örnekle, Osmanlı'nın
batlılaşma sürecinin köklerine iniliyor. Bugünü hazırlayan bilinçli
Batılılaşma hareketi ise Viyana bozgunu ile başladığına dikkat
çekiliyor.
Kaynağın dili aynen kalmalı
Halil İnalcık, tarih dilinde sadeleştirme hakkında da önemli
saptamalar yapıyor: “Osmanlı kaynaklarının sözde sadeleştirme
yöntemleriyle yayınlanması tehlikeli bir çığır açmıştır. Evvela
kaynaklardaki dil, tabir ve terimler bugünkü Türkçeyle
karşılanamaz. Sadeleştirilmiş eser, kaynağın bozulmuş şeklidir,
kesinlikle bir tarih araştırması için kullanılmaz. Acaba bilinmeyen
Osmanlı'yı bu yolla daha iyi mi bileceğiz?”
Bir tasarruf tedbiri Bizans'ın sonu oldu
Halil İnalcık kitapta, Osmanlıların Balkanlara yerleşmesini
sağlayan uc beyliklerinin mücadelelerini ve sosyo-ekonomik
yapılarını ayrıntılandırıyor. Buna göre, Bizans 1284 yılında
tasarruf için Ege, Marmara ve Karadeniz limanlarını kaldırınca
işsiz kalan Rum gemiciler, korsanlık yapmamak için Türk beylerine
sığındılar. Bu bölgelerde ticareti güçlü tutan Orhan ve Umur bey
Balkan politikalarında ön saflarda yer aldı ve fetihler
gerçekleşti. Osmanlı Devleti'nin Hıristiyan Balkanlarda sürekli
yerleşmeyi başarabilmesi de yazara göre, Ortodoks kilisesini himaye
altına alması ile yakından alakalı.